Muhabbet Kuşları Muhabbet Kuşu Aslında Ne Zaman Çiftleşmeye Hazırdır

Muratsani

Yönetici
Moderatör
Katılım
17 Ağu 2020
Mesajlar
2,327
Çözümler
27
Konum
İstanbul
Malumumuz, her yer de 6 ay ve sonrası için çiftleşme sağlanmalı ya da "sağlanabilir" bilgisi yer alıyor. Birçok üretici de bu konu da hem fikir. Bu konuya istinaden daha önce forum da kısmen bahsi geçmişti.

Sağlanmalı ve sağlanabilir arasın da çok fark var. Birisi, kuşun her anlam da sağlıklı bir ebeveyn olmasını kapsar, diğeri ise kuşun doğal gelişiminin buna izin vermeyeceğine vurgu yapar.

Doğal yaşamların da muhabbet kuşları 2 aylıkken çiftleşmeye hazır hale geliyorlar. Bu durum, muhabbet kuşlarının "sağlıklı ebeveyn" olmak için 6 ay ve sonrası şart gibi bir konuyu eziyor gibi gözüküyor. Keza, doğal süreçlerin de 2 aylıkken çiftleşebiliyor ve yavrular dünyaya getirebiliyorsa 6 ay ve sonrası mottosunun insanların belli sebeplerle belirlemiş oldukları bir sınır olarak düşünebiliriz.

Bura da üretim konusun da çok daha fazla tecrübeli kullanıcılarımız mevcut. Onların düşünceleri çok daha mühim bir hal alıyor...

Bilirsiniz, 2 aylık dişim çiftleşti ve 5 yumurta yaptı. İlk yaptığı yumurtayı bakmayacağını düşünerek kuluçkada ki başka bir çiftimin altına koydum. O yumurtanın yavrusu çıktı ve şimdilik bir problem gözükmüyor.

Tabi ben bakmayacağını düşündüğümden böyle birşey yaptım, oysa 2 gün daha beklemek daha sağlıklı olacaktı, çünkü genel de ikinci yumurta gelene kadar kuluçkaya yatmıyorlar. Sonradan 4 yumurta yaptı ve olması gerektiği gibi bir kuluçka süresi yaşıyoruz. Bu da 2 aylıkken sağlıklı bir süreç olabilir durumunu destekliyor. Elbette yumurtaların tıpkı diğer yetişkinlerde de olduğu gibi döllenmiş olup olmama durumu, yahut yumurta için de ölüp ölmeme vs.vb durumları gözardı etmemek gerekiyor. Sonucu paylaşacağım.

Bir diğer yandan küçük salmam da ki bir diğer 2.5, 3 aylık dişi kuşumun cere rengi kahveye dönüyor. Bu da destekler nitelikte bir durum esasen.

Bu gibi yaş aralığında çiftleşen kuşların örneğin fiziksel gelişimlerin de sıkıntı olabileceği durumunu da konuşmuştuk. Eğer doğal ortamların da böyle bir süreç var ise mantık olarak gelişim de bir sıkıntı yaşanmaması gerektir. Çünkü üreme dürtüsü, daha sonraki nesiller üretme gayesinden ziyade sağlıklı bir aktarımı da kapsar. Hal öyle olmasaydı doğal yaşamlarında ki neredeyse bütün kuşlar sıkıntılı olurdu.

Velhasıl kelam;
Doğal yaşamlarından revize edilip evcilleştirilmiş kafes kuşların da bunu deneyimlemiş ve açıkça farkını görmüş birisi var mı aramız da yahut tecrübe etmiş güvenilir birisinden edindiniz mi bu bilgiyi? Ya da bilimsel bir kaynağa eriştiniz mi evvelden? Veya fikirleriniz nedir?
 
Malumumuz, her yer de 6 ay ve sonrası için çiftleşme sağlanmalı ya da "sağlanabilir" bilgisi yer alıyor. Birçok üretici de bu konu da hem fikir. Bu konuya istinaden daha önce forum da kısmen bahsi geçmişti.

Sağlanmalı ve sağlanabilir arasın da çok fark var. Birisi, kuşun her anlam da sağlıklı bir ebeveyn olmasını kapsar, diğeri ise kuşun doğal gelişiminin buna izin vermeyeceğine vurgu yapar.

Doğal yaşamların da muhabbet kuşları 2 aylıkken çiftleşmeye hazır hale geliyorlar. Bu durum, muhabbet kuşlarının "sağlıklı ebeveyn" olmak için 6 ay ve sonrası şart gibi bir konuyu eziyor gibi gözüküyor. Keza, doğal süreçlerin de 2 aylıkken çiftleşebiliyor ve yavrular dünyaya getirebiliyorsa 6 ay ve sonrası mottosunun insanların belli sebeplerle belirlemiş oldukları bir sınır olarak düşünebiliriz.

Bura da üretim konusun da çok daha fazla tecrübeli kullanıcılarımız mevcut. Onların düşünceleri çok daha mühim bir hal alıyor...

Bilirsiniz, 2 aylık dişim çiftleşti ve 5 yumurta yaptı. İlk yaptığı yumurtayı bakmayacağını düşünerek kuluçkada ki başka bir çiftimin altına koydum. O yumurtanın yavrusu çıktı ve şimdilik bir problem gözükmüyor.

Tabi ben bakmayacağını düşündüğümden böyle birşey yaptım, oysa 2 gün daha beklemek daha sağlıklı olacaktı, çünkü genel de ikinci yumurta gelene kadar kuluçkaya yatmıyorlar. Sonradan 4 yumurta yaptı ve olması gerektiği gibi bir kuluçka süresi yaşıyoruz. Bu da 2 aylıkken sağlıklı bir süreç olabilir durumunu destekliyor. Elbette yumurtaların tıpkı diğer yetişkinlerde de olduğu gibi döllenmiş olup olmama durumu, yahut yumurta için de ölüp ölmeme vs.vb durumları gözardı etmemek gerekiyor. Sonucu paylaşacağım.

Bir diğer yandan küçük salmam da ki bir diğer 2.5, 3 aylık dişi kuşumun cere rengi kahveye dönüyor. Bu da destekler nitelikte bir durum esasen.

Bu gibi yaş aralığında çiftleşen kuşların örneğin fiziksel gelişimlerin de sıkıntı olabileceği durumunu da konuşmuştuk. Eğer doğal ortamların da böyle bir süreç var ise mantık olarak gelişim de bir sıkıntı yaşanmaması gerektir. Çünkü üreme dürtüsü, daha sonraki nesiller üretme gayesinden ziyade sağlıklı bir aktarımı da kapsar. Hal öyle olmasaydı doğal yaşamlarında ki neredeyse bütün kuşlar sıkıntılı olurdu.

Velhasıl kelam;
Doğal yaşamlarından revize edilip evcilleştirilmiş kafes kuşların da bunu deneyimlemiş ve açıkça farkını görmüş birisi var mı aramız da yahut tecrübe etmiş güvenilir birisinden edindiniz mi bu bilgiyi? Ya da bilimsel bir kaynağa eriştiniz mi evvelden? Veya fikirleriniz nedir?
Olay farklı bir boyuta gitmiş ama bizim temel dayanağımız şu şekilde; Fizyolojik gereksinimleri fazla karşılandığında her canlı gelişimini daha hızlı tamamlayabilir. Ancak bu Genetik kotası Dışında bir gelişmeyi kapsamaz. Yani genetik kota 18 cm lik bir boy ile sınırlı ise maksimum kapasite üzerine çok az çıkacaktır fakat diğer taraftan çevresel faktörlerinde etkisiyle hormonal süreçleri daha erken bir sürede tamamlanabilir. Birde genetik miras devrinde sadece fenotip değil ayrıca anaç KarakterLerinin ve çiftleşme gibi dürtülerin devredilebildiği bilniyor. Buna göre erken denecek bir dönemde eş olup yavrulamış bir Çiftin Yavruları, baba ve annesinden bu dürtüyüde devralabilir. Çoğu zaman 2 yaşından sonra üreyen kuşlaro görmemizin sebebide nispeten budur.
6 ayın gerekçesi ise; Gerekli çevresel faktörler sağlandığında muhabbet kuşları 3-4 aylık periyotlarda ilk tüy değişimlerini gerçekleştirirler. Nispeten hafif geçen bu dönem sonra biraz daha kaba, parlak ve kuvvetli tüyler oluştururlar. Ancak bildiğimiz üzere Bu dönem ne kadar az yorucu gibi görünsede belirli bir kalori, mineral ve vitamin ihtiyacı doğurur. Diyelimki sizinki gibi genetik olarak hızlı gelişen bir kuşumuz var. Bu kuşun aynı anda kuluçka geçirip, beraberinde sağlıklı kalması zor mu? Hayır değil... kuş fizyolojik olarak kendini hazır hissediyorsa -ki hissetmiş- gerekli alt yapıya kısmen sahip sayılabilir. Çünkü biliyorsunuz ki hayvanlar iç güdüsel hareket eden canlılardır. Bu durum iyi bir şey mi meselesi farklı bir olay...
Kas, iskelet ve tüy sisteminin tam oturması 1 bazen 1.5 yaşları buluyor. İdeal Olarak ve genelde 6 ayda ufak kuşların bu süreci hızlı tamamladığı görüldüğü için böyle tarihlendirmeler yapılıyor. Yinede bir daha başınıza böyle bir şey gelmemesi daha güzel olur. Ya değilse, en kötüsünü düşünmemiz gerekir ki yumurta tıkanması, felç ile sonuçlanabilir. Bu sefer olmadı ama hiç olmayacağı anlamına gelmiyor kısaca.. dişi ve erkekleri ayrı salmalarda tutarak bu duruma bir set çekmenizi tavsiye ediyorum. Muhtemelen bu kızın 1-2 yavrusu annesi gibi erken üremeye programlı olacaktır.
 
Kas, iskelet ve tüy sisteminin tam oturması 1 bazen 1.5 yaşları buluyor.
Bunun bilimsel bir araştırması var mı? Ya da senin tecrübelerine dayanan düşüncen mi?

Yinede bir daha başınıza böyle bir şey gelmemesi daha güzel olur. Ya değilse, en kötüsünü düşünmemiz gerekir ki yumurta tıkanması, felç ile sonuçlanabilir.
Bu gibi durumlar yetişkinlerde de gözlemlenen durumlar, 2-3 ay civarı 100 kuşta 10 vakka ile 1000 yetişkin kuşta 100 vakka aynı oran olsa da yanılgı yaratmış olabilir mi yargı da...Yani kas iskelet sistemine bağlanacak bu durum fakat doğal ortamların da 2 aylık bir kuşun çiftleşmeye hazır olmasını nasıl açıklarız...

Kafes m.kuşlarının doğal ortamda yaşayanlara nazaran daha az yaşam yılına sahip olduğu bir gerçek. Evcilleştirme sürecin de üreme döngüsünün uzama durumu sözkonusu olabilir. Fakat 2 aylık bir kuşun güdüsel ve fiziksel olarak buna hazır olması sağlıksız olarak nitelendirilmemeli. Evet, bahsetriğin problemler yaşanabilir, fakat bu oranın diğer kuşlardan aşağı kalır bir yanı olduğunı düşünmüyorum. Keza zorlayıcı bir etmen olmaksızın bu tamamen kendi fizyolojik değişimi ve güdüsel sonucu...

Ben erkek ve dişileri ayrı kafeslerde barındırdıktan sonra 2-3 ay civarı belirtilere göre çiftleşme ortamı sağlamayı planlıyorum. ( ticari amaç değil ) Bu konuda ki doğal süreçlerini destekleyeceğim. Bi çalışma gibi.

Sen böyle birşey yaşadın mı istatistik almaya değecek sayı da? Ya da yaşayan güvenilir birisinden duydunmu?

Bence mühim bir konu bu... Neyi değiştirir derseniz, kimbilir belki yaşam süresini olumlu ya da olumsuz yönde etkiler örneğin...
 
“Bunun bilimsel bir araştırması var mı? Ya da senin tecrübelerine dayanan düşüncen mi? “

Bilimsel Açıdan araştırdığım bir konu değil. Gözlem üzerine söylemek mümkün. Nitekim kuşlarda 4-8-12 veya üzeri aylar arasında görsel, fiziksel değişimi görmek zor değil.. kime sorsanızda aşağı yukarı aynı cevabı verir. İstisnalar kaideyi pek bozmuyor gibi.

Fakat 2 aylık bir kuşun güdüsel ve fiziksel olarak buna hazır olması sağlıksız olarak nitelendirilmemeli. Evet, bahsetriğin problemler yaşanabilir, fakat bu oranın diğer kuşlardan aşağı kalır bir yanı olduğunı düşünmüyorum. Keza zorlayıcı bir etmen olmaksızın bu tamamen kendi fizyolojik değişimi ve güdüsel sonucu...
Mesajımı açıkça okumadığınızı düşünüyorum hızlı mı okuyorsunuz acaba biraz :) Bir daha açıklayacağım farklı bir düşüncem yok zira. Hala içgüdüsel davranışların hayvanın fiziksel yeterliliği ilebirlikte olacağını söylüyorum. Yani sağlıklı olabilir. Buna aksi bir şey söylemedim.
Diyelimki sizinki gibi genetik olarak hızlı gelişen bir kuşumuz var. Bu kuşun aynı anda kuluçka geçirip, beraberinde sağlıklı kalması zor mu? Hayır değil... kuş fizyolojik olarak kendini hazır hissediyorsa -ki hissetmiş- gerekli alt yapıya kısmen sahip sayılabilir. Çünkü biliyorsunuz ki hayvanlar iç güdüsel hareket eden canlılardır.
Erken eşleşen kuşlarımda yaşam süreci kısaydı. Ben petshopçu bir akraba çevresinde büyüdüm. Dükkanda envai çeşit yaş ve türden kuş salma sistemi alt katta eşleşirdi temi bakılırdı. İstatistik olarak kayıt tutmadım tabi ama görece daha az yaşayıp ani ölümlerine çok şahit oldum.

Yani deneyebilirsiniz olabilir. Olmaz diyemiyorum ama emin değilim pek sağlıklı bir sonuç vereceğinden. Tamamen kişisel düşüncem ve gözlemim. Siz belki olumlu sonuç alırsınız mümkün
 
“Bunun bilimsel bir araştırması var mı? Ya da senin tecrübelerine dayanan düşüncen mi? “

Bilimsel Açıdan araştırdığım bir konu değil. Gözlem üzerine söylemek mümkün. Nitekim kuşlarda 4-8-12 veya üzeri aylar arasında görsel, fiziksel değişimi görmek zor değil.. kime sorsanızda aşağı yukarı aynı cevabı verir. İstisnalar kaideyi pek bozmuyor gibi.


Mesajımı açıkça okumadığınızı düşünüyorum hızlı mı okuyorsunuz acaba biraz :) Bir daha açıklayacağım farklı bir düşüncem yok zira. Hala içgüdüsel davranışların hayvanın fiziksel yeterliliği ilebirlikte olacağını söylüyorum. Yani sağlıklı olabilir. Buna aksi bir şey söylemedim.
Erken eşleşen kuşlarımda yaşam süreci kısaydı. Ben petshopçu bir akraba çevresinde büyüdüm. Dükkanda envai çeşit yaş ve türden kuş salma sistemi alt katta eşleşirdi temi bakılırdı. İstatistik olarak kayıt tutmadım tabi ama görece daha az yaşayıp ani ölümlerine çok şahit oldum.

Yani deneyebilirsiniz olabilir. Olmaz diyemiyorum ama emin değilim pek sağlıklı bir sonuç vereceğinden. Tamamen kişisel düşüncem ve gözlemim. Siz belki olumlu sonuç alırsınız mümkün
Seninle iletişim de sıkıntı yaşıyoruz evet, biraz karşındakinin dilini bilmekle alakalı bir durum sanırım. Bunun üzerine jest mimik olmayınca algı başkalaşıyor. Ben seninle tartışmıyorum. Benzer nitelikte düşüncelerimizi harmanlıyoruz olarak görüyorum, yanılıyormuyum yoksa :) Yani orada kurulan o cümle genel yargıya istinaden kurulan bir cümle :) Neyse, buralara takılmamak gerek.

Özetle sizde de bilimsel kaynak dayanağı yok. Fakat kendi tecrübelerinizden çıkan bazı olumsuzluklar var. Kayda değer elbette. Gözönün de bulundurulmalı.

Ben yine de ( sana değil genel yargıya sözüm :) ) evrimsel sürecin evcilleştirme sürecine dahil edilemeyeceği kanısındayım. 2 aylık bir kuş herhangi bir zorlayıcı etmen olmadan kendini buna hazır hissediyorsa benim için normal olan odur. Bu süreç yine de nasıl gelişir kesin bir kanında bulunmak zor tabi, ne de olsa evcilleşmiş birçok nesli var öncesin de, genetik farklılıklar işlenmiş olabilir herşeye rağmen :). Elbette bu süreci ölsün-kalsın bakalım görelim olarak nitelemiyorum. Önemli bi husus ve bunu doğasına bırakıp görelim diyorum.

Teşekkürler deneyimini ve fikirlerini paylaştığın için.
 
Seninle iletişim de sıkıntı yaşıyoruz evet, biraz karşındakinin dilini bilmekle alakalı bir durum sanırım. Bunun üzerine jest mimik olmayınca algı başkalaşıyor. Ben seninle tartışmıyorum. Benzer nitelikte düşüncelerimizi harmanlıyoruz olarak görüyorum, yanılıyormuyum yoksa :) Yani orada kurulan o cümle genel yargıya istinaden kurulan bir cümle :) Neyse, buralara takılmamak gerek.

Özetle sizde de bilimsel kaynak dayanağı yok. Fakat kendi tecrübelerinizden çıkan bazı olumsuzluklar var. Kayda değer elbette. Gözönün de bulundurulmalı.

Ben yine de ( sana değil genel yargıya sözüm :) ) evrimsel sürecin evcilleştirme sürecine dahil edilemeyeceği kanısındayım. 2 aylık bir kuş herhangi bir zorlayıcı etmen olmadan kendini buna hazır hissediyorsa benim için normal olan odur. Bu süreç yine de nasıl gelişir kesin bir kanında bulunmak zor tabi, ne de olsa evcilleşmiş birçok nesli var öncesin de, genetik farklılıklar işlenmiş olabilir herşeye rağmen :). Elbette bu süreci ölsün-kalsın bakalım görelim olarak nitelemiyorum. Önemli bi husus ve bunu doğasına bırakıp görelim diyorum.

Teşekkürler deneyimini ve fikirlerini paylaştığın için.
Murat Bey, aynı şeyi söylüyoruz ama söylediğim şeyi açıklıyorsunuz anlamıyorum gerçekten :D

“ kuş fizyolojik olarak kendini hazır hissediyorsa -ki hissetmiş- gerekli alt yapıya kısmen sahip sayılabilir. Çünkü biliyorsunuz ki hayvanlar iç güdüsel hareket eden canlılardır.” şimdi burada ne demek istiyorum. Kuş buna kendini hazır hissetmişse, bunu kaldırabilecek kapasiteye sahip olduğunu varsayabiliriz demek istedim. Aynı şeyi söyledim ama açıklıyorsunuz ondan anlamıyorum. Tartışmıyorum yani farklı fikir beyan etmedim :D Bilimsel kaynak konusunda söyleyeceğim tek bir şey var. Hayvanların psikolojik yapıları, sizin söylediğiniz evcilleştirme süreciyle birlikte, değişti. Yani siz doğal ortamındaki bir muhabbet kuşu ile şu anda evdeki kuşları bir tutarsanız doğru bir yaklaşım olmayacağını düşünüyorum. Evrim kütle artışı ile gerçekleşmiyor. Evrimin mantığı adaptasyonDur. Yani biz bu canlıları evcilleştirerek farklı bir adaptasyona,- evrim sürecine- dahil ettik. Dolayısıyla bazı sistemlerinde, üreme gibi, değişiklikler meydana gelmiş olması gerekiyor mantıken.

Benim söylediğim Ekstra şu; Gözlem sorduğunuz için bende gözlemimi aktarıyorum. Onu sormayıp bilimsel olarak yazsaydınız zaten cevap atmayıp okuyup geçecektim. Yani umarım bağlantı kurabilmişizdir :D benim kanaatimde bu durum nadir görülüyor. Salma tipi üretimde yada erken üreyen kuşların yavruları haricinde ben bunu görmedim. Oluncada fiziksel olarak sorun teşkil etmiyormuş ki oldu diyebilirim ama sonuçlarını kestiremediğim için ne olursa olsun cesaret edipte kuluçka teslim etmezdim. En kötü ihtimal yumurtalarını kaydırıp dişi salmasına alırdım.
Gözlem olarak size gelmiş geçmiş bütün takımlarımda olan bir husustan bahsedeceğim. Erken üreyen kuşlarımın istisnasız hepsinde, ister 1 ister 2. Yıllarında olsun, Bir sıkıntı veya kavga durumu, yavruya bakamama, yumurta kararması gibi durumları yaşadım. Diğer taraftan 10 ay ve üzeri üreyen kuşlarımda Benzer sorunu görmedim. Gören var mı? Var.. ben görmedim bu bakımlada alakalı olabilir, başka faktörlerlede. bende sonuç buydu. Benim naçizane tavsiyem ise; Siz gözlemleyin bunu, bence genele vurmayın. Yani bir kuşunuz var madem birde onun yavrularında benzer durum olup olmadığına bakarsınız. Tecrübeye dayalı söyleyeceğim bunlar :)
 
Haha yani çok farklı yerler de değiliz elbette. Sohbet ederken aynı fikri savunabilir bununla ilgili benzer cümleler ya da mantık yürütmeler yapabiliriz, bazen bu çok daha farklı şeyler çıkmasına neden olabilir. Seninle yazışma uyumumuz tutmuyor gibi :D Problem değil. Çok takılmak istemiyorum bu bahse.

Yani siz doğal ortamındaki bir muhabbet kuşu ile şu anda evdeki kuşları bir tutarsanız doğru bir yaklaşım olmayacağını düşünüyorum. Evrim kütle artışı ile gerçekleşmiyor. Evrimin mantığı adaptasyonDur. Yani biz bu canlıları evcilleştirerek farklı bir adaptasyona,- evrim sürecine- dahil ettik. Dolayısıyla bazı sistemlerinde, üreme gibi, değişiklikler meydana gelmiş olması gerekiyor mantıken.

Doğal ortamlarında ki muhannet kuşları ile evciller arasında ki temel farkları mutasyon renkler, boyut ve yaşam sürelerinin kısalması olarak örneklendirebiliriz. Bunun haricin de neredeyse tüm temellikler aynı havuzdadır. Evrimsel süreç düşündüğünüz gibi kısa bir süre de gerçekleşebilen bir durum değildir. Hele ortalama 150 yıl gibi bir süreç bu değişime yeterli bir süre değildir. Bizler doğal ortamlarına uyum sağlamalarını istedik onları oradan koparırken. Bu sebeple doğal ortamlarını kopyalama yöntemi seçtik. Elimizden geldiğince bunu başardık. Eş seçme, üreme, üremede ki fiziksel durum, nitelik vs.vb. hemen hemen aynıdır. Bakın, sürece değişkenliği örneğin nasıl kazandırırdık. Kuşlarımızı hiç uçurmazdık, ondan sonra gelecek yavruları da, sonraları sonraları da. Kanatlar gerekli işlevi yerine getiremediği için körelecektir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Tabi bu süreç basit kısa bir süreç değildir. Oysa bizler, doğal ortam mantalitesini yitirtmiyoruz olabildiğince. Bu bahsettiğim fiziksel değişimler. Hele güdüsel değişimler çok daha farklı ve uzun süreç gerektirir. Herhangi bir hayvanı evcilleştiriyor olabilmemiz, onun hayatta kalma ve üreme güdüsünü etkilemez. Biz kuşları genel anlam da kafese kapatıyoruz. Doğal süreçlerini burada yaşamalarını istiyoruz. Bizim istediğimiz renk olsun, bizim istediğimiz eş adaylarından birisiyle olsundan vs. başka derdimiz yok:) ( üretim çerçevesin de bakıldığın da ) bu da ya kişisel ego ya da ticari kaygı. Neyse bu başka konu. Yani yemini ununu tuzunu börtüsünü böceğini doğal yaşamına göre ayarlıyoruz. Bugün beslenebileceği bir ortam bulup salın kuşlarınızı doğaya, bakın nasıl adapte süreci başlıyor, psikolojik değişim kafese attığınız gibi yaşanır. Ama hayatta kalma ve üreme dürtüsünün çemberin de, başarılı olan hayatta kalacak ve süreci yavrularına aktaracak. O da diğer yavrulara. Sonra siz gidip o yavrulardan birini yakalayıp getireceksiniz. Kafes serüveni tekrar başlayacak falan. Vsvsv...

Velhasıl kelam, doğal ortam da oldukları gibi düşünmeyeceksek o zaman doğal ortamlarından yola çıkarak kuşlarımıza beslenme vs. Uygulamayalıma gider mevzu da gerek yok. Çok uzadı.

Daha önce bahsi geçen çiftleşmemden rahatsızlık duymuştum. Fakat yersiz olduğunu düşünmüştüm sonradan. Öyle ya, atomu parçalamıyoruz, ama yine de seviyorum bu tür tecrübe ve bilgi paylaşımlarını, eyvallah.

Dediğim gibi, tecrübeleriniz benim için mühim. Teşekkür ederim(y)

Erkek ve dişileri ayrı tutabilirim, bunu kontrolsüz üremeyi engellemek için yapmayı düşünüyorum.
 
Haha yani çok farklı yerler de değiliz elbette. Sohbet ederken aynı fikri savunabilir bununla ilgili benzer cümleler ya da mantık yürütmeler yapabiliriz, bazen bu çok daha farklı şeyler çıkmasına neden olabilir. Seninle yazışma uyumumuz tutmuyor gibi :D Problem değil. Çok takılmak istemiyorum bu bahse.



Doğal ortamlarında ki muhannet kuşları ile evciller arasında ki temel farkları mutasyon renkler, boyut ve yaşam sürelerinin kısalması olarak örneklendirebiliriz. Bunun haricin de neredeyse tüm temellikler aynı havuzdadır. Evrimsel süreç düşündüğünüz gibi kısa bir süre de gerçekleşebilen bir durum değildir. Hele ortalama 150 yıl gibi bir süreç bu değişime yeterli bir süre değildir. Bizler doğal ortamlarına uyum sağlamalarını istedik onları oradan koparırken. Bu sebeple doğal ortamlarını kopyalama yöntemi seçtik. Elimizden geldiğince bunu başardık. Eş seçme, üreme, üremede ki fiziksel durum, nitelik vs.vb. hemen hemen aynıdır. Bakın, sürece değişkenliği örneğin nasıl kazandırırdık. Kuşlarımızı hiç uçurmazdık, ondan sonra gelecek yavruları da, sonraları sonraları da. Kanatlar gerekli işlevi yerine getiremediği için körelecektir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Tabi bu süreç basit kısa bir süreç değildir. Oysa bizler, doğal ortam mantalitesini yitirtmiyoruz olabildiğince. Bu bahsettiğim fiziksel değişimler. Hele güdüsel değişimler çok daha farklı ve uzun süreç gerektirir. Herhangi bir hayvanı evcilleştiriyor olabilmemiz, onun hayatta kalma ve üreme güdüsünü etkilemez. Biz kuşları genel anlam da kafese kapatıyoruz. Doğal süreçlerini burada yaşamalarını istiyoruz. Bizim istediğimiz renk olsun, bizim istediğimiz eş adaylarından birisiyle olsundan vs. başka derdimiz yok:) ( üretim çerçevesin de bakıldığın da ) bu da ya kişisel ego ya da ticari kaygı. Neyse bu başka konu. Yani yemini ununu tuzunu börtüsünü böceğini doğal yaşamına göre ayarlıyoruz. Bugün beslenebileceği bir ortam bulup salın kuşlarınızı doğaya, bakın nasıl adapte süreci başlıyor, psikolojik değişim kafese attığınız gibi yaşanır. Ama hayatta kalma ve üreme dürtüsünün çemberin de, başarılı olan hayatta kalacak ve süreci yavrularına aktaracak. O da diğer yavrulara. Sonra siz gidip o yavrulardan birini yakalayıp getireceksiniz. Kafes serüveni tekrar başlayacak falan. Vsvsv...

Velhasıl kelam, doğal ortam da oldukları gibi düşünmeyeceksek o zaman doğal ortamlarından yola çıkarak kuşlarımıza beslenme vs. Uygulamayalıma gider mevzu da gerek yok. Çok uzadı.

Daha önce bahsi geçen çiftleşmemden rahatsızlık duymuştum. Fakat yersiz olduğunu düşünmüştüm sonradan. Öyle ya, atomu parçalamıyoruz, ama yine de seviyorum bu tür tecrübe ve bilgi paylaşımlarını, eyvallah.

Dediğim gibi, tecrübeleriniz benim için mühim. Teşekkür ederim(y)

Erkek ve dişileri ayrı tutabilirim, bunu kontrolsüz üremeyi engellemek için yapmayı düşünüyorum.
Sizde de bir çeşit insanı manipüle etme durumu var :)
Evrimsel süreç düşündüğünüz gibi kısa bir süre de gerçekleşebilen bir durum değildir. Hele ortalama 150 yıl gibi bir süreç bu değişime yeterli bir süre değildir. Bizler doğal ortamlarına uyum sağlamalarını istedik onları oradan koparırken. Bu sebeple doğal ortamlarını kopyalama yöntemi seçtik. Elimizden geldiğince bunu başardık. Eş seçme, üreme, üremede ki fiziksel durum, nitelik vs.vb. hemen hemen aynıdır.
Hmm. Mesele nasıl başardık bunu? Griti kapta sunup, tohum sebze meyve vs ile besleyip 40-45 cm kafes içerisine sokarak mı? :) canlılar bulundukları çevreye göre belirli davranış kalıplarında değişim gerçekleşir. Ayrıca ben hala doğada 2 aylık bir muhabbet kuşunun ürediğinide düşünmüyorum. Siz nerden okudunuz banada atarsanız size zahmet bende okumak İstiyorum. Bakın aradaki ayrımı kaçırıyorsunuz sanırım “şu aralığa kadar dahi üreyebilirler” demek farklı “doğada bunlar böyle Hep böyleler demek Farklı.
Kuşlarınızı doğaya salın uçarken çatlayacaklar mı, ölecekler mi, yem mi olacaklar, açlıktan mı ölecekler bakarsınız:) Anavatanındaki yabani kuşla beslediğimiz kuşları Birbirine karıştırıyorsunuz halbuki değil. Çiftleşme davranışı eş seçme gibi şeyler değişemez zaten kodlu bunlar. Yani ne sordunuz, ne söyledim, nerelere geldik.. sağlık olsun. Sizin ihtiyacınız anlıyorum siz merak ettiğiniz şeyi Ali, Veli ne derse desin yazılı istiyorsunuz ama hiçbir bilim adamı tutupta 2 aylık kuşlardan yavru alma bide bunu bir istatistik veri oluşturacak şekilde yapmakla sanıyorum uğraşmaz.
“Yav ; Bu kuş30 günlük yeme indi hafi 4-5 gün iyice beslenmeyi çözdü, 40-45 günde sizin hesapta tüye girdi 10-15 günde tüyden çıktı öyle mi?“ DerDi sanırım yani :)
Size bu bana göre bebe üretim aşamanızda başarı diliyorum ne diyim :)
 
Burada belirtilen görüşlere karşı değilim ve sadece kendi tarzımı paylaşmak istiyorum. Hobi amaçlı üretim yapıp renk kuşları bulmaya çalışıyorum. Acele etmiyorum ve üretimi istediğim zaman durduruyorum. Yavru alma telaşım da olmayınca genelde kendi ürettiğim damızlıklar bir yaşına gelene kadar bekliyorum. Genel bir anlayışa göre muhabbet kuşları bir yaşına gelene kadar sorumluluk almaz ve olgun bir şekilde yavru bakmaz deniyor. Bence hem doğru hem yanlış. Bu tamamen kuşun genel yapısına bağlı. Sanıyorum işin püf noktası da kuşun durumunu iyi gözlemlemekte yatıyor. Fiziki erişkinliği tamamlandıktan sonra hazır olan ve bakıcı olmaya istekli kuş kendini çiftleşme isteği doğrultusunda belli ediyor. Bu durumu doğru sonuçlar alınabilecek bir eş ile devam ettirmek gerekiyor. Eşe atmadan önce salmada erkek ve dişileri bir araya getirip anlaşma durumlarına bakıyorum. İstediğim renklerin anlaşması olursa ne ala. Olmazsa ayırma yöntemi ile şansımı deniyorum. Üretimde 6-8 aydan genç kuşların kullanımında riskler var. Tecrübe ve bilgilerine saygı duyduğum hocalarım da 6-8 aylık kuşlara hep erken demişlerdi. Bu konuyu tercih ve sorumluluk alma meselesi olarak görüyorum. Sağlıklı üretimler diliyorum.
 
Kuşlar, yalnızca koşulların başarıya uygun olduğu zamanlarda fiziksel olarak üreyebilecek şekilde evrimleşmişlerdir. Hormon seviyeleri çeşitli çevresel faktörlere tepki olarak yükselir, düşer ve bu faktörlerin birleşik etkisi hormonlarını doğru seviyeye getirdiğinde üreme durumuna gelirler. Üreme hormonlarının yükselmesine neden olan faktörler düzenlenirse bu birleşmeler olmayacaktır.

Tam anlamıyla bir ay verilmemiş ama 6 ay denmesinin bir sebebi var. Bilimsel olarak cere'den ve hareketlerden yola çıkılmış. Dişiler stereotipik olarak kahverengi veya ten rengi serilere ve erkekler stereotipik olarak mavi cereye sahiptir. Serilerinin rengi 6 aylık olana kadar gelişmez. Bu 6 aya kadar geçirdikleri gelişim süreçlerindeki farklılaşmalar çevresel/hormonal dengesizliklerden kaynaklıdır.

Erken üreme sağlıklı olabileceği gibi tam tersi de olabilir. Fakat yerli/yabancı çoğu kaynak araştırılma yapılırsa aynı şeyde hemfikir olduğu görülebilir.
İstisnai durumlar olması olağan elbette ama genel olarak üreme dönemi 6 ay olarak gözlemlenir. Erkek kuşlardan 5 aylık ve öncesi sperm alınmaz. Almaya çalışsanız da gelmez. Sperm oluşturmamış kuşlarda genel olarak kondisyonda değildir ve üreme eğilimi göstermez. Sadece kur safhasında bırakır kendini (istisnalar elbet olabilir ama hiç duymadım).
Aslında biraz daha erkeğin sürece hazır olması beklenmektedir. Dişiler 6 aydan önce üremeye yatkın olabilir.
 
Son düzenleme:
Tam anlamıyla bir ay verilmemiş ama 6 ay denmesinin bir sebebi var. Bilimsel olarak cere'den ve hareketlerden yola çıkılmış. Dişiler stereotipik olarak kahverengi veya ten rengi serilere ve erkekler stereotipik olarak mavi cereye sahiptir. Serilerinin rengi 6 aylık olana kadar gelişmez. Bu 6 aya kadar geçirdikleri gelişim süreçlerindeki farklılaşmalar çevresel/hormonal dengesizliklerden kaynaklıdır.

Erken üreme sağlıklı olabileceği gibi tam tersi de olabilir. Fakat yerli/yabancı çoğu kaynak araştırılma yapılırsa aynı şeyde hemfikir olduğu görülebilir.
İstisnai durumlar olması olağan elbette ama genel olarak üreme dönemi 6 ay olarak gözlemlenir. Erkek kuşlardan 5 ay önce sperm alınmaz. Almaya çalışsanız da gelmez. Sperm oluşturmamış kuşlarda genel olarak kondisyonda değildir ve üreme eğilimi göstermez. Sadece kur safhasında bırakır kendini.
Aslında biraz daha erkeğin sürece hazır olması beklenmektedir. Dişiler 6 aydan önce üremeye yatkın olabilir.
Yürü be Doğanay abim de bir şey soracağım ben. Şimdi diyorsun ki 5 aydan önce sperm alınamaz. O zaman 2-3 aylık kuşların yumurtaları nasıl dolu çıkıyor?
 
Elimiz de bilimsel bir araştırma yok anladığım kadarıyla. Ve bir o kadar mühim olan tecrübeler var.

Ben müdahale etmemeyi seçiyorum şimdilik, daha sonra durum ne gösterir buna göre bir yönelim gerçekleştirebilirim elbette.

Yetişkin kuşum ikinci yumurtlama dönemin de kuluçkaya yattı. Öncekine ya bakmadı ya da attı.

Bakıcı kuş denilen bir durum var malumumuz.

Şu an ki 2 aylık kuşun bu misyonu yerine getirdiğini görüyorum. Bu sebeple yavrularına bu durumun geçmesi de oldukça yüksek bir olasılık.

Her kuşun farklı karakteristik özelliği mevcut malumumuz.

Bi yandan da şunu düşünüyorum, sizlerin fikri nedirmbu konu da ?

6 ay ve sonrası öneriliyor ve yazıyor her yerde. Dolayısıyla da birçok üretici ya da yolun başın da olan kişiler kurumlar, bu yöntemi uyguluyor. Nadiren kuşların kendi doğallığına bırakıldığı oluyor. Yani, 5000 adet 6 ay ve sonrası kuş üretim durumları gözlenip değerlendiriliyor ve tecrübeye aktarılıyor. Fakat diğer yandan 100 kuş 5 ay altı çiftleşme durumuna tabi oluyor. 100 kuşta gerçekleşen anormallikler göze batıyor. Hayli yüksek oran da olan 6 ay üstü çiftleştirme deneyimin de pek önemsenmiyor konu, hem 6 sy sonrası bir kural gibi yansıtıldığından algı da oluşum meselesi yüzünden hem de iyi kan değil gibi ötekileştirilip neticelendirilmesinden. Sonuçta 6 ay kuralılan uyulduğu halde eğer sonuç hüsran ise, yanlış ya kuşun kanındadır ya da bizdedir. Fakat 2-3 ay civarı çiftleşene ve olumsuz neticelen bir süreç olduğun da, baştan kaybetme durumu var "kurala uyulmadı bir kere" gibi.

Sadece düşünce genişletilmesi olarak düşünün bu durumu, ne düşünüyorsunuz, sizce bu gibi şeyler de etki olabilir mi 6 ay altını önermeme durumuna?
 
Şahsen ben küçük ayında yumurtlayan yavru kuşlara çocukluğunu yaşa kızım, daha çok erken telkininde bulunuyorum. :D
Yani benim açımdan bir kuşun erken üremesi aslında olumsuz bir bakış açısı doğurmuyor. Aksine hızlı üremesi bir miktar mutlu ediyor lakin şunu biliyorum net -Hormonal ve çevresel etkilerin erken üremeye sebep olma durumu var. Süreci ben yanlış yönlendirmişsem eğer üremesi mümkün olmuştur diyorum. Neden diyeceksin çünkü istisna bir kuş. Başıma geldiğinde hemen bakım şartlarımı düzenledim küçük kuşlar için. Erken kızışma ilk tüy atım dönemi için ben uygun bulmuyorum. Show jumbo yavrusuydu benim erken üreyen kuş ve gelişimi hatta ilk tüyünü atma zamanı aksadı. Nöbetleşe devam etti süreç fakat yaşatamadım uzun süre. Doğduğu gibi kaldı gelişimi :(

Bence bizden ziyade 6 ay kuralı öylesine konulmuş bir kural değil. Kuşların biyolojik saati (yaban harici) 6 aya daha uygun gibi görünüyor. Bir çok açıdan
 
Şahsen ben küçük ayında yumurtlayan yavru kuşlara çocukluğunu yaşa kızım, daha çok erken telkininde bulunuyorum. :D
Yani benim açımdan bir kuşun erken üremesi aslında olumsuz bir bakış açısı doğurmuyor. Aksine hızlı üremesi bir miktar mutlu ediyor lakin şunu biliyorum net -Hormonal ve çevresel etkilerin erken üremeye sebep olma durumu var. Süreci ben yanlış yönlendirmişsem eğer üremesi mümkün olmuştur diyorum. Neden diyeceksin çünkü istisna bir kuş. Başıma geldiğinde hemen bakım şartlarımı düzenledim küçük kuşlar için. Erken kızışma ilk tüy atım dönemi için ben uygun bulmuyorum. Show jumbo yavrusuydu benim erken üreyen kuş ve gelişimi hatta ilk tüyünü atma zamanı aksadı. Nöbetleşe devam etti süreç fakat yaşatamadım uzun süre. Doğduğu gibi kaldı gelişimi :(

Bence bizden ziyade 6 ay kuralı öylesine konulmuş bir kural değil. Kuşların biyolojik saati (yaban harici) 6 aya daha uygun gibi görünüyor. Bir çok açıdan
Üremeye hazır olurlar dediğinde 2 aylıkken doğada bu kuşların ürediği sonucuna varabiliyor musun gerçekten? Yani ikimizde defalarca yaşadık. 2 yaşına gelipte üremeyen kuşlar ile 2 aylıkken kurlara başlayan kuşları gördük. Üreme becerisini2 aylıkken kazanıyor olması, 2 aylıkken kuşun eş tutacağı yada üreyeceği gibi bir anlam mı doğuruyor ben mi kaçırıyorum?
Doğru tabir şu olmaz mı “ 2 aylıkken üreme becerilerini kazanırlar” ? Yani öyle ucu açık bir konu ki önünü alamazsın 2-3 aylıkken kuşları eşe atanlar çıkar biliyorsun... bu her kuşta tutmaz hatta yüzde vereyim çoğunda tutmaz bu durum istisna
 
Üremeye hazır olurlar dediğinde 2 aylıkken doğada bu kuşların ürediği sonucuna varabiliyor musun gerçekten? Yani ikimizde defalarca yaşadık. 2 yaşına gelipte üremeyen kuşlar ile 2 aylıkken kurlara başlayan kuşları gördük. Üreme becerisini2 aylıkken kazanıyor olması, 2 aylıkken kuşun eş tutacağı yada üreyeceği gibi bir anlam mı doğuruyor ben mi kaçırıyorum?
Doğru tabir şu olmaz mı “ 2 aylıkken üreme becerilerini kazanırlar” ? Yani öyle ucu açık bir konu ki önünü alamazsın 2-3 aylıkken kuşları eşe atanlar çıkar biliyorsun... bu her kuşta tutmaz hatta yüzde vereyim çoğunda tutmaz bu durum istisna
Onu demeye çalıştım bir şekilde. Her kuş hazır olmaz 2 aylıkken. Nadiren eşleşiyor bu aylarda kuşlar. Çok istisna. Tartışılacak doğru bir yanı da yok aslında. 2 aylık kuş demek kuluçkadan atladıktan sonra ki 25 gün içinde üremeye yönelmesi demek. Bu şekilde bakınca pek uygun görünmüyor :)
 
Üst