'Eskiden kuşlar sağlıklıydı, ürün, ilaç kullanmazdık'

Doğanay Y. 

Yönetici
iyikus.com Yetkilisi
Katılım
3 Tem 2017
Mesajlar
25,384
Çözümler
127
Yaş
33
Konum
Ankara

:m22:
Son zamanlarda en çok tartışma konusu olarak görüşlerinizi merak ettiğim bu konu üzerine yazmanızı istiyorum. Bir üyemizin değindiğinde derinlemesine düşünmek istedim ancak o başlıkta kaybolup gitmesini istemediğimden topluca bir şeyler yazabiliriz diye düşündüm.
'Eskiden kuşlar sağlıklıydı, ürün, ilaç kullanmazdık' durumundan yola çıkarak düşüncelerinizi neden ve sonuçlarıyla yazmanızı rica edeceğim. Hem sohbet havasında hem de kısa bir analiz, değerlendirme yaparsanız sevinirim.

Bende bir atasözü bırakayım ve yorumlar biriktikten sonra bende bir kaç şey ekleyeceğim
Nasıl başlarsa, öyle gider.​
 
Son düzenleme:

Muratsani 

Yönetici
Moderatör
Katılım
17 Ağu 2020
Mesajlar
2,327
Çözümler
27
Konum
İstanbul
Feyz olması adına ilk yorum benden gelsin madem. Düşünce düşünceyi tetikler mantalitesiyle :) ...

Bunu, insanların olayına çok benzetirim. Aynı şey 90 öncesi nesil içinde konuşulur çokca.

Evet, gdo ya da katkılı ürünler çok daha azdı. Bunlarında etkisi çok fazla lakin, bu sebeple çokca bahsettiğim durum: öncelikli ana besin kaynağının karışımı önemli olmamalı, kalitesi önemli olmalı. Hangi şartlarda üretildiği, nasıl, doğal olup olmadığı, organikliği vs... En azından zararsızlığı minumuma indirgemek adına kaliteli, şeffaf firmaların ürünlerini tercih etmek daha sağlıklı olacaktır.

---

Kendi tespitlerim ve araştırmalara göre, hergün ev yoğurdu tükeneten insanların daha sağlıklı ve uzun ömürlü olduğunu biliyormuydunuz?

Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre barsakların çok büyük yaşamsal nitelik fonksiyonlarına sahip olduğu gözlemlenmiştir. Aslında eskiden beridir süregelen bir bilgi ve düşüncedir.

Ev yoğurdunu bu denli değerli yapan şey nedir peki?

• 100 gr.da 5gr protein barındırıyor olması
• 100 gr yoğurt insanlarda %15 kalsiyum ihtiyacını karşılayabilmektedir
• Potasyum, fosfor, riboflavin, çinko, iyot ve A, B, E vitaminleri içermektedir
• Probiyotik içeriğine sahiptir

Peki kuşlarımızın eskiden daha sağlıklı, günümüzde ise daha sarsıcı geçen ömürlerini neye bağlayabiliriz?

Benim fikrim şu; barsak kirliliği! Günümüzde en iyisini sunmak, en iyi halde olmasını sağlamak adına birçok yan ürüne başvurmaktayız. Bu sebeple barsakta oluşan kirliliği ve yararlı bakterilerin azalmasıyla bağışıklık sistemi oldukça zayıflıyor. Bu da kuşlarımızı birçok hastalık durumuna karşı savunmasız bırakıyor.


İkinci en önemli etmen ise, hava kirliliği!

Eskiye oranla çok daha fazla kirliliğe sahip bir yaşama gözlerimizi açıyoruz hergün.

Elbette şu ayrıntıyı kaçırmamak gerek; farkındasızlık! Eskiden hastalığa bağlı kabarma, dışkı bozukluğu gibi durumları göremeyebiliyorduk, ya da fardındasızlık durumundaydık. Bu sebeple sağlıklı bir karşılaştırma yapmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum.

---

En önemli husus ise; Herzaman söylediğim şey; mümkün olduğunca, hangi canlı olursa olsun! Doğal yaşamlarıda ki beslenme ve barınmalarını taklit etmeliyiz! Ya da buna en yakınını sunmaya çalışmalıyız. Bu, maksimum yaşam kalitesi anlamına grlmektedir.

İlaçlar ve destek ürünler sadece içinden çıkılamaz bir hal alındığında başvurulması gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.

Neden haftada 2 gün bol vitamin ve mineralli sebze ve meyve vermek yerine multivitamin kullanayım!

Keza, tüm canlıların sağlığı için doğada bulunmayan besin çeşidi yok! Bunları kullanmak yerine, ticari pazarı oluşturulmuş, işin kolayına kaçılası ürünlere başvurmalıyız!

Bilinçsizce ya da bilinçli, sürekli destek ürün, ilaç kullanımı vücut kirliliğine ve buna bağlı yaşam kalitesini düşürdüğüne inanıyorum.

Eskilerden bizi ayıran en belirgin şeylerden birisinin bu olduğu kanaatindeyim...
 

Hazal 

Yönetici
Moderatör
Katılım
27 Mar 2020
Mesajlar
1,240
Çözümler
6
Yaş
36
Konum
Bursa
Doğal beslenme konusuna sonuna kadar katılıyorum,hatta elimden geldiğince yiyebileceği bütün meyve-sebzeyi dönüşümlü olarak veriyorum ama;verdiklerimiz ne kadar sağlıklı o muamma.

Yem ya da verilen katkıları kalite olarak seçme şansımız var da,organik olmadıktan sonra yaptığımız en besleyici yumurta maması bile ne kadar sağlıklı oluyor ki.Hepsi ilaçlı,kimyasal deposu :/ bize bile uzun vadede zararları ortadayken,hayvanları nasıl etkilediğini düşünemiyorum.

Önceden bir nebze daha iyiydi belki,bilemiyorum.Gerçi annem bana hamileyken Çernobil’den sonra,bakan çay içti demek ki bir şey yok deyip içtim diyor haha :) bir de ablamlara okulda fındık dağıtmışlar o sene :) kuşları geçtim biz bile iyi gelmişiz bu günlere bu şekilde.
 

Eyunal 

Yönetici
Moderatör
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
1,130
Çözümler
3
Yaş
27
Konum
Ankara
Maalesef ki endüstri doğallığa karşı çıkıp birim zamanda en fazla ürünü elde etme çabasına girdiği için gdo ve ilaçlamalar ile besinlerin kalitesi yıldan yıla azalmakta. Bu bizlerin tükettiği hazır gıdalarda meyvelerde sebzelerde içeceklerde vs de geçerli. Sürekli besinlerin elde edilme süreci ile ilgili oynamalar yapılıyor, bunun yan etkileri de o besinleri tüketen canlılara oluyor.

Birde şu gözle de bakmak gerekiyor insanlar eskiden kuşlar hakkında günümüzde ki kadar bilgi paylaşımına ulaşamıyordu. 6. yılında veya 8. yılında ölen bir kuşa ömrü bukadarmış denip konu kapatılıyordu ama günümüzde bir çok imkana sahip hale geldik neyin nasıl olduğunu veya olabileceğini anlayabilecek kişilerin sayısı arttı.
Bana göre bu meselenin özeti bu şekilde :)
 

Merve Kıratlı 

Yönetici
Moderatör
Katılım
28 Tem 2020
Mesajlar
960
Çözümler
2
Yaş
29
Konum
Ankara
Dediklerinize sonuna kadar katılıyorum. Bunlara ek olarak şu an ihtiyacımız olan bilgiye, her an ulaşabiliyoruz. "A bu da iyi geliyormuş, engelliyormuş" deyip hangi üründen bahsediliyor ise temin ediyoruz. Olası kaybetmek korkusu da, kimyasal ürün kullanımını tetikliyor; ben bunun kanaatindeyim. Bunu kendimden yola çıkarak söylüyorum. Bir aralar hafifi burnu aksa, tıksırsa hemen hangi ilaç iyi gelir diye telefona saldırıyordum. Daha sonrasında, üstlerine ne kadar düşersem o kadar sıkıntımızın eksik olmadığını fark ettim.
Ha tabi ki tamamen bırakmış değilim. Gözlemliyorum; yemi, suyu, dal darısı, yumurta maması, meyvesi, sebzesi eksik olmuyor. Ama artık vitamini daha az veriyorum. Probiyotiği sadece mamada veriyorum arada sırada. Kısaca, bilgiye kolay ulaşmakta gelen kimyasal kullanma isteği, kaybetme korkusu kuşlarımızı kötü etkiliyor olabilir bencesi de böyle :giggle:
 

Doğanay Y. 

Yönetici
iyikus.com Yetkilisi
Katılım
3 Tem 2017
Mesajlar
25,384
Çözümler
127
Yaş
33
Konum
Ankara
Kuşu aslına neye, nasıl hazırladığınız sizin elinizde. Örneğin her gün mama verin, yeşillik verin önerileri duyuyoruz. Ancak her gün bu ürünlere alışan bir kuşun eksikliğinde yaşayacağı şey bizim şeker komasına girmemiz gibi sert bir durum. Bir plan program dahilinde optimize edilmiş bir beslenme ve bakım düzeni kuş ömrünü ve sağlıklı kalmasını uzatıyor. Faydalı bitkileri mümkünse kendimiz yetiştirmeliyiz ki inanın oturak bitkiler olduğu için (fesleğen gibi, kekik gibi, nane, biberiye gibi) bakımı çok kolay ve elinizin altında olduğunda risksiz bir ürün haline dönüşür. Her yıl mutlaka 3-5 fidan kekik mutlaka saksı ya da bina bahçemin uygun yerine dikiyorum. Çok yıllık bir bitki olduğu içinde ertesi yıl yine aynı yerinde yaşamını sürdürüyor. Kuş ürünlerini incelediğimizde içeriğinde mutlaka kekik türevi özel bitkilerin olduğu yazar ya da kokusundan yoğun oranda olduğunu görürüz. Bu tip bitkileri keşfettiğimizde ek bir ürün ihtiyacını ortadan kaldırmış oluruz.

Genel anlamda bakımına da dikkat edildiğinde ne ishal görürsünüüz ne de başka durumlar. En önemli kural bakımda doğru yem ve karışımı hazırlamak. Bunu başardığınızda temel sorunları kırmış oluyorsunuz. Hatta bir tüyo vermek gerekirse üremeyen kuşlar için elzem olan doğru karışımdır. Bu sağlandığı an kuşların ürediğine şahit olabilirsiniz. Boşuna demiyorlar olsa gerek 'üretici yemi' diye :)

Aslında kuşlar genelde kısa ömürlüydü. 30 yıllık hayatıma kaç kuş girdi ve en uzun soluklu yaşayanları düşündüğümde rekor kıran bir kuşum olmadı. 8-10 yıl arasında herkes gibi saplandım. Biyolojik alt yapısına bakıldığında bu süre aslında uzun bir zaman minnoşlar için :)
 

Geneticist

iyikus.com Üyesi
Katılım
26 Haz 2022
Mesajlar
71
Çözümler
2
Konum
N/A
Cogu sey yazilmis ama ben de gecmisten bir seyler ekleyim :) Bundan 20 yil kadar once muhabbet kuslarimizin kafeslerini (teller, tunekler, yemlikler vs dahil) bulasik deterjaniyla her hafta yikardik. Kuslari da yilda 4-5 defa sampuanla yikar, durular, ozenle sicakta kurumalari icin bir duzenek kurardik (Alisik olmayan kuslara kesinlikle denemeyiniz). Harici baska urun kullanmadik. Bu kuslar surekli evde serbest ucan, evdeki limon agaclarini yiyen, kahvalti masasina bizimle oturup (masa ustunde gezip) sofrada ne varsa (hatta agzimizda ne varsa :p ) yiyen kuslardi ve gorece uzun da yasadilar. Aksamlari ahizelerin kollarina konarlardi, orada ampul isigina maruz kalirlardi, icleri isinirdi ve sanirim o kadar sicak olmasini severlerdi. Yani bakimlari temizdi, evde odadan odaya serbest uctuklari icin fiziksel olarak aktiftiler, bir de 4'lu cete halinde yaparlardi her seyi. Dogal ortamlarina olabildigince yakin yasatmaya calismistik. Birkac kez koy ortamina goturup yesillikler icine salmisligimiz vardi, cok uzun ucamayacaklarini bildigimiz icin dokuldukleri yerden geri toplardik. Bazen kafesin altini cikarip kafesi cimlere koyardik, cimlere iner yerlerdi. Cocukken bilincli-bilincsiz boyle bakmistik.

Temizlik sanirim en onemli konulardan biri. Sonra dogal beslenmeleri, kimyasallara/alerjenlere maruz kalmamalari gerek. Bir digeri de yillar icinde dolasimda olan bakteri turleri vb degisti sanirim (antibiyotikler nedeniyle). Artik insan cildindeki, agzindaki bakteriler bile farklilasti. Elimize almaya korkuyoruz kuslari. Yine de olabildigince dogal besleyip bagisikligini guclu tutmak yapilabilecek en etkili sey sanirim.
 
Üst