Muhabbet kuşlarının doğal içgüdülerini öldürüyor muyuz?

Kullanıcı Değerlendirmesi
5.00 Oylama

Doğanay Y.

Yönetici
iyikus.com Yetkilisi
Katılım
3 Tem 2017
Mesajlar
25,525
Çözümler
127
Yaş
33
Konum
Ankara

Muhabbet kuşlarının doğal içgüdülerini öldürüyor muyuz?​

Değerli iyikus.com sakinleri, Bob Wilson'ın arkadaşları ile yaptığı bir söyleşinin belirli kısımlarını alarak çevirisini yaptım. Bu çeviriye ilave olarak düzenlemeler ve eklemeleri de naçizane ben yaptım. Uzun bir konu olduğundan, sonuna kadar okuyabilecek zamanınız olduğunda mutlaka inceleyiniz.

Londra da düzenlenen "Think Parrots" kongresinde Rosemary Low'un bir sunumu üzerine tartışan Eric Peake ve sayın B. Wilson'ın sohbetleri bu konuda derlenmiştir. Rosemary'nin konuşmasının konusu muhabbet kuşları, papağanlar vb. gibi yerde beslenen hayvanlar tarafından yiyecek aramanın, keşfetmenin önemi ve kuşun doğal içgüdülerini uyarmadaki rolleri hakkındadır.

Kıvrık gagalı papağan türlerinin (muhabbet kuşu ve büyükleri) yerde beslenirler ve derin kazıcılardır. Bu, davranışlarının yönlendirilmesi için önemli bir bilgidir ve onları hayatta kalmaya teşvik eder. Bu doğaçlama davranışları onların devamlı uyarıcılara açık ve kendi çapında düşünen canlılar haline getirir.

Ancak bizler, evlere hapsettiğimiz kuşlarımız için bu vahşi yönün tam tersi davranışlarda bulunuyoruz. Buda bu başlığı atmamıza sebep olan bir konuyu ele almamıza neden oluyor. Kuş üretmenin kilit noktalarından bir tanesi vahşi yaşamın taklidinden geçtiğini unutmamamız gerektiğidir.

Muhabbet kuşları, grup halinde beslenen kuşlardır ve toplu halde veya sürü halindeyken gıdayı, suyu ya da diğer takviyeleri ortak temasla paylaşır ve tehlike sinyallerinde uyumlu halde hareket etme becerilerine sahiptirler.

Muhabbet kuşları da doğası gereği çok aktif kuşlardır. Onlar yere yakın yerlerden ya da doğrudan yerden beslenen ve iyi toplayıcılık yapabilen kuşlardır. Bu temel ihtiyaçlarını bile karşılarken yoğun miktarda egzersiz yaparlar. Vahşi doğada, sabahın erken saatlerinde ağaçları ve yuvalarını terk ederler ve genellikle 40-50 kilometre uzaklıktaki bol tohumlu otların bulunduğu alanlara uçarlar. Düşünün biz daha 2 tur zor uçurtuyoruz :)

Wild-budgie.jpg

Yemlenecekleri yerlere ulaştıklarında, önce yeşil tohum başlarını yerler, sonra da kuru tohumlar için yerde dolaşırlar ve toplarlar. Beslenme sonrasında ki ilk işleri, yavrularını beslemek için yuvalarına dönmeleridir ya da günün sıcağında ağaçlara tünerek zaman geçirmeleridir. Öğleden sonra tekrar yem ararlar ve daha sonra güneş batmaya başlayınca ağaçlara sığınırlar.

Budgies_PaulWilliams-04.jpg

Vahşi doğada en önemli kural hayatta kalmadır. Kuşlar sadece doğal yırtıcılarından -kartallar, şahinler, yuva bozan kasap kuşları, yılanlar, goanalar, dingolar ve vahşi kedilerden kaçınmak zorunda değildirler. Kendi sürüleri içinde bile bir yaşam mücadelesi vardır. Tek gerçek kural hayatta kalma ve üreme dürtüsüdür.

Sadece uygun olanlar hayatta kalıyor taşrada yapılan araştırmalara göre. Bu araştırmalar, yabani muhabbet kuşlarının iyi bir ömre sahip olduğunu, mevsime ve yem mevcudiyetine bağlı olarak, her yıl en az birkaç yuva sağlıklı civciv yetiştirdiğini, dolayısıyla doğurganlığın da yüksek olduğunu gösteriyor.

Sunumdan ve ilgili uzun vadeli araştırmalar sonucunda: Kuşçulukla uğraşan kişilerin yöntem belirlerken temel unsur olarak, muhabbet kuşlarının yiyecek arama/toplama özelliklerini dikkate almak ve mümkün olduğunca doğaya yakın kalmak, muhabbet kuşlarının ve diğer karadan beslenen kuşların faaliyeti, sağlığı, doğurganlığı ve üreme üretimi ile doğrudan ilişkilidir.

Şimdi kuş odamızı nasıl yönettiğimize bir göz atalım:


Uçuş kafesleri bizim ülkemizde bildiğiniz gibi kullanan çok sınırlı. Ancak beslenme sonrasında en önemlilerinden biri geniş uçuş alanları, salmalar ve büyük üretim kafesleridir. Ancak görünen o ki, uçuş kafesleri gittikçe küçülüyor gibi görünüyor, bu da aktiviteyi ciddi şekilde sınırlandırıyor ve kuşların egzersiz kalmasına sebep veriyor. Egzersiz, kuşların sağlığı ve gençlerin fiziksel gelişimi için önemli bir unsurdur (egzersiz deyince sadece uçurmak akla gelmemelidir.).

Çoğu durumda kuş yemleri, kafes modeline bağlı olarak bir miktar yüksekteki kapı içine yerleştirilen kaplarla ya da görselde ki gibi tabaklarda veya kaselerde sunulur.
budgiesseeddish.jpgSeedDish.jpg
Böyle sunumlarda beyinlerini yormadan bir çaba sarf ederler.

Kabuklar çıkarılır, üflenir ve günlük olarak yeni tohum eklenir. Kuşlar yemek için kasenin kenarına tünerler ve ihtiyaç duydukları tüm tohumlara erişmek için çabalamak zorunda kalmazlar. Bizlerin sunumu, fastfood ürün satan yerlerde ki hazır gelen gıdaya olan erişim gibidir. İstediklerini seçer, bazense japon balıkları gibi doyumsuz olabilirler. Mutlaka fark etmişsinizdir ancak aynı kafeste beslenen ya da farklı farklı bazı kuşların neden fazladan kilo (yağ) almaya meyilli olduğunu merak ediyorsunuzdur. Tıpkı bizlerde olduğu gibi düşünmek gerekiyor bu durumlarda. Genetik yatkınlıklar ve beslenmede yapılan yanlışlıklar!

Birkaç gün sonra yenmeyen tohumlar atılır. Kuşlar, genellikle yulaf ve diğer kalori yüklü tahılları içeren en sevdiklerini yerler ve daha az damak tadına hitap eden ancak daha besleyici olabilenlere yönelmeyebilirler. Bunlarda maalesef çöpe giderek ziyan olmaktadır. Bu yemleri biriktirip dışarıda yaşam mücadelesi veren şehir kuşlarına verebilirsiniz.

izgara.jpg

Başta belirtilen bir ifade vardı: "yerde beslenirler, derin kazıcı ve toplayıcıdırlar". Burada bahsi geçen tabana erişimi engelleyen ızgaralı kafes kullanımıdır. Kuşların -dışkı dahil- sağa sola dökülen taze, iyi yemleri toplamasına izin verilmesi gerekir. Bu süreçte dışkı erişimi her zaman kötü değildir.

Bu tel ızgaralar, kuşların temel davranışlarından biri olan eşeleme, fosiller ve taze iyi yemlere ulaşımını öğrenmeyi zorlaştırır. Özellikle yavru kuşlar için kritik bir öğrenme evresidir ve gereklidir. Gezen tavuklara ya da sokaktaki güvercinlere, bir avuç yem attığınızda yönelmeyi öğrendikleri gibi bir basamaktır.

"En uygun olanın hayatta kalması" teolojisini de görmezden geliyoruz. Çoğu durumda, bir kuşun hareketleri, tüy görünümü, duruşu, yer yer kirlenmesi ve temel renklerin bozulmasıyla veya durumu iyi olmadığında, nedenini tahmin eder ve ilaçların onu kesin kurtaracağını umarak uygularız. Ancak bu doğru bir yaklaşım olmaz ilk aşamada.

Deneyimler bize bazı kuşların diğerlerinden daha az dayanıklı olduğunu ve bunların vahşi doğada ölümlerine yol açabilecek küçük enfeksiyonlara eğilimli olduğunu söylüyor, ancak ciddi şekilde hasta olan herhangi bir kuşun nadiren geri döndüğünü bilerek onları hayatta tutmak için savaşıyoruz.

Bir kuşun dışkısı, hali tavrı bozuksa, bağırsaklarda olması gereken tüm floradan uzaklaştırma eğiliminde olan ve enfeksiyonlarla savaşmak için neredeyse hiçbir doğal bağışıklık bırakmayan ilaçlar yerine, toparlanmasına yardımcı olmak için doğal çözümler denemek çok daha iyidir.

Teoriyi Test Etmek İçin Birkaç Değişiklik Yapalım


Her zaman doğaya olabildiğince yakın kalmaya çalışan biri olarak, birkaç değişiklik yapmaya ve sonuçları izlemeye karar verdim (B. Wilson).
flight1.jpg
Kuşlarımda üreme olmadığında, 10 ft x 6 ft x 7 ft yüksekliğinde, uçuş boyunca yukarı, aşağı ve yatay yönde bolca egzersiz yapmaya olanak sağlayacak genişlikte ve kafes için uygun konumlandırılmış hareketli/ hareketsiz merdiven tünekler ve yürümeleri için geniş bir taban oluşturdum.

Uçuş kafesinin zemini 4" x 2" ahşap kullanılarak bölümlere ayrılmıştır. Tüneklerin altındaki üç bölüm, her 2-3 haftada bir gerektiğinde yenilenen kıyılmış timothy samanı ile kaplanmıştır. Timothy samanı bizlerin bildiği tabirle tavşanlar için satılan yer örtücü otlardan (çayır otu olarak da biliniyor.).
Timothy samanı, paketleme için balyalarda birbirine bağlamak için kullanılan biraz melas içerir.
Hay2.jpg

Kuşlar bildiğiniz gibi kemirgenlerdir ve en sevdikleri egzersizlerden biridir. Gerek sindirimlerini kuvvetlendirmek gerekse stres atmak için bunu bolca yaparlar. Timothy samanının işlevi de burada ortaya çıkmaktadır. Toplayıcılık özelliklerini kullanırlar. Kafese eklendiğinde yeni doğranmış timothy samanını toplarlar ve kısa süre sonra onu yeni bir malzeme eklenmeden önce kolayca süpürülen "toz toz" haline getirirler. Neyin peşinde olduklarından emin değilim ama günlerce onu kemirerek ve öğüterek geçirdikleri için canlarının yapmak istedikleri bir şey olduğu açık. Nitekim vahşi yaşamlarında hep yaptıkları bir davranıştır. Gazete kağıtlarına olanda budur :) Kemirme olumlu ve istendik bir davranıştır. Engel olunmamalıdır.

flight3.jpg

Bölme içindeki zeminin orta kısmına tohum, kum ve kuru katkı maddeleri içeren büyük tabaklar ve tepsiler yerleştirildi, bu nedenle kuşların yemek için "yere" uçmaları gerekiyordu. Geçmişte tabaklar ve tepsiler, tohumlara kuşlar tarafından kolayca erişilebilsin diye birkaç günde bir doldurulurdu ve haftanın sonuna doğru yenmemiş tohumlar atılırdı. (Çoğu hafta iyi miktarda kabuk ve tohum çöpe gitmiştir).

Tohumlarla ilgili yaptığım büyük değişiklik bu yönde oldu. Her haftanın başında büyük, derin plastik tepsiler taze tohumla doldurdum.

FeedTray_Large.jpg
5 inç derinliğindeki yeni "daha derin" plastik yem tepsileri, kuşların yemesi için her haftanın başında taze tohumla doldurulur.

Daha fazla tohum tüketildikçe kabuklar üstte birikti ve yenmemiş tohumlar tepsinin altına düştü. Kuşlar daha sonra yenmemiş tahılları bulmak için kabukları kazar, kafalarını bir yandan diğer yana hareket ettirerek aşağı inerken kabukları bir yana hareket ettirirdi. Gerekli yerlerde kanat çırptıklarında da uçuşmalar gerçekleşti.

Hiçbir muhabbet kuşu kontamine tohum yemez, sadece temiz tohum, Tohumu kırmadan önce dil ile test ederler.

Birkaç gün sonra tepsiler dibe doğru yenmemiş tohum olduğunu doğrulamak için kontrol edildi.

Haftanın sonunda tüm tabaklar ve tepsiler yere boşaltıldı, Kabuklar ve yenmemiş tohumlar, kum ve kalan kuru katkı maddeleri. Tabaklar ve tepsiler kaldırıldı ve gün boyunca tek yiyecek kaynağı yerdeki "artıklar"dı.

Kuşlar artıklar arasında dolaşıp, kaçırdıkları her şeyi yiyorlardı, artık zemine yayılmış halde bulmak çok daha kolay oldu onlar için.

Büyük derin plastik tepsilerde beslenerek vahşi doğadakine benzer bir durumdadırlar. Tepsileri haftada bir kez doldurup kalan tohumu haftanın sonunda saçmak, beyinlerini çalışmaya teşvik eder,

Günün sonunda kabuklar ve yerde kalan her şey neredeyse tükendi ve çıkarıldı. Bir gözlem, bu günün sonunda çok az tohumun kaldığıydı ve bu da tohum maliyetlerinde tasarruf anlamına geliyordu. Artık büyük bir kısmın çöpe gitmesi yerine %99'u tüketiliyordu.

Derin plastik tohum tepsileri daha sonra tekrar dolduruldu ve döngü böyle ilerledi...

Sadece birkaç hafta sonra, kuşların çoğunun, bir tabağın kenarına oturup, hiç çalışmadan kendilerini tohumla doyurmak yerine, yere dökülen tohumların arasından toplama yapmayı tercih ettiklerini görmek ilginçti.

Kuşlar kesinlikle daha aktifti. Vahşi doğada olduğu gibi, her günün büyük bir kısmını yerdeki tohum ve timothy samanını arayarak ve oynayarak geçiriyorlar, öğleden sonra erken saatlerde ve günün sonunda ışıklar karardığında tekrar sessiz zaman geçirmek için tüneklere geri dönerek geçiriyorlar.

Özellikle büyük mineral kayaları, taze dallar ve çimlendirme tohumlar, otlar (yeşillikler) eklendiğinde, cinsiyetler arasındaki aktivite de daha yoğun gözlemleniyordu.

Kuşların genel sağlıklarının da iyileştiği bu süreçte görüldü. Yoğun tüy dökümleri sırasında veya aşırı hava değişiklikleri olduğunda bile bir kuşun dışkısının bozuk olduğunu görmek nadirdi.

Üreme mevsiminde ise; Dişiler üremek için sabırsızlanıyordu. Çoğu, eşleştirmeden birkaç saat sonra yuva kutusunu keşfediyordu ve 10-14 gün içinde yumurtlamaya başlıyorlardı. Maşallah diyelim :)

Youngsters1.jpgYoungsters2.jpg
Değişikliklerden bu yana doğurganlık ve kuluçka kabiliyeti mükemmel arttı.

Üreyecek çiftler, tohum kabının yanında oturmak yerine, üreme kafesinin zeminine dökülen tohumların içinden toplama, araştırma yapmayı tercih ettiler.

Bir başka eğilim, uçuştaki gençlerin önceki yıllara göre daha hızlı gelişmesi ve kaslarını geliştirmesiydi.

Sonuçlar:

Bu yöntemleri 18 ay gözlemlemek ile nihai sonuca varmak için henüz çok erken. Ancak bununla birlikte, tohum maliyetlerinde önemli bir tasarruf ile karşılaştım, üreme kafesindeki genel sağlık, canlılık, doğurganlık ve üretimin iyileştiğini gözlemledim.

Gelişmelerin, kuşların doğal içgüdülerini uyaran yiyecek arama ve keşfetmenin bir sonucu olup olmadığını doğrulamak birkaç yıl daha alacak.

Şu ana kadar sonuçlar çok sevindirici. Belki de başkalarının da dikkate alması gereken bir şey.

Rosemary Low ve Eric Peake'e kuşlarımızın doğal içgüdüleri üzerindeki etkimizi anlamamıza yardımcı olan deneyimlerini ve bilgilerini paylaştıkları için özel teşekkürlerimi sunarım.
 

Ekli dosyalar

  • muhabbetkusubeslenmesidoga.jpg
    muhabbetkusubeslenmesidoga.jpg
    806.3 KB · Görüntüleme: 15
Son düzenleme:
Abi çok güzel bir konu...
Özellikle beslenme ve kapılarının her daim açık olması önemli...
 
Bu durumla mı ilgili bilmiyorum ama,Bulut’ta ilk günden beri pelet yemi paketten kendi çıkartarak yemeyi seviyor.Hatta poşetten didiklediğini daha iştahlı ve hırslı yiyor sanki.Bu da pelet köşemiz :)
 

Ekli dosyalar

  • 65539901-F531-4B4B-AB9A-13616B72030D.png
    65539901-F531-4B4B-AB9A-13616B72030D.png
    1.7 MB · Görüntüleme: 14
Üst