Bazı Kuşçu Tipleri
Bu yazıda sıklıkla denk gelebileceğiniz kuşçu modellerinden bahsediliyor;
- “ BENCİ “ tip; kendisiyle övünür ve başkaları tarafında da övünülmek ister. Ona göre, bu konuda her şeyi kendi bilir. Bu hususta,mutlaka kendince övünülecek bir şeyler bulur. Bilgisiyle iftihar eder.” Kaç bilimsel makale ve kitap okuduğu “ kendisine sorulduğunda, hafif bir mahcubiyetle “…ben daha çok pratikciyim. 20-25 senedir bu işin içindeyim..” diyerek, övünmek için bu defa kuşculukta geçirdiği uzun yılları ileri sürer. Yani onun bu konuda,her zaman gururlanacağı bir şeyleri vardır. Kendisi, yanlışlarının düzeltilmesinden ve bilgilendirilmesinden hoşlanmaz. Kurduğu ve hakimiyeti altında olan kuşçuluk dünyasının, tek hakimi olmak ister. Kuşçulukla ilgili doğru olan ve kendisine anlatılan şeylerden rahatsız olur. Bu sırada başka tarafa bakar,ilgisiz görünmeye çalışır.Belki de yaptığı yanlışlıklar,onu bu sırada rahatsız etmektedir!. Bunların, kendilerini geliştirmek için çabaları yoktur. Öldürdükleri canlılar için pek üzüntü duymazlar. Gider yenisini alırlar. Kendi aralarında birbirlerine hava atmaları görülecek şeydir!.
Çare : Başarılı olmak için,geçirilen yıllardan daha çok okumanın ve araştırmanın önemli olduğu, kendisine anlatılmaya çalışılmalıdır.Gerekirse bu konuda “ toplu kuşçuluk terapileri “ yapılmalı, hatta sarsıcı şok tedavileri uygulanmalıdır. Bütün bu çabalara rağmen, çoğu zaman olumlu sonuç alınamaz ve kişi gaflet ve dalalet saplantısından kurtulamaz. Bunların sayıları tahmin edilenden çok fazladır.Tedavisi çok zor ağır vakıa’lardır. Son olarak,Yüce Yaradan’a havale edilmelerinden başka çare yoktur.
-“MEGOLAMAN” tip ; Kendisini ve elindeki kuşları en üstün gören, diğerlerinin tamamında hatalar arayan, yetiştiricinin emeğini hiçe sayarak kuştaki hataları dile getirmekten asla çekinmeyen tiptir. Beslediği ve yetiştirdiği kuşların o cinsin en iyisi olduklarına kendisini inandırmıştır. Başka bir olguyu kabil ettiremezsiniz. Elindeki kuşlar hayal dünyasında mükemmel oldukları için onlar uçurulamayacak kadar değerlidir. Bu nedenle daha çok yerde beslemeyi severler. Şayet kuşlarından birilerine verip uçurtturmuşsa ve kuş bir şey oynamamışsa mutlak hata uçuran kuşçudadır. Şayet gaflet içine düşmüş ve kendisi uçurmaya kalkmışsa ve kuş oynamamışsa, kuşun yapmadığını kendi başarısızlığı olarak değerlendirir ve kahrolur. Dışa karşı farklı görünmeye çalışsalar da iç dünyalarında tam bir yıkıntı yaşarlar. Buna paralel olarak ta kuşun sergilediği iyi performansı da sadece kendine mal eder. Aslında iyi olan kuş değil, kendisidir.
Çare : Kur’an insanı öyle bir noktaya koyar ki, hayvansal yönüyle en adi varlık iken, Ruhani olarak Allah’ın nefesidir. Yani insanoğlu zıtlıklar üzerine kurulmuştur. Bu nedenledir ki Mevlana ne olursan ol, yinede gel diye seslenir insanoğluna. Burada böyle tiplere bu olguyu vermeye çalışmamız gereklidir. Bizim beğenmediğimiz bir şey, aslında başkasının çok beğendiği bir şey olabilir. İnsanın, canlının sadece görünen güzel yüzünü değil, ruhsal bütünlüğü ile değerlendirilmesi gerektiğini dile getirmeli ve açıklamalıyız. Buna tahammül edebilirsek, insanı anlayabiliriz. Ki çoğu zaman bunları anlatma, dile getirme, bu çaba boşa gidecektir. Yine Yüce Yaradan’a havale etmekten başka bize çıkar yol kalmayacaktır.
-“SATICI” tip; bunlar için kuşun iyi ya da kötü olmasından ziyade, kuşun ederi çok daha önemlidir. Bu tipleri sadece Pazar yerlerinde, kendi kuşlarına benzerlerini ucuz yollu alırken yakalayabilirsiniz. Amacı pazardan aldıklarını da, yüksek ederlere satma gayretidir. Genellikle zamanlarının tamamını kuşlarıyla geçirirler. Bunu bir geçim kaynağı olarak düşünür ancak yanılırlar. Kimse kuştan büyük paralar kazanamamıştır. Hayat felsefeleri, kendi kuşlarının vasıflarını başkalarına göstererek reklam yapmaktan ziyade, popülasyondaki isimli kuş ve kuşçuların kuşlarını karalayarak kendilerininkini ön planda tutmalarıdır. İnce hesap ve sıkı pazarlık yapmayı severler. Onlara göre ,kümeslerindeki kuşlar ticarethanelerindeki bir maldır. Onlara baktıklarında yerde gezinen çil-çil dolarlar, Türk Liraları olarak görürler. Kuşlarının ölmesine, satamadıkları, zarar ettikleri için üzülürler. Davranışları tıpa tıp benci tip ile aynıdır. Kimse bu tiplere başka kuşlarla ilgili konuşturamaz. Bu nedenledir ki, kendilerinden ve yanlarındaki şakşakçılardan başka dostları yok gibidir.
Çare : Megolomandırlar, kimse bu tiplere gerçek iyi kuşu kabul ettiremez. Onlara göre ülkenin hatta dünyanın en iyi kuşları kendisindekilerdir. İlginçtir, kuşlarını satmak için söyledikleri yalanlara çoğu zaman kendileri de inanırlar. Bu nedenle başka yerlerde izlediğiniz iyi kuşları bu tiplere anlatarak zaman kaybetmeyin. Bu tiplere söylenebilecek en güzel söz, başkalarının yüksek rakamlara sattığı kuşları anlatmaktır ki çatlasınlar.
- “DOYUMSUZ VE YAYILMACI” tip ; Bu tip bazen aynı zamanda yukarıdaki özellikleri de taşıyabilir. Bunlar da çok yaygındır. Bir kümes ,birkaç kuşla başladığı kuşçuluk tutkusuna, süratle yeni ilaveler yapmak ister. Bu amaçla kümes ve kuş sayısını devamlı arttırır. Bahçesini doldursa doymaz. Devamlı yayılma arzusu içindedir. Bahçesinden balkonundan çıkarak, arkadaşlarının kümeslerini de işgal etmek ister. Arkadaşlarının kümeslerinde dahi bir hegomanya kurma çabası içerisindedirler. Bu yüzden, bu mekan sahipleriyle -özellikle de evin gerçek hükümdarı ile- başları devamlı derttedir. Yayılmacılığına bazen sinsi, bazen cüretkar, bazen de yalvarmalar katarak, amacına ulaşmaya çalışır. Sanıldığından daha tehlikeli bir tiptir.
Çare : Kuş oynatmanın çok zor olduğunu bildiklerinden, bunu az kuş ile başaramayacakları doğrultusunda yanlış bir kanıya sahiptirler. Başarı şansı az olmakla birlikte, önce kendisine en fazla 2 adet 1×1x2 metre ebadında 2 adet iki kümes ile 5 çift damızlığın yeterli olduğu, fazlasına gerek olmadığı güzel bir şekilde anlatılmaya çalışılmalıdır. Bunda başarılı olunamaz ise ( ki çoğu zaman böyle olacaktır), hiç acımadan ve tereddüt edilmeden en çok korktuğu kişiye, yani evin gerçek hükümdarı dolduruşa getirilmelidir. İç işleri bakanının, koruma ve kollama görevi içinde yapacağı bir seri uygulamalar olumlu sonuç verecektir. Gösterilecek bu yakın ve samimi ilgi sayesinde kurtulma şansları yüksektir. Bu tiplere işin başında müdahale edilmeli, kesinlikle bulunduğu mekandan çıkmasına meydan verilmemelidir.Bu kümeskonducular ile yapılacak olan mücadele, gecekonducularınkinden daha zordur.
- “ ZAMAN ÇALIÇI” tip ; Bu özellik, hemen hemen bütün kuşçularda bulunan ortak bir özelliktir. Bunlar, diğer aile fertlerine ayırmaları gereken zamandan çoğu kez çalarak, bunu hobi, kuş uçurma zamanlarına katmak isterler. Bu nedenle, çaldıkları zamanın sahiplerince devamlı eleştirilirler. Bu yüzden tedirgindirler. Bunu telafi etmek için istirahatlerinden fedakarlık yaparlar. Bu da onları çok yorar. Açıkça söylemek gerekirse, bu hobicilerin en haksız oldukları durumlardan biridir. Onlar,bu işe ayırdıkları zamanı çoğu zaman fark etmezler, adeta kendilerini unuturlar.
Çare : Kuşçunun kuşlara ayırması gereken zaman önceden ailece belirlenmeli, ancak hobicinin bu kuşları ile meditasyon saatlerine de ailece saygı gösterilmelidir. Kuşçu da olağanüstü bazı durumlar hariç kendine tahsis edilen zamanın dışında kuş ile ilgilenmemelidir. Aksi halde ailenin diğer fertlerince yapılacak toplu gösteriler legal bir hak haline gelecektir. Kısaca, aile fertlerine ayrılması gereken zamanla, bu hobi için harcanan zaman, denge içinde tutulmalıdır. Bu çok önemli bir husustur.
- “PARA MAZOŞİST” tipler ; bunlar paralarını harcamaktan marazi bir zevk duyarlar! Ne kadar çok para harcarlarsa, ne kadar pahalıya kuş satın alırsa, o kadar rahatlarlar ve yine o kadar iyi bir kuşçu olacaklarını sanırlar. Aslında çoğu zaman sağlıklı bir kümesleride da yoktur. Durmadan kümeslerinin iç dizaynını değiştirir ve yeni denemeler yaparlar. Kümesteki kuşlarına bir soluk alma fırsatı vermezler. Aldıkları kuşlardan daha iyisini daha hesaplı alabileceğini dile getirseniz de aldırmaz, ucuz etin yahnisinin olmayacağı misali, iyi kuşun ucuza alınamayacağını düşünürler. Adeta bir saplantı halinde gider, kafalarına taktıkları kuşu ne pahasına olursa olsun alırlar. Sanki kendi paralarına bir kasıtları vardır. Ne söyleseniz, onları ikna edemezsiniz! Genellikle de aldıkları kuşlardan bekledikleri verimi alamazlar ve şikayet edip dururlar. Bunlar bilgiden ziyade, paraları ile kuşçuluk sanatını yürütmek isterler. Bunlar beni şimdiye kadar en çok üzen ve yoran tiplerdir. Örnek vermek gerekirse; İyi kuşun tarifini, iyi kuşçunun ve kuşun adresini istemelerine, izleyerek alacaklarını beyan etmelerine rağmen, onlar hala isimli Kuşçunun, isimli kuşunun kendilerince münakaşasını yapar, sonra da gider onu alırlar. Eğer varsa geçen emeklerimi de,helal etmemeyi bazen düşündüğüm bu gurubun arkasından çoğu kez, siz kolay akıllanmazsınız, keşke şu söylediklerimi size para ile satsaydım. Bakın o zaman nasıl ilgilenirdiniz dediğim çok olmuştur!
Çare : Bunlarla ilgili bir çare, maalesef tarafımdan bilinmemektedir. Bunlar için yapılabilecek, söylenebilecek tek söz vardır. Allah ıslah etsin!
-“ LİSTECİ” tipler ; bunlar daha çok kuş dükkanlarında yada ihalelerde rastlayabileceğiniz tiplerdir. Bunlar dükkana, ihaleye ciddi bir tavırla girer, çok konuşmadan kümesindeki kuşların tip ve renklerine uygun kuşları eş etmek amacıyla alır ve çıkarlar. Yine bu tipler, kuşları rahatsızlandığında bir veteriner eczanesine girip, cebinden bir kağıt parçası çıkartıp, gelmeden önce bir dostunun hazırladığı listeden (çoğu lüzumsuz ve yanlış) ilaçları, şu var mı, bu var mı? diye okumaya başlar! İlaç ve vitaminleri yığdırır. Çok da pazarlık etmeden parasını öder ve aynı ciddiyetle dükkandan çıkar. Yanlarında çoğu kez, bu malzemeleri taşıyacak birileri vardır.Bunların tavırları biraz da Kurtlar Vadisi’indeki yaman erkek tiplerini çağrıştırır. Aldıkları ilaçları nasıl kullandıkları pek bilinmez.
Çare : Buna gerek yoktur. Biraz temkinli durularak gitmelerinin beklenmesi gerekir. Eğer dükkan sahibi iseniz,kaybolmalarını bekledikten sonra arkalarından Oh! Çekerek bir bardak çay içmenin çok büyük bir zevki olduğu görülecektir.
-“PROBLEMCİ ” tipler; bunlara da çoğu zaman bir kuşçu dükkanında, dernekte rastlayabilirsiniz. Bunlar genellikle astenik yapıda, tedirgin, , mızmız, gergin tiplerdir. Aldıkları kuşu herhangi bir sebeple, devamlı geri götürmek, değiştirmek isteği içindedirler. Onlara göre, başarısızlıklarının temelinde adeta aldıkları kuşları ona önerenlerin ya da satanların sahtekarlığı yatmaktadır. Bunun için devamlı kuş alır, değiştirir, bu amaçla gerekirse münakaşa, hatta kavga ederler. Kümeslerindeki en eski kuşları azami 1 yıllık dahi değildir. Satıcıların kabusudurlar.
Çare : Çareyi biz değil, kuşu aldığı dükkan sahibi ya da ihale sahibi düşünecektir. Satıcı eğer güçlü kuvvetli eski bir güreşçi veya bir boksör ise sorunu çözmede başarı şansı vardır. Ancak tersi bir durum da söz konusu olabilir. Her halükarda, sorunun çözümünün karakol veya adliyede bitme ihtimali yüksektir.
-“ GÖSTERİŞÇi”tipler ; bunların kümesleri genellikle kolay ziyaret edilebilir konumdadır. Kuşçulukla ilgili olarak bilgilenme gibi bir sorunları yoktur. Çünkü böyle bir şeye ihtiyaç duymazlar. Ölenin, kaybolanın yerine yenisi hemen telafi edilir. Paralıdırlar. Kümeslerini de daha çok gösteriş için kurmuşlardır. Kuşları ölmese, kaçmasa dahi sık-sık popüler kuşçuların kuşlarıyla değiştirmek isterler. Kümese son giren kuşlar onun için en iyileridir ve ilk gelenler, çoktan gözden düşmüştür bile. Başları yukarıda, mağrur ve edalıdırlar.
Çare : Bunlarla uğraşmak çok zaman alır. Esasen buna gerekte yoktur. En önem verdikleri, yani pazarlık safhasında onları şu veya bu şekilde kazıklamak en iyi ve en sevimli çaredir.
- “GİZLİCİ” tip ; Bunlar, ihtiyaç duyduğunu ( ki bir çoğu gereksiz kuşlardır) hissettiği kuşları, eve çoğu kez karşılaşacağı tepkilerden kurtulmak için gizlice taşır ve onları saklar. Getirdiklerinden bir şey çıkmadığını, çıkamayacağını zaman içinde anladığında ise, bu defa aynı yöntem ile, gizlice elinden çıkarır. Suçüstü yakalandıklarında, aldıkları kuşların fiyatlarını gerçeğinden daha az söylerler. Kutunun içindekilerin fiyat araştırmaları titizlikle yapılmalı, gerekirse şahitlere müracaat edilmelidir. Şahitlerin sözlerine müracaat edilmez ise, beyan edilen tutarlar en az 2 veya 3 ile çarpılarak bir sonuca varılmalıdır. Bazı gizlici tiplerde vardır ki, kimse ne beslediğini bilmez. Çoğu sağdan soldan gelme, birçok kuş ile kümeslerini doldururlar. Bu kuşlar ile ilgili bilgi almaya çalışmak, deveye hendek atlatmaktan çok daha zordur.
Çare : Bu tiplerin eve getirdiği her kutu, özellikle de akşam götürdükleri büyük titizlikle incelenmelidir. Bu arada zaman-zaman yapılacak ani baskınlarla kümesindeki yeni kuşların sürekli araştırılması, arabasının bagaj kısmının kontrol edilmesi de çok faydalı olacaktır. Zira her kuşçunun arabasının bagajında mutlak suretle bir kutu bulunmaktadır. Böylelikle bu tipler üzerinde yakalanma fobisi oluşturmaya çalışarak, bu davranışından vazgeçirmeye çalışmak gereklidir.
-“KENDİNİ AŞMAYA ÇALIŞAN” tipler ; bunlar bilimselliğe önem verirler. Okuma,araştırma ve kendini geliştirme çabası içindedirler. Bilgiye ulaşmak için tüm kaynakları araştırır, dinledikleri tecrübelilerin deneyimleri ile edindikleri bilgileri harmanlayarak, hakimi oldukları kümesin ve kuşların refahı, yaşam ihtiyaçları için her şeyi yapmak için çaba sarf ederler. Tabiatın işleyiş mükemmelliğini bildiklerinden tabiata saygılıdırlar, ve onu taklit etmeye çalışırlar. Yaşadıkları evreni sadece bakarak değil, düşünerek de görmeye çalışırlar. Ölen canlılar, kuşları onları üzer. Elindeki kuşların oyun performanslarını arttırabilmek için bir antrenör kadar dişiplinli çalışır, kuşlarını da birer sporcu gibi eğitir. Kuşlarında istediği performansı bulamadığında, yakalayamadığında ise “ Nerede hata yapıyorum” diye önce kendisini sorgular. İşte bu kuşçu tipi, Populasyon içinde en faydalı olanıdır. Kuşçuluk hobisi, bunların yüzü suyu hürmetine ayakta kalıyor dense yeridir.
Çare : Bunların sayıları arttırılmaya çalışılmalıdır. Kuşçuluk camiamızda bu güne kadar bıraktığımız imaj, bu tip kuşçuların varlığı ile yok olabilecektir. Aynı zamanda bu tiplerin sayılarının çoğalması geleceğe yaşabilir bir dünya bırakmanın dahi garantilerinden biri olacaktır.
Bir Kuşçu çoğu zaman yukarıdaki özelliklere sahip, bu sorunları yaşayan ancak asla vazgeçmeyen, çoğu zaman da etrafındakilerce kuş delisi olarak tanımlanan, belki günlük yaşantısında karşılaştığı sorunların çözümünde biraz zorlanan, belki biraz yalnızlık çeken, belki de tabiatın kendisine yaptığı gel çağrısını en iyi şekilde benliğinde hisseden, hassas, ama kesinlikle tabiata saygılı ve ona faydalı, biraz kendi dünyasında, belki biraz da zavallı, sosyal toplum içinde hiçte yabana atılmayacak birikimleri ve özellikleri olan kendi çapında iyi bir insandır.
Değerli Kuşçu Arkadaşlarım. Yukarıda mizahi şekilde anlatmaya çalıştığım tiplemeler, kuşçulukla yoğun olarak ilgilendiğim süreç içinde tanıma fırsatı bulduğum kuşçulardan esinlenerek kaleme almaya çalıştığım tiplemelerdir. Belki Tanıdığım kişilerden esinlenerek hazırlamış olduğum tiplemeleri biraz muzır duygularla dile getirmek bana pek yakışmasa da, bunları kaleme alma gerekçem şu idi. Her birimiz yukarıdaki tiplemeleri okuduğunda kendinden bir şeyler mutlaka bulacaktır. Amacım maalesef ne şekilde bir kuşçu olduğumuzu gözler önüne sererek, ne şekilde olmamız gerektiğine dair bir yönlendirme yapmaktı. Bu satırları okuyan bir kişi dahi kendine “Acaba ?” sorusunu sorabilmişse, bu yazı amacına ulaşmış demektir.
Yazan: Mesut GÖKMEN
Bu yazıda sıklıkla denk gelebileceğiniz kuşçu modellerinden bahsediliyor;
- “ BENCİ “ tip; kendisiyle övünür ve başkaları tarafında da övünülmek ister. Ona göre, bu konuda her şeyi kendi bilir. Bu hususta,mutlaka kendince övünülecek bir şeyler bulur. Bilgisiyle iftihar eder.” Kaç bilimsel makale ve kitap okuduğu “ kendisine sorulduğunda, hafif bir mahcubiyetle “…ben daha çok pratikciyim. 20-25 senedir bu işin içindeyim..” diyerek, övünmek için bu defa kuşculukta geçirdiği uzun yılları ileri sürer. Yani onun bu konuda,her zaman gururlanacağı bir şeyleri vardır. Kendisi, yanlışlarının düzeltilmesinden ve bilgilendirilmesinden hoşlanmaz. Kurduğu ve hakimiyeti altında olan kuşçuluk dünyasının, tek hakimi olmak ister. Kuşçulukla ilgili doğru olan ve kendisine anlatılan şeylerden rahatsız olur. Bu sırada başka tarafa bakar,ilgisiz görünmeye çalışır.Belki de yaptığı yanlışlıklar,onu bu sırada rahatsız etmektedir!. Bunların, kendilerini geliştirmek için çabaları yoktur. Öldürdükleri canlılar için pek üzüntü duymazlar. Gider yenisini alırlar. Kendi aralarında birbirlerine hava atmaları görülecek şeydir!.
Çare : Başarılı olmak için,geçirilen yıllardan daha çok okumanın ve araştırmanın önemli olduğu, kendisine anlatılmaya çalışılmalıdır.Gerekirse bu konuda “ toplu kuşçuluk terapileri “ yapılmalı, hatta sarsıcı şok tedavileri uygulanmalıdır. Bütün bu çabalara rağmen, çoğu zaman olumlu sonuç alınamaz ve kişi gaflet ve dalalet saplantısından kurtulamaz. Bunların sayıları tahmin edilenden çok fazladır.Tedavisi çok zor ağır vakıa’lardır. Son olarak,Yüce Yaradan’a havale edilmelerinden başka çare yoktur.
-“MEGOLAMAN” tip ; Kendisini ve elindeki kuşları en üstün gören, diğerlerinin tamamında hatalar arayan, yetiştiricinin emeğini hiçe sayarak kuştaki hataları dile getirmekten asla çekinmeyen tiptir. Beslediği ve yetiştirdiği kuşların o cinsin en iyisi olduklarına kendisini inandırmıştır. Başka bir olguyu kabil ettiremezsiniz. Elindeki kuşlar hayal dünyasında mükemmel oldukları için onlar uçurulamayacak kadar değerlidir. Bu nedenle daha çok yerde beslemeyi severler. Şayet kuşlarından birilerine verip uçurtturmuşsa ve kuş bir şey oynamamışsa mutlak hata uçuran kuşçudadır. Şayet gaflet içine düşmüş ve kendisi uçurmaya kalkmışsa ve kuş oynamamışsa, kuşun yapmadığını kendi başarısızlığı olarak değerlendirir ve kahrolur. Dışa karşı farklı görünmeye çalışsalar da iç dünyalarında tam bir yıkıntı yaşarlar. Buna paralel olarak ta kuşun sergilediği iyi performansı da sadece kendine mal eder. Aslında iyi olan kuş değil, kendisidir.
Çare : Kur’an insanı öyle bir noktaya koyar ki, hayvansal yönüyle en adi varlık iken, Ruhani olarak Allah’ın nefesidir. Yani insanoğlu zıtlıklar üzerine kurulmuştur. Bu nedenledir ki Mevlana ne olursan ol, yinede gel diye seslenir insanoğluna. Burada böyle tiplere bu olguyu vermeye çalışmamız gereklidir. Bizim beğenmediğimiz bir şey, aslında başkasının çok beğendiği bir şey olabilir. İnsanın, canlının sadece görünen güzel yüzünü değil, ruhsal bütünlüğü ile değerlendirilmesi gerektiğini dile getirmeli ve açıklamalıyız. Buna tahammül edebilirsek, insanı anlayabiliriz. Ki çoğu zaman bunları anlatma, dile getirme, bu çaba boşa gidecektir. Yine Yüce Yaradan’a havale etmekten başka bize çıkar yol kalmayacaktır.
-“SATICI” tip; bunlar için kuşun iyi ya da kötü olmasından ziyade, kuşun ederi çok daha önemlidir. Bu tipleri sadece Pazar yerlerinde, kendi kuşlarına benzerlerini ucuz yollu alırken yakalayabilirsiniz. Amacı pazardan aldıklarını da, yüksek ederlere satma gayretidir. Genellikle zamanlarının tamamını kuşlarıyla geçirirler. Bunu bir geçim kaynağı olarak düşünür ancak yanılırlar. Kimse kuştan büyük paralar kazanamamıştır. Hayat felsefeleri, kendi kuşlarının vasıflarını başkalarına göstererek reklam yapmaktan ziyade, popülasyondaki isimli kuş ve kuşçuların kuşlarını karalayarak kendilerininkini ön planda tutmalarıdır. İnce hesap ve sıkı pazarlık yapmayı severler. Onlara göre ,kümeslerindeki kuşlar ticarethanelerindeki bir maldır. Onlara baktıklarında yerde gezinen çil-çil dolarlar, Türk Liraları olarak görürler. Kuşlarının ölmesine, satamadıkları, zarar ettikleri için üzülürler. Davranışları tıpa tıp benci tip ile aynıdır. Kimse bu tiplere başka kuşlarla ilgili konuşturamaz. Bu nedenledir ki, kendilerinden ve yanlarındaki şakşakçılardan başka dostları yok gibidir.
Çare : Megolomandırlar, kimse bu tiplere gerçek iyi kuşu kabul ettiremez. Onlara göre ülkenin hatta dünyanın en iyi kuşları kendisindekilerdir. İlginçtir, kuşlarını satmak için söyledikleri yalanlara çoğu zaman kendileri de inanırlar. Bu nedenle başka yerlerde izlediğiniz iyi kuşları bu tiplere anlatarak zaman kaybetmeyin. Bu tiplere söylenebilecek en güzel söz, başkalarının yüksek rakamlara sattığı kuşları anlatmaktır ki çatlasınlar.
- “DOYUMSUZ VE YAYILMACI” tip ; Bu tip bazen aynı zamanda yukarıdaki özellikleri de taşıyabilir. Bunlar da çok yaygındır. Bir kümes ,birkaç kuşla başladığı kuşçuluk tutkusuna, süratle yeni ilaveler yapmak ister. Bu amaçla kümes ve kuş sayısını devamlı arttırır. Bahçesini doldursa doymaz. Devamlı yayılma arzusu içindedir. Bahçesinden balkonundan çıkarak, arkadaşlarının kümeslerini de işgal etmek ister. Arkadaşlarının kümeslerinde dahi bir hegomanya kurma çabası içerisindedirler. Bu yüzden, bu mekan sahipleriyle -özellikle de evin gerçek hükümdarı ile- başları devamlı derttedir. Yayılmacılığına bazen sinsi, bazen cüretkar, bazen de yalvarmalar katarak, amacına ulaşmaya çalışır. Sanıldığından daha tehlikeli bir tiptir.
Çare : Kuş oynatmanın çok zor olduğunu bildiklerinden, bunu az kuş ile başaramayacakları doğrultusunda yanlış bir kanıya sahiptirler. Başarı şansı az olmakla birlikte, önce kendisine en fazla 2 adet 1×1x2 metre ebadında 2 adet iki kümes ile 5 çift damızlığın yeterli olduğu, fazlasına gerek olmadığı güzel bir şekilde anlatılmaya çalışılmalıdır. Bunda başarılı olunamaz ise ( ki çoğu zaman böyle olacaktır), hiç acımadan ve tereddüt edilmeden en çok korktuğu kişiye, yani evin gerçek hükümdarı dolduruşa getirilmelidir. İç işleri bakanının, koruma ve kollama görevi içinde yapacağı bir seri uygulamalar olumlu sonuç verecektir. Gösterilecek bu yakın ve samimi ilgi sayesinde kurtulma şansları yüksektir. Bu tiplere işin başında müdahale edilmeli, kesinlikle bulunduğu mekandan çıkmasına meydan verilmemelidir.Bu kümeskonducular ile yapılacak olan mücadele, gecekonducularınkinden daha zordur.
- “ ZAMAN ÇALIÇI” tip ; Bu özellik, hemen hemen bütün kuşçularda bulunan ortak bir özelliktir. Bunlar, diğer aile fertlerine ayırmaları gereken zamandan çoğu kez çalarak, bunu hobi, kuş uçurma zamanlarına katmak isterler. Bu nedenle, çaldıkları zamanın sahiplerince devamlı eleştirilirler. Bu yüzden tedirgindirler. Bunu telafi etmek için istirahatlerinden fedakarlık yaparlar. Bu da onları çok yorar. Açıkça söylemek gerekirse, bu hobicilerin en haksız oldukları durumlardan biridir. Onlar,bu işe ayırdıkları zamanı çoğu zaman fark etmezler, adeta kendilerini unuturlar.
Çare : Kuşçunun kuşlara ayırması gereken zaman önceden ailece belirlenmeli, ancak hobicinin bu kuşları ile meditasyon saatlerine de ailece saygı gösterilmelidir. Kuşçu da olağanüstü bazı durumlar hariç kendine tahsis edilen zamanın dışında kuş ile ilgilenmemelidir. Aksi halde ailenin diğer fertlerince yapılacak toplu gösteriler legal bir hak haline gelecektir. Kısaca, aile fertlerine ayrılması gereken zamanla, bu hobi için harcanan zaman, denge içinde tutulmalıdır. Bu çok önemli bir husustur.
- “PARA MAZOŞİST” tipler ; bunlar paralarını harcamaktan marazi bir zevk duyarlar! Ne kadar çok para harcarlarsa, ne kadar pahalıya kuş satın alırsa, o kadar rahatlarlar ve yine o kadar iyi bir kuşçu olacaklarını sanırlar. Aslında çoğu zaman sağlıklı bir kümesleride da yoktur. Durmadan kümeslerinin iç dizaynını değiştirir ve yeni denemeler yaparlar. Kümesteki kuşlarına bir soluk alma fırsatı vermezler. Aldıkları kuşlardan daha iyisini daha hesaplı alabileceğini dile getirseniz de aldırmaz, ucuz etin yahnisinin olmayacağı misali, iyi kuşun ucuza alınamayacağını düşünürler. Adeta bir saplantı halinde gider, kafalarına taktıkları kuşu ne pahasına olursa olsun alırlar. Sanki kendi paralarına bir kasıtları vardır. Ne söyleseniz, onları ikna edemezsiniz! Genellikle de aldıkları kuşlardan bekledikleri verimi alamazlar ve şikayet edip dururlar. Bunlar bilgiden ziyade, paraları ile kuşçuluk sanatını yürütmek isterler. Bunlar beni şimdiye kadar en çok üzen ve yoran tiplerdir. Örnek vermek gerekirse; İyi kuşun tarifini, iyi kuşçunun ve kuşun adresini istemelerine, izleyerek alacaklarını beyan etmelerine rağmen, onlar hala isimli Kuşçunun, isimli kuşunun kendilerince münakaşasını yapar, sonra da gider onu alırlar. Eğer varsa geçen emeklerimi de,helal etmemeyi bazen düşündüğüm bu gurubun arkasından çoğu kez, siz kolay akıllanmazsınız, keşke şu söylediklerimi size para ile satsaydım. Bakın o zaman nasıl ilgilenirdiniz dediğim çok olmuştur!
Çare : Bunlarla ilgili bir çare, maalesef tarafımdan bilinmemektedir. Bunlar için yapılabilecek, söylenebilecek tek söz vardır. Allah ıslah etsin!
-“ LİSTECİ” tipler ; bunlar daha çok kuş dükkanlarında yada ihalelerde rastlayabileceğiniz tiplerdir. Bunlar dükkana, ihaleye ciddi bir tavırla girer, çok konuşmadan kümesindeki kuşların tip ve renklerine uygun kuşları eş etmek amacıyla alır ve çıkarlar. Yine bu tipler, kuşları rahatsızlandığında bir veteriner eczanesine girip, cebinden bir kağıt parçası çıkartıp, gelmeden önce bir dostunun hazırladığı listeden (çoğu lüzumsuz ve yanlış) ilaçları, şu var mı, bu var mı? diye okumaya başlar! İlaç ve vitaminleri yığdırır. Çok da pazarlık etmeden parasını öder ve aynı ciddiyetle dükkandan çıkar. Yanlarında çoğu kez, bu malzemeleri taşıyacak birileri vardır.Bunların tavırları biraz da Kurtlar Vadisi’indeki yaman erkek tiplerini çağrıştırır. Aldıkları ilaçları nasıl kullandıkları pek bilinmez.
Çare : Buna gerek yoktur. Biraz temkinli durularak gitmelerinin beklenmesi gerekir. Eğer dükkan sahibi iseniz,kaybolmalarını bekledikten sonra arkalarından Oh! Çekerek bir bardak çay içmenin çok büyük bir zevki olduğu görülecektir.
-“PROBLEMCİ ” tipler; bunlara da çoğu zaman bir kuşçu dükkanında, dernekte rastlayabilirsiniz. Bunlar genellikle astenik yapıda, tedirgin, , mızmız, gergin tiplerdir. Aldıkları kuşu herhangi bir sebeple, devamlı geri götürmek, değiştirmek isteği içindedirler. Onlara göre, başarısızlıklarının temelinde adeta aldıkları kuşları ona önerenlerin ya da satanların sahtekarlığı yatmaktadır. Bunun için devamlı kuş alır, değiştirir, bu amaçla gerekirse münakaşa, hatta kavga ederler. Kümeslerindeki en eski kuşları azami 1 yıllık dahi değildir. Satıcıların kabusudurlar.
Çare : Çareyi biz değil, kuşu aldığı dükkan sahibi ya da ihale sahibi düşünecektir. Satıcı eğer güçlü kuvvetli eski bir güreşçi veya bir boksör ise sorunu çözmede başarı şansı vardır. Ancak tersi bir durum da söz konusu olabilir. Her halükarda, sorunun çözümünün karakol veya adliyede bitme ihtimali yüksektir.
-“ GÖSTERİŞÇi”tipler ; bunların kümesleri genellikle kolay ziyaret edilebilir konumdadır. Kuşçulukla ilgili olarak bilgilenme gibi bir sorunları yoktur. Çünkü böyle bir şeye ihtiyaç duymazlar. Ölenin, kaybolanın yerine yenisi hemen telafi edilir. Paralıdırlar. Kümeslerini de daha çok gösteriş için kurmuşlardır. Kuşları ölmese, kaçmasa dahi sık-sık popüler kuşçuların kuşlarıyla değiştirmek isterler. Kümese son giren kuşlar onun için en iyileridir ve ilk gelenler, çoktan gözden düşmüştür bile. Başları yukarıda, mağrur ve edalıdırlar.
Çare : Bunlarla uğraşmak çok zaman alır. Esasen buna gerekte yoktur. En önem verdikleri, yani pazarlık safhasında onları şu veya bu şekilde kazıklamak en iyi ve en sevimli çaredir.
- “GİZLİCİ” tip ; Bunlar, ihtiyaç duyduğunu ( ki bir çoğu gereksiz kuşlardır) hissettiği kuşları, eve çoğu kez karşılaşacağı tepkilerden kurtulmak için gizlice taşır ve onları saklar. Getirdiklerinden bir şey çıkmadığını, çıkamayacağını zaman içinde anladığında ise, bu defa aynı yöntem ile, gizlice elinden çıkarır. Suçüstü yakalandıklarında, aldıkları kuşların fiyatlarını gerçeğinden daha az söylerler. Kutunun içindekilerin fiyat araştırmaları titizlikle yapılmalı, gerekirse şahitlere müracaat edilmelidir. Şahitlerin sözlerine müracaat edilmez ise, beyan edilen tutarlar en az 2 veya 3 ile çarpılarak bir sonuca varılmalıdır. Bazı gizlici tiplerde vardır ki, kimse ne beslediğini bilmez. Çoğu sağdan soldan gelme, birçok kuş ile kümeslerini doldururlar. Bu kuşlar ile ilgili bilgi almaya çalışmak, deveye hendek atlatmaktan çok daha zordur.
Çare : Bu tiplerin eve getirdiği her kutu, özellikle de akşam götürdükleri büyük titizlikle incelenmelidir. Bu arada zaman-zaman yapılacak ani baskınlarla kümesindeki yeni kuşların sürekli araştırılması, arabasının bagaj kısmının kontrol edilmesi de çok faydalı olacaktır. Zira her kuşçunun arabasının bagajında mutlak suretle bir kutu bulunmaktadır. Böylelikle bu tipler üzerinde yakalanma fobisi oluşturmaya çalışarak, bu davranışından vazgeçirmeye çalışmak gereklidir.
-“KENDİNİ AŞMAYA ÇALIŞAN” tipler ; bunlar bilimselliğe önem verirler. Okuma,araştırma ve kendini geliştirme çabası içindedirler. Bilgiye ulaşmak için tüm kaynakları araştırır, dinledikleri tecrübelilerin deneyimleri ile edindikleri bilgileri harmanlayarak, hakimi oldukları kümesin ve kuşların refahı, yaşam ihtiyaçları için her şeyi yapmak için çaba sarf ederler. Tabiatın işleyiş mükemmelliğini bildiklerinden tabiata saygılıdırlar, ve onu taklit etmeye çalışırlar. Yaşadıkları evreni sadece bakarak değil, düşünerek de görmeye çalışırlar. Ölen canlılar, kuşları onları üzer. Elindeki kuşların oyun performanslarını arttırabilmek için bir antrenör kadar dişiplinli çalışır, kuşlarını da birer sporcu gibi eğitir. Kuşlarında istediği performansı bulamadığında, yakalayamadığında ise “ Nerede hata yapıyorum” diye önce kendisini sorgular. İşte bu kuşçu tipi, Populasyon içinde en faydalı olanıdır. Kuşçuluk hobisi, bunların yüzü suyu hürmetine ayakta kalıyor dense yeridir.
Çare : Bunların sayıları arttırılmaya çalışılmalıdır. Kuşçuluk camiamızda bu güne kadar bıraktığımız imaj, bu tip kuşçuların varlığı ile yok olabilecektir. Aynı zamanda bu tiplerin sayılarının çoğalması geleceğe yaşabilir bir dünya bırakmanın dahi garantilerinden biri olacaktır.
Bir Kuşçu çoğu zaman yukarıdaki özelliklere sahip, bu sorunları yaşayan ancak asla vazgeçmeyen, çoğu zaman da etrafındakilerce kuş delisi olarak tanımlanan, belki günlük yaşantısında karşılaştığı sorunların çözümünde biraz zorlanan, belki biraz yalnızlık çeken, belki de tabiatın kendisine yaptığı gel çağrısını en iyi şekilde benliğinde hisseden, hassas, ama kesinlikle tabiata saygılı ve ona faydalı, biraz kendi dünyasında, belki biraz da zavallı, sosyal toplum içinde hiçte yabana atılmayacak birikimleri ve özellikleri olan kendi çapında iyi bir insandır.
Değerli Kuşçu Arkadaşlarım. Yukarıda mizahi şekilde anlatmaya çalıştığım tiplemeler, kuşçulukla yoğun olarak ilgilendiğim süreç içinde tanıma fırsatı bulduğum kuşçulardan esinlenerek kaleme almaya çalıştığım tiplemelerdir. Belki Tanıdığım kişilerden esinlenerek hazırlamış olduğum tiplemeleri biraz muzır duygularla dile getirmek bana pek yakışmasa da, bunları kaleme alma gerekçem şu idi. Her birimiz yukarıdaki tiplemeleri okuduğunda kendinden bir şeyler mutlaka bulacaktır. Amacım maalesef ne şekilde bir kuşçu olduğumuzu gözler önüne sererek, ne şekilde olmamız gerektiğine dair bir yönlendirme yapmaktı. Bu satırları okuyan bir kişi dahi kendine “Acaba ?” sorusunu sorabilmişse, bu yazı amacına ulaşmış demektir.
Yazan: Mesut GÖKMEN