Kuşlarda etkin antibiyotik kullanımını ve süresini tartışalım..

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Umit.
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Umit.

Yönetici
Moderatör
Katılım
18 Eki 2019
Mesajlar
6,121
Çözümler
25
Konum
İstanbul
Arkadaşlar uzunca bir süredir gözlemlediğim ve üzerine durduğum bir konu hakkında sizinde görüşlerinizi merak ediyorum.. Düşüncelerinizi yorum olarak yazarsanız sevinirim. Sizinde benzer gözlemleriniz ve tecrübeleriniz varsa bilmek isterim..

Öncelikle şöyle gireyim konuya, hepimizin bildiği gibi kuş hastalıklarında gerek veteriner uygulamaları gerekse kuş üreticilerinin uygulamaları 5-7 günden başlar. Hatta bazı avian vetlerin uygulamalarının 14 günden 45 güne kadar sürdüğünüde gördüm..

Uzunca bir süredir birşey dikkatimi çekiyor. Bazı hasta kuşların tedavi sürecinde ilk 2. 3. gün dışkılar neredeyse düzelmişken ve hastalık belirtileri yok olmuşken, 4. 5. günden sonra dışkılar tekrar bozulmaya ve kuşta tekrar hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlıyor. Bütün kuşlarda gözlemlemedim tabiki bunu ama birçok kuşta gözlemlediğim birşey..

Bu olayın sebebini tam olarak çözemesemde bazı fikirlerim var. Ben bunun sebebini kuşların metobolizma hızlarına yoruyorum. Yani metobolizmaları hızlı olduğu için ilk 3 günde aslında tedavi tamamlanmış oluyor olabilir. Kanatlılarda antibiyotik kullanım sürelerini araştırdığımda bazı kaynaklarda tedavi süresinin 3-5 gün arası önerildiğini okudum..

Bazı kaynaklarda da 3 gün ilaç 2 gün ilaçsız dinlenme şeklinde ve tekrar 3 günlük ilaç uygulaması öneriliyordu. Bunların hepsi bilimsel kaynaklar bu arada.. Aklıma hemen Ayhan Otçuoğlu geldi tabi :) Buna benzer bir uygulamayı oda yapıyordu diye hatırlıyorum.. Zaten icat çıkarmada Ayhan otçuoğlu bir ben iki :p @MecHuLBeY in kulakları çınlasın :)

Neyse konumuza dönersek. Solunum hastalıkları hariç, diğer hastalıklarda ben 3 günlük uygulamanın yeterli geldiğini tecrübe ettim bir çok kere. Hatta toltrazuril tedavisinde sadece 1 günde koksidiyozdan eser kalmadığınıda gördüm. 3 günün sonunda iyileşme sağlanmışken ilaca devam edildiğinde ise dışkı tekrar bozuluyor hatta başka hastalıklar ortaya çıkabiliyor..

Dediğim gibi bu durumu birçok defa gözlemledim. Bu konuda şöyle bir düşüncem var, 3 günlük ilaç tedavisinin ardından dışkılar tam olarak düzelmese bile kuşu birkaç gün ilaçsız dinlendirip ardından tekrar ilaca devam edilebilir. Çoğu kez ikinci uygulamaya bile gerek kalmıyor. Dışkılar ve kuş tamamen düzeliyor arkadaşalr..


Bilimsel kaynakalrdan aldığım bazı notlarıda aşağıya ekliyorum;

Metabolizma, alınan besin maddelerinin sindirilmesi, emilmesi, kan ve lenf yolu ile
çeşitli organ, doku ve hücrelere taşınması, hücrelerde kullanılması gibi olayların tümünü
içermektedir..

Kanatlılar sıcak kanlı, yüksek metabolizma hızına sahiptirler. Kalp atış hızı oldukça yüksektir ve bazen dakikadaki atış sayısı 300’ü geçebilir. Muhabbet kuşlarının kalp atım sayısı; istirahat halinde 270 – 275 / Dakika – Heyecan halinde 600 – 700 / Dakika. Solunum sayısı; 60 – 75 / Dakika. Vücut ısısı; yaklaşık 40 – 42 derecedir..

Memeli hayvan türleriyle karşılaştırıldığında, antibakteriyel ilaçların kanatlılardaki biyolojik yarı ömrü oldukça kısadır. Birçok antibakteriyel ilaç kanatlılarda daha hızlı metabolize edildiğinden ve böbreklerden çabucak atıldığından, aynı ilaç için önerilen sağaltım dozlarında sağladığı kan antibakteriyel ilaç derişimi, diğer türlerden çok düşük düzeylerde kalır.

Sistemik antibakteriyel sağaltım söz konusu olduğunda; memeli hayvanlara göre kanatlı türlerinde ilaç metabolizmasını ve dolayısıyla klinik etkinliğini büyük ölçüde değiştirebilecek önemli fizyolojik ve morfolojik değişiklikler karşımıza çıkar. Bu kapsamda olmak üzere, solunum sistemi, kas ve iskelet yapısı, üreme organları, sindirim sistemi, boşaltım organları ve hematolojik yapılardaki anatomik veya fizyolojik farklılıklar ilaçla sağaltım yaklaşımları açışında oldukça önemli ayrımlar sergiler..

Kanatlılarda salgılar mukus, elektrolit ve çeşitli enzim (amilaz, peptidaz, lipaz, maltaz, sukraz, izomeraz, ve enterokinaz başta olmak üzere) içerikleri yönünden zengindir. Belirtilen enzim çeşitliliği ve nispeten yüksek oranlarda salgılanma özellikleri nedeniyle kanatlılara verilen ilaç çeşitleri önemli oranlarda metabolik değişime uğratılabilir.

İlaçların, organizmada çeşitli enzimlerin etkisiyle kimyasal değişikliklere uğramasına metabolizma veya biyotransformasyon, biyotransformasyon sonucu ilacın dönüştüğü
moleküle metabolit denir. İlacın yapısında meydana gelen bu kimyasal değişiklikler ilacın;
-farmakolojik aktivite,
-toksisite,
-fizikokimyasal özellikler,
-etki süresi ve
-farmakokinetik özelliklerinde değişikliklere neden
olabilir.

Bu konuyla ilgili siz de gözlemlerinizi yada düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim.....

@Doğanay Y. @neanderthalensis @VBZE433
 
Benim düşüncem şu şekilde;
Bence, tedavisi bitmiş, kuşun genel durumu ve dışkısı düzelmiş olmasına rağmen ''her ihtimale karşı'' ilaca devam etme mantığı neticesinde, gereksiz, fazla antibiyotik kullanımı oluyor, bağırsak florası bozuluyor ve bunun sonucunda mantarlaşma oluyor.
Bu sebeple, antibiyotik kullanılmış ve dışkı düzelmiş ise ilacı o noktada kesip 5 gün probiyotik ve vitamin takviyesi yapılırsa ilacın olumsuz etkilerinin önüne geçilir diye düşünüyorum.
Eğer 5 gün antibiyotik kullanılmış ve düzelme olamamışsa, 5 gün vitamin ve probiyotik desteği verilip, çıkan dışkı tahlilinin neticesinde doğru antibiyotiğe geçiş yapmalıyız. Esasında en doğrusu dışkı bozulduğu anda dışkıyı laboratuvara gönderip bozulmaya yol açan bakteri, virüs veya mantar türüne göre ilaç başlamak olacaktır. Ama laboratuvarlara erişim süreci uzun ve sıkıntılı olduğundan ve bizde bilimsel tahlil-tetkik kültürü pek gelişmediğinden, ayrıca aslında kanatlı hayvanlardan anlamayan, yetersiz fakat bilmiş gözüken, vergi levhasını hekimlik tabelasının üzerine asmış bazı veterinerlerin yüzünden çaresiz kalıp gereksiz ve yanlış ilaç tercihleri ile antibiyotik tedavisine başlamak durumunda kalıyoruz...
Tecrübeli bir veteriner hekime ulaşamamış ve kendi başımıza çaresiz kalmış durumda kaldığımızda da ''dışkılardan fal bakma tekniğine'' göre hareket ettiğimiz için deneme yanılma metodu ile vakit kaybediyor ve basit bir tedavi ile hemen düzelecek kuşumuzu kendi elimizle ölüme yolluyoruz.
İlk dışkı bozukluğu görüldüğünde hemen antibiyotiğe sarılmadan probiyotik yüklemesi yapıp durum değerlendirilmesi yapılmalı, eğer probiyotik yüklemesine rağmen düzelme olmaz ise sorunun bakteriyel bir sorun olduğu varsayılmalı ve o zaman antibiyotik kullanımı düşünülmelidir.
Benim görüşüme göre hastalık bitmesine rağmen ''gereksizce uzatılan'' antibiyotik kullanımından sonra dışkı bozulmasının sebebi ise antibiyotiğin bağırsak florasına verdiği zarardan başka bir şey değil. Bunu insanlardan yola çıkarak söylüyorum, hayvanlar da bu durumun farklı olduğunu düşünmüyorum. Bahsetmiş olduğum bu durum sizin ''3 günün sonunda iyileşme sağlanmışken ilaca devam edildiğinde ise dışkı tekrar bozuluyor hatta başka hastalıklar ortaya çıkabiliyor'' düşüncenizi destekliyor.
Toparlayacak olursam; Antibiyotik kullanımı sonrası dışkı düzelmiş ama buna rağmen ilaca devam edilmiş ise ve dışkıda bozukluk-ishal gözlemleniyorsa bunun sebebi fazla antibiyotik kullanımı sonrasında oluşan mantarlaşmadır.
Bu sebeple antibiyotik kullanımı sonrasında vitamin ve probiyotik kullanımı çok önemli.
Hatta ben günü 2'ye bölüp ilk 8 saatte antibiyotik sonrası 8 saatte ise ise suluk değişimi yaparak bağırsağı dirençli tutmak için probiyotik ve vitamin verilmesi düşüncesindeyim.
Ayrıca;
Eğer antibiyotik kullanılmasına rağmen düzelme olmamışsa bence hastalığın teşhisi ve dolayıyla antibiyotik seçimi sorgulanmalı.
Şu an eczanelerde antibiyotik satışı reçeteye bağlanmış ise bunun sebebi Türkiye'de antibiyotiğin bilinçsiz ve gereksiz kullanımıdır.
Bu yüzden ''her ilaç aynı zamanda zehirdir'' mantığı dikkate alınmalı ve antibiyotik tedavisinde süreç, gereksiz uzatılmadan dikkatlice yönetilmeli.
 
Son düzenleme:
Benim düşüncem şu şekilde;
Bence tedavi bitmiş, kuşun genel durumu ve dışkı düzelmiş olmasına rağmen ''her ihtimale karşı'' ilaca devam etme mantığı neticesinde, gereksiz, fazla antibiyotik kullanımı oluyor, bağırsak florası bozuluyor ve bunun sonucunda mantarlaşma oluyor.
Bu sebeple, antibiyotik kullanılmış ve dışkı düzelmiş ise ilacı o noktada kesip 5 gün probiyotik ve vitamin takviyesi yapılırsa ilacın olumsuz etkilerinin önüne geçilir diye düşünüyorum.
Eğer 5 gün antibiyotik kullanılmış ve düzelme olamamışsa, 5 gün vitamin ve probiyotik desteği verilip, çıkan dışkı tahlilinin neticesinde doğru antibiyotiğe geçiş yapmalıyız. Esasında en doğrusu dışkı bozulduğu anda dışkıyı laboratuvara gönderip bozulmaya yol açan bakteri, virüs veya mantar türüne göre ilaç başlamak olacaktır. Ama laboratuvarlara erişim süreci uzun ve sıkıntılı olduğundan ve bizde bilimsel tahlil-tetkik kültürü pek gelişmediğinden, ayrıca aslında kanatlı hayvanlardan anlamayan, yetersiz fakat bilmiş gözüken, vergi levhasını hekimlik tabelasının üzerine asmış bazı veterinerlerin yüzünden çaresiz kalıp gereksiz ve yanlış ilaç tercihleri ile antibiyotik tedavisine başlamak durumunda kalıyoruz...
Tecrübeli bir veteriner hekime ulaşamamış ve kendi başımıza çaresi kalmış durumda kaldığımızda da ''dışkılardan fal bakma tekniğine'' göre hareket ettiğimiz için deneme yanılma metodu ile vakit kaybediyor ve basit bir tedavi ile hemen düzelecek kuşumuzu kendi elimizle ölüme yolluyoruz.
Benim görüşüme göre hastalık bitmesine rağmen ''gereksizce uzatılan'' antibiyotik kullanımından sonra dışkı bozulmasının sebebi antibiyotiğin bağırsak florasına verdiği zarardan başka bir şey değil. Bunu insanlardan yola çıkarak söylüyorum, hayvanlar da bu durumun farklı olduğunu düşünmüyorum. Bahsetmiş olduğum bu durum sizin ''diğer hastalıklar çıkıyor'' düşüncesini doğruluyor.
Toparlayacak olursam; Antibiyotik kullanımı sonrası dışkı düzelmiş ama buna rağmen ilaca devam edilmiş ise ve dışkıda bozukluk-ishal gözlemleniyorsa bunun sebebi fazla antibiyotik kullanımı sonrasında oluşan mantarlaşmadır.
Bu sebeple antibiyotik kullanımı sonrasında vitamin ve probiyotik kullanımı çok önemli.
Hatta ben günü 2'ye bölüp ilk 8 saatte antibiyotik sonrası 8 saatte ise ise suluk değişimi yaparak bağırsağı dirençli tutmak için probiyotik ve vitamin verilmesi düşüncesindeyim.
Ayrıca;
Eğer antibiyotik kullanılmasına rağmen düzelme olmamışsa bence hastalığın teşhisi ve dolayıyla antibiyotik seçimi sorgulanmalı.
Şu an eczanelerde antibiyotik satışı reçeteye bağlanmış ise bunun sebebi Türkiye'de antibiyotiğin bilinçsiz ve gereksiz kullanımıdır.
Bu yüzden ''her ilaç aynı zamanda zehirdir'' mantığı bana göre dikkate alınmalı ve tedavi süreci dikkatle yönetilmeli.
Hocam güzel yazmışsınız fakat bir şey soracağım. İlacı verirken aynı günde probiyotik ve vitamin vermek ilacın etkinliğini düşürmez mi sizce?
 
Hocam güzel yazmışsınız fakat bir şey soracağım. İlacı verirken aynı günde probiyotik ve vitamin vermek ilacın etkinliğini düşürmez mi sizce?
Bir görüşe göre düşürür, diğer görüşe göre de düşürmez, bağırsakları ve diğer organları korur.
Ben düşürmeyeceği kanaatindeyim.
Ayrıca bazı probiyotiklerde elektrolit de olduğu için ishal durumlarında ilave bir destek olacağını düşünüyorum.
Bir diğer konu da antibiyotiğin vereceği olası organ hasarlarından korumak.
Bunun için de vitamin mineral takviyesi gerekiyor.
Örneğin ben Kombimix'i kullanırken içine Med Tollyemin forte karıştırıyorum.(üretici karaciğer koruması için ikisinin aynı anda karıştırılıp verilmesini söylüyor).
Bu durumda arada 8 saat olunca bir problem olacağını düşünmüyorum.
 
Son düzenleme:
Bir görüşe göre düşürür, diğer görüşe göre de düşürmez, bağırsakları korur.
Ben düşürmeyeceği kanaatindeyim.
Ayrıca bazı probiyotiklerde elektrolit de olduğu için ishal durumlarında ilave bir destek olacağını düşünüyorum.
Bir diğer konu da antibiyotiğin vereceği olası organ hasarlarından korumak.
Bunun için de vitamin mineral takviyesi gerekiyor.
Örneğin ben Kombimix'i kullanırken içine Med Tollyemin forte karıştırıyorum.(üretici karaciğer koruması için ikisinin aynı anda karıştırılıp verilmesini söylüyor).
Bu durumda arada 8 saat olunca bir problem olacağını düşünmüyorum.
Peki bir şey daha soracağım. Ben med tollyamin forte aldım. E coli için ilaç kullanacağım zaman karıştırmam problem olur mu? Bir de günde 8 saat ilaç koyduğunuz zaman yeterli doz nasıl alıyorlar? İlaçlar 24 saat durma durumuna göre hesap edilmiyor mu?
 
Peki bir şey daha soracağım. Ben med tollyamin forte aldım. E coli için ilaç kullanacağım zaman karıştırmam problem olur mu? Bir de günde 8 saat ilaç koyduğunuz zaman yeterli doz nasıl alıyorlar. İlaçlar 24 saat durma durumuna göre hesap edilmiyor mu?
Medtolymin ile kombi mix'i karıştırmakdan mı bahsediyorsunuz,yoksa başka ilaçla mı?
Suluğa koyduğumuz ilaçların durma süresi en fazla 8 saat.Ondan sonra yenilemek gerekiyor.
Antibiyotik kullanımında önemli olan antibiyotiği zamanında vermek ve tedavi gününü tamamlamak.
 
Medtolymin ile kombi mix'i karıştırmakdan mı bahsediyorsunuz,yoksa başka ilaçla mı?
Suluğa koyduğumuz ilaçların durma süresi en fazla 8 saat.Ondan sonra yenilemek gerekiyor.
Antibiyotik kullanımında önemli olan antibiyotiği zamanında vermek ve tedavi gününü tamamlamak.
Ben 8 saatte bir değiştiriyordum fakat yine antibiyotik koyuyordum. Dediğiniz gibi yapayım o zaman.
 
Ben 8 saatte bir değiştiriyordum fakat yine antibiyotik koyuyordum. Dediğiniz gibi yapayım o zaman.
Benim söylediklerim bağlayıcı değil ama benim kuşum hasta olsa 8 saat antibiyotik arkasından 8 saat sonra vitaminli, elektrolitli probiyotik veririm ve bu döngüye en fazla 5-7 gün devam ederim. Örneğin 2.günde düzelmiş ise belki bizim tahmin ettiğimizden daha düşük seviyede bir hastalığı vardır ve 2 günlük tedavide düzelmiştir. Bu durumda belki en fazla 1 gün daha ilave antibiyotik verilebilir.
Eğer düzelmemişse teşhis yanlış demektir, ilacı değiştirmek lazım.
 
Son düzenleme:
Çok uzun şimdilik yazamayacagim ancak bir iki gozlemimi ben de yazayım. Bir problem durumunda ilaçlar mutlaka etki süresi düşünülerek 5,8 gün arasi daima ayni saatlerde ve dozu değişmeden kullanmak gerekiyor. Doğru teşhis konulmuş ise tedavi oluyor ancak dışkı duzelmesi hemen olmayacaktir. Yararli bakterileri çoğaltana kadar dışkı bozuklugu kabul edilebilir.

Ek olarak birden fazla bir sorun söz konusu ise karma çalışmalar ile ilacı kesmeden devam edilmeli bence. Örneğin kursak enfeksiyonu ve solunum tedavisi yapilacak. İlk 5 gün triflucan mikostatin karmasi ile gidildikten sonra 6. Gününde kullandığınız orani degistirmeyip ek olarak 1 damla solunum ilaciyla geçiş saglanabiliyor ki ilacın aniden düşürme durumu ciddi anlamda azaliyor. Kursak sorunu bittiğinde sadece 5 gün gibi kisa bir süre onuda tamamlayip tedaviyi sonlandiriyoruz. Süreçte ek katkilarla da bildiğiniz gibi sistemi güçlendiriyoruz. Bir seçenekte, benim ağır durumu olan kuşlarda uyguladığım yöntem sabah erkenden ilaç verip 8,10 saat sonrasi vitamin takviyeli bir su sunmak (tabi düşük dozda). Bu sayede daha dinç ilerletecektir süreci.
 
Son düzenleme:
Burada anlatmaya çalıştığım olay şu aslında, kuşların metabolizma hızları yüksek olduğu için ilaçlar sandığımızdan çok daha kısa sürede etki ediyor olabilir. Benim gözlemlerimde çoğu zaman 2. 3. günde enfeksiyon bitiyor..

Ve şöyle birşeyde var, bir bakteriyi öldürdüğünüz zaman yerine hemen diğer patojenler geçmeye çalışır ve çoğalmaya çalışır. Mesela bakteriyel bir tedavi yaptınız ve bakterileri öldürdünüz, kuşun vücudundaki mantarlar hemen bu bakterilerin yerini almaya çalışır, yada mantar tedavisi yaptınız mantarları bitirdiniz, mantarların yerinide hemen koksidiya parazitleri doldurmaya çalışır..

Ve eğerki biz ilaç süresini uzatırsak bu patojenlerin işlerini dahada kolaylaştırıyoruz. Çünkü hem kuşun vücut direnci düşüyor ve bağırsak florası bozuluyor, hemde bildiğiniz gibi yararlı bakterileride öldürdüğümüz için diğer patojenler kolaylıkla çoğalabiliyor..

@Atilla Algansoy 'un da ifade ettiği gibi kuşun genel durumu ve dışkıları düzelmişse ilacı illa 5-7 güne tamamlamak zorunda değiliz bence. He düzelmemişse de kuşu dinlendirip tedaviye öyle devam etmek daha mantıklı geliyor bana..

Bu tezimi destekliyecek birçok örnek gördüm. Bu konuyuda bu yüzden açtım zaten. He illaki 3 günlük kısa kısa tedaviler yapalım demiyorum. Ama aklınızda bulunsun yinede ileriki süreçlerde bana hak verebilirisniz...
 
Burada anlatmaya çalıştığım olay şu aslında, kuşların metabolizma hızları yüksek olduğu için ilaçlar sandığımızdan çok daha kısa sürede etki ediyor olabilir. Benim gözlemlerimde çoğu zaman 2. 3. günde enfeksiyon bitiyor..

Ve şöyle birşeyde var, bir bakteriyi öldürdüğünüz zaman yerine hemen diğer patojenler geçmeye çalışır ve çoğalmaya çalışır. Mesela bakteriyel bir tedavi yaptınız ve bakterileri öldürdünüz, kuşun vücudundaki mantarlar hemen bu bakterilerin yerini almaya çalışır, yada mantar tedavisi yaptınız mantarları bitirdiniz, mantarların yerinide hemen koksidiya parazitleri doldurmaya çalışır..

Ve eğerki biz ilaç süresini uzatırsak bu patojenlerin işlerini dahada kolaylaştırıyoruz. Çünkü hem kuşun vücut direnci düşüyor ve bağırsak florası bozuluyor, hemde bildiğiniz gibi yararlı bakterileride öldürdüğümüz için diğer patojenler kolaylıkla çoğalabiliyor..

@Atilla Algansoy 'un da ifade ettiği gibi kuşun genel durumu ve dışkıları düzelmişse ilacı illa 5-7 güne tamamlamak zorunda değiliz bence. He düzelmemişse de kuşu dinlendirip tedaviye öyle devam etmek daha mantıklı geliyor bana..

Bu tezimi destekliyecek birçok örnek gördüm. Bu konuyuda bu yüzden açtım zaten. He illaki 3 günlük kısa kısa tedaviler yapalım demiyorum. Ama aklınızda bulunsun yinede ileriki süreçlerde bana hak verebilirisniz...
Haklısınız.
Zaten sorun her kuşu fabrikadan çıkmış ürün gibi tamamen birebir aynı görmek ile başlıyor.
Oysaki her kuş faklı değerlendirilip (yaşına, gr'mına, hastalık geçmişi vb)o şekilde bir tedavi sunmak gerekiyor.
Çünkü her kuş kendine özel kapalı kutu, bu nedenle basmakalıp ilaç dozajları ve tedavi süreleri başka hastalıklara kapı aralıyor, tıpkı insanlarda olduğu gibi.
 
Bence kuşun hastalık seviyesinin ne durumda olduğu önemli. Yeni gözlemlenmiş ve geç kalinmamis bir sorunsa kisa süreli tedaviler oldukça etkili. İlaç kurlerinde de öyle bildiğiniz gibi 2*3 gün
 
Geri
Üst