Kakaloji

Taha Aktaş

Yönetici
Moderatör
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
2,311
Çözümler
56
Konum
Bolu
1622908740720.png

Papağanlar istedikleri kadar kocaman gagaya sahip olsun, istedikleri kadar büyük olsunlar ya da istedikleri kadar cazgır, çok hassas ve hastalıklara çabuk yenilen bir bünyeleri vardır. Türkiye'de onların hastalıklarından anlayan, adım başı on tane veteriner bile olsa, sağlıklarının iyi olup olmadığını kontrol edecek ve sorunu erkenden fark edecek, gerektiğinde acil müdahale yapacak ilk kişi papağanının ebeveyni olmalıdır. Bu nedenle papağan evlat edinmiş “her kişi“ papağanların hastalıkları, hastalık belirtileri, acil yardımlar, çabuk çözümler vs. konusunda birer “uzman” olmalıdır. Uzmanlaşma durumunuz bir lüks ya da “hobi” değildir. Papağanınız için “sizin” bilgili olmanız “hayati” bir öneme sahiptir. Evet, çok eğlenceli, iç açıcı bir konu değil kakaloji, ama en önemli konu! Çünkü papağanınıza vereceğiniz eğitim, onu anlayabilmeniz, onun dilini konuşmanız, falanca oyunu öğretmeniz vs., kuşunuz ölürse hiçbir anlam ifade etmez..

Papağanlar av hayvanıdır. Av hayvanı oldukları için çevrelerine “zayıf” yönlerini göstermezler. Papağanlar vahşi hayvanlardır, bu nedenle güvenli ev ortamında dahi bu “zayıf” anını göstermeme içgüdüsüyle hareket eder. Bu nedenle papağanınız “en son” yani ölüme en yakın olduğu ana kadar hasta olduğunu belli etmez. Kendini yolma anına kadar bunalımda olduğunu hissettirmez. Açlıktan ya da susuzluktan ölene kadar aç-susuz olduğunu belirtmez. Kendini her neye karşı zayıf hissediyorsa, bunu asla sizinle paylaşmaz. Peki bu durumda ne yapacağız? Aslında basit. Papağanlar istedikleri kadar zayıflıklarını gizlemeye çalışsın, bazı ipuçları bırakırlar. Biz de bu ipuçlarını değerlendirerek onların problemleriyle ilgili erken teşhis koyabiliriz.

Papağanınızın karın boşluğunu kontrol ederek onun aç olup olmadığını anlayabilirsiniz. Ya da papağanınızın ötüşünden, hareketliliğinden, oyuncaklarına gösterdiği ilgiden ruh halinin nasıl olduğunu anlayabilirsiniz. Papağanınızın hasta olup olmadığını önceden anlayabilmeniz içinse, hastalığın ne olduğuna bağlı olarak bir kaç şeye dikkat etmeniz gerekir. Mantar problemi varsa fiziksel göstergelere bakmak gerekir, parazit sorunları için tüylere, yemek alışkanlığına, kırık çıkık için yine fiziksel belirtilere vs. Fakat iç hastalıklar için bakılması gereken ilk yer papağanın dışkısıdır. Karaciğer, böbrek, bağırsak, mide, iç mantar, iç enfeksiyon, bakteriler vs. gibi tüm iç hastalıklar, dışkıdan anlaşılır. Papağanlar için hastalık=ölüm riskidir. “Her hastalık” onları ölüme götürebilir. İç hastalıkları erkenden teşhis edebilmenizin tek yolu dışkıya bakmaktır. Bu yüzden de dışkıyı tanımayı ve “okumayı” öğrenmeniz gerekir...

Dışkı kontrolü için papağanınızın hasta olmasını beklememelisiniz, geç kalınırsa iş işten geçmiş olabilir. Papağanların bağırsak sistemleri çok hızlı çalışır, bu yüzden yedikleri, içtikleri, üşütüp üşütmedikleri yarım saat içinde dışkısına yansır. Bu nedenle papağanların dışkısı “gün aşırı” kontrol edilmelidir. Sabah dışkı son derece sağlıklıyken, öğlene ya da akşama sağlıksız olabilir.

Şimdi dışkı olayını daha yakından inceleyelim.

1622904816883.png

Papağan dışkısı (hangi tür olursa olsun) üç ana maddeden oluşur. Feces, Urine ve Urates. Bu üç maddenin rengi, biçimine göre papağanın taşıdığı hastalık hakkında bir fikir edinilebilir. Üstte meyve yemiş bir kuşun sağlıklı ve son derece iç açıcı dışkısı var. (Jako Papağanı)

Feces; kuşun yediği gıdaya göre renk değiştirebilen, solucan biçimli, bazen uzun bazen parçalı, genelde yeşil olan dışkı parçasıdır. Meyve yiyen kuşlarda feces biraz daha yumuşak bir dokuya sahiptir. Fecesin şekilsiz, yıvışık olması kuşun ishal olduğunun göstergesidir. Feces papağanın yediği mamaya göre renk değiştirmekle birlikte, renk değişimi besin kaynaklı değilse, hastalık belirtisidir. İç enfeksiyonlarda, bağırsak sorunlarında, ve (genelde kuşlara zehirli materyalden yapılmış kafes ve oyuncaklardan kaynaklanan) metal zehirlenmelerinde feces hafif kırmızı yada bakır rengine dönebilir. Bu durum iç kanamayı gösterir. Bazen dışkıda kan, yumurtlama öncesi de görülebilir. Ayrıca fecesin siyah olması, kuşun açlık çektiğinin göstergesi olabilir. Kuşunuzun karnını doyurduğunuzda, hala dışkının rengi siyahsa, bu yine iç kanama olduğunu gösterir. Eğer dışkı patlamış mısır gibi bir dokuya sahipse, kuşta hazımsızlıkla yada pankreasla ilgili bir sorun var demektir. Ayrıca dışkı içinde yemek parçaları görülüyorsa kuşta sindirim problemleri, parazit kaynaklı enfeksiyon, kursak ve mide enfeksiyonu yada pankreas sorunları olması muhtemeldir. Bu tür sindirilmemiş yemek parçalarının görülmesi, genelde kakadulara özgü olarak bilinen ama aslında başka tür büyük papağanlarda da görülebilen, PDD (Proventricular Dilatation Disease) hastalığının da habercisi olabilir.

Urine; her zaman renksiz, saydam olması gereken sıvı kısımdır. Urinenin renkli olması, kuşun iç hastalıklarını gösterir. Bu sıvı sarı yada açık yeşilse, karaciğer problemlerinden şüphelenilebilir. Meyve sebze ağırlıklı beslenen kuşlarda urine miktarı biraz daha fazladır. Ayrıca kuşlar strese girdiklerinde ve korktuklarında da urine miktarı artar. Ancak urinede aşırı artma ve bunun süreklilik göstermesi, böbrek problemlerine işaret eder. Ayrıca soğuk algınlığı yaşayan kuşta da urine miktarı normalden fazladır. Urinenin çok az olması hatta hiç olmaması kuşun tek yönlü ve yetersiz beslendiğini gösterir. Beslenme programı hemen gözden geçirilmelidir. Urinede kabarcıkların görülmesi iki probleme işaret eder; birincisi kuş gaz problemi yaşıyordur. Gaz söktürücü olarak arada papatya çayı içirilmesi yerinde olur. İkinci durumda kabarcıklar çok daha fazla ve süreklidir. Bu, iç sisteminde bakteri olduğunun göstergesidir. Bakterilere karşı bitkisel önlemlere başvurulmalıdır..

Urates; fecesin çevresini saran beyaz, alçımsı kısımdır. Sağlıklı bir dışkıda urates her zaman beyazdır. Sarı ve yeşilimtırak tonlar kuşta karaciğer sorularını işaret eder. Urine yada urates'te görülen sararma ve yeşermeler A vitamini fazlalığına da işaret edebilir. Beyaz kısmın hiç olmaması, kuştaki urine miktarının aşırı artması ve kuşun çok fazla su içmeye başlaması, kuşun böbrek iflasına doğru yol aldığını gösterir. Bazen urates, urine ile karışır dışkıda ve birbirlerinden ayırt edilemezler. Bu bir sorun değildir...

Dışkının kokması da hastalık belirtisidir. Sağlıklı bir papağanın dışkısında "hiç koku yoktur". Ancak ishal ve iç parazit, bakteri sorunları sebebiyle koku oluşabilir. Eğer papağanınızın dışkısından koku alıyorsanız, acilen hastalığının teşhisini koyarak tedaviye başlayın. Kuşunuz o an için sağlıklı görünüyorsa bile!

Bir kuşun dışkısında yumuşama ve şekilsizlik gözlemlediğinizde, hemen ishal ya da başka bir sıkıntının teşhisini koymadan önce, kuşa 10-15 tane ay çekirdeği yedirin. Yarım saat içinde dışkı koyulaşmış, şekli yerine gelmiş, normale dönmüşse, kuşunuzda bir problem yoktur. Ancak dışkıdaki yumuşama ve renk farklılığı hala devam ediyorsa, önlem alınmasında yarar vardır.

1622904849755.png

Bu dışkıda gördüğünüz pembe noktalar bağırsak kurtlarının yumurtaları. Papağanınızda iç parazit varsa, arada bu yumurtalar gözünüze çarpabilir. Ancak bazen de dışkıya hiç yansımaz. Bu nedenle senede bir levamin türü kuş parazit ilaçları kullanmalı yada yazları, kuşunuza mevsimi boyunca beyaz dut yedirmelisiniz. Elbette aç karnına sabahları. Ayrıca aspir tohumu da bağırsakları temizlemeye yardımcı olacaktır. İlaç kullandıktan/dut yedirdikten sonra dışkıyı gözlemleyin. Eğer resimdeki gibi pembe noktalar yada şerit görürseniz, kuşunuzda iç parazit sorunu olduğundan emin olabilirsiniz. Bu durumda dut yedirmeye devam edin ya da 10 gün aradan sonra bir defa daha levamin/nilverm kullanın. Ancak levamin ve nilverm tenyaya karşı işe yaramaz. Bu durumda kediler için olan droncit yada caniverm hap alıp (içeriğinde paraziquantel olmalı), kuşunuzun ağırlığına göre vermelisiniz..

Dışkı takibinin çok önemli olduğunu forumda bir çok kez dile getirmiştik. Bu yazı da daha destekleyici bilgiler içeriyor. Faydalı olmuştur umarım. İyi günler.:giggle:
 
güzel bir yazı. Yabancı dilde okumuştum yanlış hatırlamıyorsam. Çevireceklerim arasındaydı. Benden hızlı davranmışsın :)
 
görseller tanıdık geldi belki de. Bilemedim o yazıyı çok andırdı bir an :)
 
Üst