Proteinler/Amino Asitler

1617796652151.png
Normalde karbonhidratlar ve yağlar tarafından üretilen metabolize edilebilir kaloriler, vücudu sıcak tutmak ve yaşamsal faaliyetleri yürütmek için gerekli enerjiyi sağlar ancak vücutta yeterli miktarda karbonhidrat veya yağ bulunmamasından kaynaklanan kalori eksikliği durumunda vücuttaki proteinin bir kısmı da enerji üretmek için kullanılacaktır.

Protein, vücutta bir enerji kaynağı olarak kullanılsa da öncelikle bir amino asit kaynağıdır ve hücrelerin büyüyüp gelişmesinde kullanılan maddeleri içerir. Bu nedenle büyüme ve hücrelerin yenilenmesi için gereklidir. Bir organizma, aminoasitlerden kendi yapısal ve işlevsel proteinlerini oluşturur. Ne karbonhidratlar ne de yağlar bu işlem için gerekli nitrojeni içermediğinden proteinin yerine geçip bu işlevi yerine getiremezler.

Fazla protein vücutta yağlar ve karbonhidratlar gibi depolanamaz ve vücut sürekli protein tükettiğinden dolayı protein eksikliği kısa sürede vücutta belirti verir.

Bu anlattıklarımız her şeyden önce, vücut proteinini yeterli seviyede tutmak için yeterli miktarda proteinin diyet tarafından sağlanması gerektiği anlamına gelir. Kaslardaki kuru maddenin yaklaşık %70 ila %75'i proteinlerden oluştuğundan ve hayvanlardaki kıl, yün, tüy, tırnak, boynuz ve toynak gibi dokular büyük ölçüde proteinden oluştuğu için büyüme, gelişme zamanlarında canlılar daha fazla proteine gereksinim duyar. Bu dönemlerde hızlı protein tüketimi nedeniyle canlıların protein bakımından zengin besinlerle desteklenmesi gerekir. Buradan hareketle bebek ve genç canlıların yetişkinlere göre daha yüksek protein gereksinimine sahip olduğunu çıkarabiliriz.

Şimdiye kadar esas olarak protein ve protein gereksinimlerinden söz ettik ancak proteinin en önemli faktörü amino asit yapısıdır. Günümüzde her evcil hayvan sahibi, hayvanı için gerekli proteinlerin kendisine uygun olmadığını bilir. Bu, herhangi bir besin protein bakımından değerlendirilirken besindeki protein miktarından daha çok içerdiği amino asitlere göre değerlendirilmesi gerektiği anlamına gelir. Hayvansal protein, genellikle bitkisel proteinden daha fazla çeşit amino asitleri içerir. (Kinoa gibi bazı istisnalar hariç.)

Uzun zamandır çeşitli proteinlerin biyolojik değerlerinin neden farklı olduğu bilinmiyordu ancak günümüzde bir proteinin kalitesini ve biyolojik değerlerini proteindeki aminoasit zincirinin çeşitliliği ve aminoasitlerin birbirine oranları ifade ediyor. Aminoasit çeşitliliği ne kadar fazlaysa ve oranlar bir türün fizyolojik ihtiyaçlarına ne kadar yaklaşırsa proteinin kalitesi o kadar yüksek olur.

Proteinler mide, onikiparmak bağırsağı ve ince bağırsakta enzimler tarafından aminoasitlerine ayrılır ve bu çözünür bileşikler, bağırsak astarından kan dolaşımına geçerek hücreye dönüştürülmek üzere taşınmaya başlanır.

Proteinler, bir veya daha fazla aminoasit zincirinden oluşur.

Aşağıdaki tablo keşfedilmiş aminoasitlerden 20'den fazlasını göstermektedir.

AMİNOASİTLER
Alanin
Arjinin
Asparajin
Aspartik asit
Sitrülin
Sistein
Sistin
Glutamin Asit
Glutamik Asit
Glisin
Histidin
Hidroksiprolin
İzolösin
Lösin
Lizin
Metiyonin
Ornitin
Fenilalanin
Prolin
Serin
Treonin
Triptofan
Tirozin
Valin

Bazı aminoasitler vücutta uygun bir karbon kaynağından ve amino grupları diğer aminoasitlerden sentezlenebildiğinden dolayı yukarıda listelenen aminoasitlerin tümü kuşun diyetindeki besinlerde bulunmak zorunda değildir. Bunlara vazgeçilebilir ya da esansiyel olmayan aminoasitler denir ancak bu demek değildir ki kuşunuz bu aminoasitlere ihtiyaç duymaz. Kuşunuz bu aminoasitleri kendi vücudunda rahat bir şekilde sentezeleyebildiği için besinlerden bu aminoasitleri alması zorunlu değildir.
Vazgeçilmez, temel, esansiyel aminoasitler ise vücudun fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayacak kadar hızlı sentezlenemeyen veya vücut tarafından sentezlenmeyen yani bu nedenle besinlerden alınması gereken aminoasitlerdir.

İyi dengelenmiş bir diyet, çeşitli esansiyel aminoasitleri bol miktarda sağlayan yüksek kaliteli proteinler içermelidir.

Daha önce de belirtildiği gibi, keşfedilmiş 20’den fazla birbirinden farklı aminoasit vardır ve bunların her bir proteinde birleştirilme şekli proteinin biyokimyasal özelliklerini belirler. Ancak bir proteinde bulunan çeşitli aminoasitlerin miktarları onun besin değerini belirler. Bununla birlikte belirli bir proteinin besin değeri, diyetteki diğer tüm proteinlerle ilişkili olarak hesaplanmalıdır çünkü bir protein 5000 farklı aminoasit kombinasyonundan oluşabilse de nadiren tek bir izole aminoasit de içerebilir. Belirli bir türün ihtiyaç duyduğu tüm temel aminoasitlerin doğru dengede olması gerekir. Örneğin tahıl tanelerinin proteinleri Lizin ve Treonin bakımından eksiktir. Oysaki soya fasulyesi gibi baklagil tohumlarının proteinleri Lizin ve Treonin bakımından nispeten daha zengindir ancak Metiyonin gibi kükürt içeren amino asitlerden yoksundur. Bu aminoasitlerden sadece biri bile eksikse veya gereksinim seviyesinin altındaysa vücut kendi proteinini üretemez. Diğer aminoasitler gereksinimleri aşan seviyede mevcut olsa bile proteinde “bir zincir" eksiktir ve bu tek aminoasit, protein üretimini sınırlayacaktır. Böyle bir durumda bu eksik olan aminoasit “sınırlayıcı amino asit” olarak adlandırılır.

Beslenmede aminoasit kaynağı olarak ihtiyaç duyulan protein miktarına, kalitesine ve aminoasit türüne bakılmalıdır. Aminoasitlerin vücutta izleyebileceği üç farklı, birbiriyle ilişkili metabolik yolu unutmamalıyız:
1- Protein sentezi için kullanılır.
2- Kolin ve Tiroksin gibi nitrojen içeren bu tür bileşiklerin sentezinde öncü olarak görev almak.
3- Bir enerji kaynağı olarak.

Besinlerde bulunan proteinlerdeki aminoasitler görünüşte tatmin edici bir seviyede ve dengede görünse de besinin kuş tarafından tüketilmesi her zaman bir kuşun aminoasit gereksinimlerinin karşılanacağı anlamına gelmeyebilir. Belirli koşullar altında, besinlerdeki proteinler bazen tam olarak sindirilmediğinden veya bitkisel protein kaynaklarında hücre duvarlarının bulunması da hücredeki proteinleri sindirim enzimleri tarafından erişilemez hale getirdiğinden vücut bazı aminoasitlerden yararlanamayabilir. Örneğin soya fasulyesindeki tripsin inhibitörü gibi inhibitörlerinin varlığı bazı durumlarda sindirimi bozabilir. Ayrıca hastalık veya tedavi sırasında aminoasitlerin emilme miktarı azalabilir.

Dolayısıyla protein konusu biraz karmaşık bir konudur ve bu konuda söylenecek çok şey vardır. Bu tür katkılarda/premikslerde proteinin %90'ından fazlasının sindirilmiş formda, aminoasitlerde vücudun kullanabileceği tek form olan doğal L formunda olması gerektiğini unutmayınız. Bu; ürünlerdeki proteinlerin sindirim zorluğu olmadan bakım, büyüme, üreme ve vücut için bir enerji kaynağı olarak farklı işlevleri aynı anda yerine getirebileceği anlamına gelir..
 
Konuya ek olarak;
Bu yazıyı da incelemenizi öneririm..
 
Hocam hayvansal proteinle bitkisel protein arasındaki fark nedir. Sormak istediğimiz şey mesela diyelimki bütün aminoasitleri içeren bir bitki olsa yine de hayvansal protein şartmı yani sindirimi falan farkı nedir...
 
Hocam hayvansal proteinle bitkisel protein arasındaki fark nedir. Sormak istediğimiz şey mesela diyelimki bütün aminoasitleri içeren bir bitki olsa yine de hayvansal protein şartmı yani sindirimi falan farkı nedir...
Beslenme yoluyla alınan proteinler içerdikleri aminoasitlere göre farklılık gösterir. Hayvansal proteinler genellikle vücut tarafından üretilemeyen, esansiyel aminoasitin tümünü iyi bir dengede içerirken, bitkisel protein kaynakları bu esansiyel aminoasitin tümünü içermez ya da tümünü içerse de gerekli miktarlarda, dengeli bir şekilde bu aminoasitleri barındırmaz. Örneğin pek çok bitkisel protein kaynağı; metiyonin, triptofan, lösin ve izolösin gibi beslenmeyle alınması zorunlu olan aminoasitler açısından fakirdir...
 
Beslenme yoluyla alınan proteinler içerdikleri amino asitlere göre farklılık gösterir. Hayvansal proteinler genellikle vücut tarafından üretilemeyen, esansiyel amino asitin tümünü iyi bir dengede içerirken, bitkisel protein kaynakları bu esansiyel amino asitin tümünü içermez ya da tümünü içerse de gerekli miktarlarda, dengeli bir şekilde bu amino asitleri barındırmaz. Örneğin pek çok bitkisel protein kaynağı; metiyonin, triptofan, lösin ve izolösin gibi beslenmeyle alınması zorunlu olan aminoasitler açısından fakirdir...
Sağol abi...
 
Üst