Melike Gül
Forum Sakini
Birkaç hafta sonra böyle bir konu yazmayı hiç istemezdim ama 15 ağustos sabahı yani tam 10 gün önce Ayazı kaybettim
Sizinle de paylaşmak istiyorum çünkü onunla ilgili burda birkaç konu açmıştım.
Olayı anlatmaya nerden nasıl girsem bilmiyorum. 15 ağustos pazartesi günü hepimiz sabah 8 gibi uyanmıştık. Annemler kardeşimi diş doktoruna götürceklerdi. henüz yarıuyanıktım ki birden iki kardeşimde abla Ayaza birşey olmuş diyerek yanıma geldiler. Direkt Ayazın yanına gittim. kafes tabanına öylece uzanmış kanatları hafif açılmış olarak yatıyordu.Elime aldım, babamın yanına gidip veterinere gitmeliyiz dedim. Zaten babamda ayazın durumunu görünce hemen hazırlan gidelim dedi. Odama gidip yedek kafesi büyük bir hızla boşaltıp Ayazı içine koydum. ama sonra daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Onuda kaybetmek istemiyordum, daha 2 yaşına bile basmamıştı. Bi 5-10 dakika sonra da direkt veterinerin yolunu tuttuk. Çankırıdaki çoğu veteriner özel olduğu için başlama saatlerini tam kestiremiyorduk o yüzden bu saatte açık olacağı tek kesin yer olan hayvan hastanesine gitmeye başladık. O an 10 dakikalık yol 1 saat gibi gelmişti. Bir yandan Veterinere söyliyeceklerimi düşünüyordum. Aslında söyleyecek çok fazla birşey yoktu. Sabah aniden böyle olmuştu birkaç günde iştahsızdı. Onun dışında gözlemlediğim birşey yoktu. Birde geçmişte kullandığı ilaçları söyleyecektim. en sonunda veterinere geldik. koşar adım içeri girdim. kimseyi göremedim ama sol tarafta küçük bir odada toplanmış konuşan birkaç kişi vardı. onların yanına gittim ve sadece bakar mısınız diyebildim. Bakar mısınız dedikten sonra zaten direkt ağlamaya başladım. ayazı gösterdim sabah böyle oldu diyebildim sadece. ordaki abla hemen ayazın kafesini aldı ve başka bir odaya götürdü. yanında gelmek istedim ama görevli harici girilmesi yasaktı. Bi 15-20 dakika bekledik. O 15 dakika insana o kadar uzun geliyor ki. Sonra Ayazla veteriner çıktı,direkt yanına gittim. Kafesi uzattı bana, Ayaz öylece yatıyordu. Öldü sandım bir an, bir ayaza bir veterinere baktım. dediki vücut ısısı çok düşmüş o yüzden biraz küvöze koyduk sonra da aşı/serum yaptık dedi. O an yerle bir oldum zaten. Özellikle burda bu küçük canlara yapılan iğnenin onların vücutlarına ne kadar ağır geldiğini kaç kere okumuştum. O an o yazılar gözümün önüne geldi. Elle besleme yapıp yapmadıklarını sordum sabah hiçbirşey yemediğinden bahsettim ve o an stajer olduklarını öğrendim. Bana dediler ki; Biz hocamızı aradık bize bunları yapmamızı söyledi. zaten aşı/serum yaptığımız için elle beslemeye gerek yok dedi. Bir saat sonra yani 10.00 da hocalarının geleceğinden bahsettiler. Ayazı 1 saat sonra getirmemizi hocalarının da görmesi gerektiğini söylediler. Ayaza baktım. çok bitkin yatıyordu sadece sabaha göre gözleri daha canlı bakıyordu. evde kötüleşse hiçbirşey yapamazdım. Hocaları gelene kadar orda durup duramayacağını sordum. en ufak streste ölebilen hayvanlar dediler. ele aldığımızda kalp krizi geçirebilen hayvanlar bunlar dediler. Burda da kalabileceğini ama eve gitmesinin daha uygun olacağını söylediler. Hak verdim, eve götürdüm. O an ona öyle iyileşecek gözüyle bakıyordum ki. eve gidene kadar elimde durdu eve geldiğimizde koltukta küçük bir köşe yapıp yatırdık oraya. Öylece duruyordu, doğru dürüst hareket edemiyordu. ben yemeğimi yerken annem de ayazla konuşuyordu. Sonra ayazın yanına gittim. Kötüleşmişe benziyordu. resmen tüm vücuduyla nefes alıyordu gagası açık bir şekilde nefes almaya başlamıştı. En son böyle nefes alan bir kuşun bir videoda öldüğünü görmüştüm. O an gözümün önünden o video geçti. çok kötü oldum. üst gagasını alt gagasının içine sokmuştu. çıkartmaya çalıştım. ama olmadı. sonra birden bana doğru uçmaya çalıştı tutamadım, kucağıma düştü aldım elime avucumda öylece yatarken birden kuyruğu aşağı inmeye başladı. Ayaz Ayaz dedim ama çıt yok hareket yok. O an başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. En korktuğum şey başıma gelmişti. Bir canın özellikle de sahiplendiğim bir canın elimde ölmesinden o kadar korkardım ki. son nefesini avucumda vermesinden..

Hatta buraya açılan konularda ne zaman biri kuşum son nefesini avucumda verdi diyince daha bir kötü olurdum. Bilmiyorum, sanırım o ölüm anını sonuna kadar hissetmek bana çok ürkütücü geliyordu. Saat 9:30 olmuştu yarım saat sonra veterinere gitcektik. O an ailede kimse öldüğünü anlamamıştı. babam veterinere giderken kutuya mı koyarız kafesine mi diye sormuştu. artık mezara diyebildim sadece. herkes birden ayaza baktı. gerçekten ölmüştü ama hala inanamıyordu insan.Şuan bile yazarken gözyaşlarıma hakim olamıyorum. Onu çok çok seviyordum. Cikcik halime ilk göz ağrımdı ama bana göre Ayazda öyleydi. İlk erkek kuşumdu, ilk konuşan, ilk kendini sevdiren, ilk maviş kuşumdu. Videolarda kendini sevdiren kuş gördüğümde o kadar özenirdim ki. Halime'ye ne yapsam sevdirmedi. ama Ayaz sevdirdi. O kadar güzel bir hismiş ki. İyiki o anlarını videoya çekmişim çünkü artık sadece anıları kaldı... Hatta öyle bir aşkım derdi ki ritim tutardı resmen. Konuştuğu anlara ait birkaç videosu;
youtube.com
youtube.com
Eski videolara bakarken bir tane de bebekliğinden bir video buldum. Kendi çapında takla atmaya çalışıyordu.
Ben ona iyi bakabildim mi bilmiyorum ama o bana o kadar güzel 1,5 sene yaşattı ki. Onu çok özlüyorum. Ölünce zaten annemlerin diş doktoruna gidecekleri saat gelmişti. Onlar gittiler evde sadece ben ve ayaz kalmıştı. en son ne zaman böyle ağladım bilmiyorum hıçkırarak ağlamıştım. Onla poyraza geçen sene kendi başlarına zaman geçirmeleri için bir oyun parkı bir de eğitim tüneği yapmıştım. Bu senede direkt kafesin üstüne tak çıkar yapabileceğim bir oyun tüneği yapmaya çalışıyordum. daha bitmemişti çoğu şey. pinterestten ve internetten çoğu kuş oyuncaklarının taslaklarını çizip, kaydetmiştim. hepsinden bir tanesinin olmasını istiyordum. Fahiş fiyatlar vermek yerine her sene yaptığım gibi bu senede köyden söğüt iğde dut kavak gibi ağaçlardan kesip gelmiştim. kafamda bir sürü oyuncak fikri vardı. yarısını bitirmiştim. ama ayaz hiçbiriyle oynnayamadı. Onun için yaptığım oyuncakları gösterirken boğazım düğüm düğüm oluyordu. hepsini ne hevesle yapmıştım şuan hepsi poyraza kalmıştı. Öpmeye doyamamıştım. O kadar güzel kokusu vardı ki. zaten her yanıma geldiğinde öpmeden bırakmazdım. Hepimiz vedalaştık onla. Poyraz Ayazı çok sever gibi gözükmezdi ama onunla da vedalaştırdık. zaten ayazla vedalaşırken yine çok kötü oldum. öylece ölü bedenine bakıyordu sonra birden başını sonuna kadar eğdi. öylece bekledi.
Ayaz çok başını kaşırdı poyrazın. ama artık hareket yok eski sıcaklığı yoktu. en sonunda vedalaşır gibi baktı sonra aldık ayazı bir peçeteye kat kat sardım. bir kutuya koyduk ve dışarı çıktık bizim evin arka tarafında balkondan bakılınca görülen yüksek bir tepe vardı oraya gömdük.

Ayaz benim için birtane olarak hep kalbimde kalacak. Onu çok seviyordum ama artık melek oldu. Fakat oda ablası gibi hep kalbimde yaşayacak







Olayı anlatmaya nerden nasıl girsem bilmiyorum. 15 ağustos pazartesi günü hepimiz sabah 8 gibi uyanmıştık. Annemler kardeşimi diş doktoruna götürceklerdi. henüz yarıuyanıktım ki birden iki kardeşimde abla Ayaza birşey olmuş diyerek yanıma geldiler. Direkt Ayazın yanına gittim. kafes tabanına öylece uzanmış kanatları hafif açılmış olarak yatıyordu.Elime aldım, babamın yanına gidip veterinere gitmeliyiz dedim. Zaten babamda ayazın durumunu görünce hemen hazırlan gidelim dedi. Odama gidip yedek kafesi büyük bir hızla boşaltıp Ayazı içine koydum. ama sonra daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Onuda kaybetmek istemiyordum, daha 2 yaşına bile basmamıştı. Bi 5-10 dakika sonra da direkt veterinerin yolunu tuttuk. Çankırıdaki çoğu veteriner özel olduğu için başlama saatlerini tam kestiremiyorduk o yüzden bu saatte açık olacağı tek kesin yer olan hayvan hastanesine gitmeye başladık. O an 10 dakikalık yol 1 saat gibi gelmişti. Bir yandan Veterinere söyliyeceklerimi düşünüyordum. Aslında söyleyecek çok fazla birşey yoktu. Sabah aniden böyle olmuştu birkaç günde iştahsızdı. Onun dışında gözlemlediğim birşey yoktu. Birde geçmişte kullandığı ilaçları söyleyecektim. en sonunda veterinere geldik. koşar adım içeri girdim. kimseyi göremedim ama sol tarafta küçük bir odada toplanmış konuşan birkaç kişi vardı. onların yanına gittim ve sadece bakar mısınız diyebildim. Bakar mısınız dedikten sonra zaten direkt ağlamaya başladım. ayazı gösterdim sabah böyle oldu diyebildim sadece. ordaki abla hemen ayazın kafesini aldı ve başka bir odaya götürdü. yanında gelmek istedim ama görevli harici girilmesi yasaktı. Bi 15-20 dakika bekledik. O 15 dakika insana o kadar uzun geliyor ki. Sonra Ayazla veteriner çıktı,direkt yanına gittim. Kafesi uzattı bana, Ayaz öylece yatıyordu. Öldü sandım bir an, bir ayaza bir veterinere baktım. dediki vücut ısısı çok düşmüş o yüzden biraz küvöze koyduk sonra da aşı/serum yaptık dedi. O an yerle bir oldum zaten. Özellikle burda bu küçük canlara yapılan iğnenin onların vücutlarına ne kadar ağır geldiğini kaç kere okumuştum. O an o yazılar gözümün önüne geldi. Elle besleme yapıp yapmadıklarını sordum sabah hiçbirşey yemediğinden bahsettim ve o an stajer olduklarını öğrendim. Bana dediler ki; Biz hocamızı aradık bize bunları yapmamızı söyledi. zaten aşı/serum yaptığımız için elle beslemeye gerek yok dedi. Bir saat sonra yani 10.00 da hocalarının geleceğinden bahsettiler. Ayazı 1 saat sonra getirmemizi hocalarının da görmesi gerektiğini söylediler. Ayaza baktım. çok bitkin yatıyordu sadece sabaha göre gözleri daha canlı bakıyordu. evde kötüleşse hiçbirşey yapamazdım. Hocaları gelene kadar orda durup duramayacağını sordum. en ufak streste ölebilen hayvanlar dediler. ele aldığımızda kalp krizi geçirebilen hayvanlar bunlar dediler. Burda da kalabileceğini ama eve gitmesinin daha uygun olacağını söylediler. Hak verdim, eve götürdüm. O an ona öyle iyileşecek gözüyle bakıyordum ki. eve gidene kadar elimde durdu eve geldiğimizde koltukta küçük bir köşe yapıp yatırdık oraya. Öylece duruyordu, doğru dürüst hareket edemiyordu. ben yemeğimi yerken annem de ayazla konuşuyordu. Sonra ayazın yanına gittim. Kötüleşmişe benziyordu. resmen tüm vücuduyla nefes alıyordu gagası açık bir şekilde nefes almaya başlamıştı. En son böyle nefes alan bir kuşun bir videoda öldüğünü görmüştüm. O an gözümün önünden o video geçti. çok kötü oldum. üst gagasını alt gagasının içine sokmuştu. çıkartmaya çalıştım. ama olmadı. sonra birden bana doğru uçmaya çalıştı tutamadım, kucağıma düştü aldım elime avucumda öylece yatarken birden kuyruğu aşağı inmeye başladı. Ayaz Ayaz dedim ama çıt yok hareket yok. O an başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. En korktuğum şey başıma gelmişti. Bir canın özellikle de sahiplendiğim bir canın elimde ölmesinden o kadar korkardım ki. son nefesini avucumda vermesinden..

Hatta buraya açılan konularda ne zaman biri kuşum son nefesini avucumda verdi diyince daha bir kötü olurdum. Bilmiyorum, sanırım o ölüm anını sonuna kadar hissetmek bana çok ürkütücü geliyordu. Saat 9:30 olmuştu yarım saat sonra veterinere gitcektik. O an ailede kimse öldüğünü anlamamıştı. babam veterinere giderken kutuya mı koyarız kafesine mi diye sormuştu. artık mezara diyebildim sadece. herkes birden ayaza baktı. gerçekten ölmüştü ama hala inanamıyordu insan.Şuan bile yazarken gözyaşlarıma hakim olamıyorum. Onu çok çok seviyordum. Cikcik halime ilk göz ağrımdı ama bana göre Ayazda öyleydi. İlk erkek kuşumdu, ilk konuşan, ilk kendini sevdiren, ilk maviş kuşumdu. Videolarda kendini sevdiren kuş gördüğümde o kadar özenirdim ki. Halime'ye ne yapsam sevdirmedi. ama Ayaz sevdirdi. O kadar güzel bir hismiş ki. İyiki o anlarını videoya çekmişim çünkü artık sadece anıları kaldı... Hatta öyle bir aşkım derdi ki ritim tutardı resmen. Konuştuğu anlara ait birkaç videosu;

♾


♾Ayaz♾




Ayaz benim için birtane olarak hep kalbimde kalacak. Onu çok seviyordum ama artık melek oldu. Fakat oda ablası gibi hep kalbimde yaşayacak









Ekli dosyalar
-
D60E58B8-4B44-4478-9275-B2C59214AAA7.jpeg439.4 KB · Görüntüleme: 4
-
73B3BD7B-E173-4918-92CD-EED3DE4F3B5B.jpeg597.2 KB · Görüntüleme: 5
-
C4F53068-726D-4B23-812E-28571E914F0F.jpeg472.9 KB · Görüntüleme: 5
-
2758506C-F2F4-45ED-9475-89C6CE27AC38.jpeg484.4 KB · Görüntüleme: 5
-
C361FEFC-0DAF-495E-9835-8A2BC8CD82EB.jpeg426.7 KB · Görüntüleme: 5
-
21785F58-2C9F-4B5C-A29B-8B52694E910A.jpeg1.6 MB · Görüntüleme: 4
-
AA7A0ED6-A514-406D-96AF-5457B0802E89.jpeg1.8 MB · Görüntüleme: 4
-
B38421B2-C4D5-4871-AF3F-61DF19AADA08.jpeg1.8 MB · Görüntüleme: 9
Son düzenleme: