Anahtar Besinler

Taha Aktaş

Yönetici
Moderatör
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
2,311
Çözümler
56
Konum
Bolu
Genelde kuşlarımızın bir sıkıntısı olduğunda çaresini arıyoruz ve ilaçlara, vitamin desteklerine başvuruyoruz. Ve çoğu durumda geç kalınıyor çünkü kuş milleti hastalıklarını son ana kadar gizleme eğilimindedir. Üstelik bir kuş zayıf bir bağışıklık sistemine sahipse, yetersiz besleniyorsa eğer, hasta olması, hasta yaşaması olasılığı artıyor. Hasta olduğunda kendisini kurtaracak güce, hatta verilen ilaçları kaldıracak dirence sahip olması da çok zor oluyor.

1619519873047.png
Kuşları bazen kurtaran şey sadece iyi beslenmedir; bu bilhassa uzun süreli, direk ölüme götürmeyen (daha doğrusu yavaş yavaş götüren) hastalıklar için geçerli. PBFD, böbrek hastalıkları, karaciğer iflasları, solunum yolu enfeksiyonları, tüy problemleri vs. falanca antibiyotiği verip a tamam geçti diyebileceğiniz sorunlar değil. Türkiye’de bütün kuş hastalıklarına “ishal oldu” türü genel bir tanı konup antibiyotiğe başvuruluyor. Halbuki ishal tek tür olmadığı gibi tek başına bir hastalık da değildir. Bir semptomdur yada bir “sonuçtur”. Ki bütün hastalıkların semptomu da değildir. Bazen kuşlar başka bir sebepten uzun yıllar hasta kalıp sonunda direnci bütünüyle kırıldığı noktada bağırsakları enfeksiyon kapıyor ve bu da kendisini ishal olarak gösteriyor. Karaciğeri iflas etmenin eşiğindeki bir kuşa antibiyotik verirseniz onu daha hızlı öldürürsünüz. Böbreği iflas etmenin eşiğinde olduğu için, dışkısı sulu, aşırı su tüketen bir kuşa antibiyotik verirseniz onu daha hızlı öldürürsünüz. Antibiyotik insanlarda olduğu gibi bilinçsizce kullanılabilecek güvenilir bir ilaç değildir. Bu hatayı ne yazık ki zaman zaman kuşlar konusunda bilgisiz veterinerler de yapıyor. Karaciğer iflasının kıyısındaki kuşa “baytril” türü ağır antibiyotiği on gün dayadıkları hazin sonlu vakalar biliyorum. Avian vetlerin olmadığı, kuş hastalıkları üzerine gerçek anlamda uzmanlaşmış veterinerlerin olmadığı ülkemizde hem veterinerler, hem de kuş sahipleri bir tedavi uygulamadan önce iki defa düşünmeli.

Peki biz bu şartlar altında ne yapabiliriz? Yapacağımız iki şey var: birincisi; hasta olmalarına neden olacak koşulları ortadan kaldırmak, o koşulları hiçbir zaman oluşturmamak, ikincisi de; kuşlarımızın bağışıklığını kuvvetlendirerek, hasta olmadan hastalıkla mücadele edebilecek güçte olmalarını sağlamak.

Hasta olmalarına neden olacak koşullar nelerdir?
  • Pis Yaşam Koşulları: Pis bir kafes, pis oyuncaklar, pis su/su kabı, yıkanmamış meyve sebzeler, pis yemek kabı, kalmış, bozulmuş gıdalar vs. Pis koşullar iç/dış parazit, solunum yolu enfeksiyonları, bağırsak enfeksiyonları, iç dış mantar hastalıklarına, daha doğrusu her tür hastalığa davetiyedir.​
  • Kötü Beslenme: Bunu söylemekten asla bıkmayacağım; kötü beslenen kuş eninde sonunda hasta olur, ömrü azalır. Ay çekirdeği, kabuklu yada kabuksuz fıstık türü kuşun karaciğerini yoran yağlara sahip besinler, ona zararlı yada zehirli gıdalar vererek kuşunuzu yavaş yavaş öldürürsünüz. Ama cips yemeyi çok seviyor, ama ben kahve içerken azıcık o da istiyor, ama çikolatamı tırtıklıyor sadece, ama fıstık ay çekirdeği dışında bir şey yemiyor, ama ama ama… Yahu kuşuna köfte verene rastladım, köfte (!). Ekseriyetinin karaciğer iflas etmiş, böbrek hastalığı olmuş, mantar oluşmuş vs. Ama cips tırtıklamayı çok seviyordu değil mi? O bir kuş, 2 yaşında bir çocuk neyi akıl edebilirse onu akıl edebiliyor. Kendisine neyin yararlı neyin faydalı olduğunu nasıl bilsin? Her neyse, demem o ki, kuşunuzu kötü beslemeyin...​
  • Cereyan: Kuşları rüzgar hasta etmez. Fırtınanın ortasında koyun kuşunuzu dışarıya, korkar mutsuz olur, kendine kuytu bir köşe bulur ama üşütmez. Ancak açık iki pencerenin ortasında cereyanda tutarsanız geçmiş olsun. Şifayı kapar ve işin kötü yanı bunu iş işten geçene kadar da belli etmez. Kuşlarınızı cereyanda bırakmayın.​
  • Bunalım ve Mutsuzluk: Mutsuz bir kuşun bağışıklığını korumak çok zordur. Aynı bizler gibi, psikolojik durumlar fiziksel durumlara yol açar. Bu yüzden kuşlarınızın bol oyuncağı, geniş kafesi, oyun bahçesi olmalı, güneş görmesi, banyo yapması, bol sevgi ve ilgiyle mutlu hissettirilmesi gerekir.​
  • Zararlı Oyuncaklar: Papağanınızın ağzına, önünüze gelen her şeyi veremezsiniz. Galvaniz, pirinç zincirler, oyuncaklar, kafesler kuşları çok ağır biçimde metal zehirlenmesine götürür.​
  • Zehirli Bitkiler: Kuşlar her şeyi kemirir ve kemirdikleri ev bitkisi kendisine zehirliyse kuşunuzu hızlı bir ölüme sürüklersiniz. Bu yüzden ev bitkilerinizi yeniden gözden geçirin.​
  • Teflon Tava: Hm? Garip mi geldi? Ne yazık ki yapılan araştırmalar kuşların teflon tencere tavaların yaydığı ısıdan zehirlendiğini ve bağışıklarını giderek zayıflatarak onları hastalıklara yatkın hale getirdiğini söylüyor. Evet, kuşunuzla birlikte mutfakta takılın ama teflonla işiniz varsa onu mutfaktan kovalayın. Yada ona çay-mama pişirecekseniz teflon kullanmayın.​
  • Yanlış Banyo Uygulaması: Banyo vakitlerini çok iyi ayarlamanız gerekir. Bir çok kuş banyo sonrası üşütebiliyor. İşin aslı hastalanma durumu banyodan dolayı değil, ya banyo yaptırıldığı zamandan, ya banyo koşullarından yada banyo sonrası cereyanda, rüzgarda bırakılmasından kaynaklanıyor. Kuşlarınızı akşam geç vakitte, serin günlerde, sabah serinliğinde spreylemeyin. Mecbur kalırsanız mutlaka sıcak tutulmalı ve iyi korunmalı. Yanlış banyo koşulları nedir? Serin günde soğuk suyla spreylemek, spreyleme yerine direk suyun içine sokup bez yıkar gibi bütünüyle yıkamak, şampuanlamak, vücuda nem kazandırmanın ötesine geçip bütünüyle ıslanacağı şekilde spreylemek ve banyo sonrası saç kurutma makinesiyle kuşu kurutmak. Banyo sonrası kuşunuzun güneşte kurumasına izin vermek önemli. Ancak en ufak cereyanın olmadığına çok dikkat etmeniz gerekiyor, bilhassa muhabbet kuşlarına dikkat.​
Gelelim ikincisine. Kuşlarımızın immun (bağışıklık) sistemini nasıl kuvvetlendiririz, onları nasıl dayanıklı küçük danalara dönüştürürüz?

Kuşların en temel ilacı beslenmedir. Ancak bu besinler içinde öyleleri vardır ki, bunlarla bir kuşu sağlıklı ve dirençli tutarız, sağlığını kaybeden kuşa ilk müdahaleyi bu besinlerle yaparız. Bazı durumlarda, bilhassa karaciğer/böbrek iflası vakalarında, yani antibiyotik kullanamadığımız hastalıklarda en temel dayanağımız bu besinlerdir. Bunlara “Anahtar Besinler” diyelim. Bunların her birini ne işe yaradıkları bilgisiyle beraber listeleyeyim:

ANAHTAR BESİNLER

Arı Poleni

Arı poleni içeriğinde neredeyse bütün vitamin ve mineralleri barındıran bir “süper besin”. Bir kuşun ihtiyacı olan neredeyse bütün elementleri içinde barındırıyor. Dolayısıyla hastalıkla mücadele eden yada vitamin eksikliği olan kuşlar için hayat kurtarıcı. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve toksin birikimi oluşmasını engelliyor. İşin güzel tarafı, vücudun vitamin ve besin eksikliklerini dengeliyor. Yani arı poleni vererek kuşunuzda vitamin dengesizliği oluşturmuyorsunuz, aksine her şeyi yerli yerine oturtuyorsunuz. Granül halinde kuşunuz kendisi tüketebilir, ya da siz lapa mamasına katabilirsiniz. Ancak unutmayın, polen hiç bir zaman pişirilmez yada kaynar suda eritilmez. Besin değeri ölüyor. Haftada bir kaç kez, minik bir çitmik verebilirsiniz, ama her gün verilse de bir zararı yok. Sadece abartmayın.:)
1619520859776.png 1619522011561.png


Kefir
Kefir doğal bir probiyotik. Yani içinde bağırsaklara ve mideye iyi gelecek dünya kadar bakteri içeriyor demek bu. Ayrıca kalsiyum, potasyum, magnezyum, D vitamini, A vitamini türü papağanlar için önemli bir çok mineral ve vitamin de var içinde. Haftada bir papağanınıza tuzsuz kefir içirebilir yada kefirin sulandırılmadan önceki yoğurt halinden bir parçayı ayırıp, lapa mamasına katabilirsiniz. Ayrıca kefir kültürünün kendisini de verebilirsiniz. (Hani şu yandaki küçük bulutçuk görünümlü beyaz şeyleri.) Hasta kuşlara kefir yoğurduna arı poleni katıp da verebilirsiniz, aklınızda bulunsun. Lakin kefir laktoz içerir. Kuşların ise laktozu işleyebilecek bir organı yoktur, çözümleyemezler. Bu yüzden kullanımı çok dikkatli olmalıdır. Fazlası zararlı olur...
1619554387281.png 1619554338585.png


Yumurta kabuğu
Haşlanmış yumurta esasen kuşların beyin ve zeka fonsiyonları için verilen bir gıda. Ancak içeriğindeki yüksek protein, bilhassa kafes kuşları için önemli. Ancak avian vetlere göre ayda iki defadan daha fazla verilmesi kuşlarda kolestrol yükselmesine neden oluyor ve erken yaşta ölmelerine sebebiyet veriyor. Ama şu an yumurtayla değil kabuğu ile ilgileneceğiz. (Yumurta lafı geçmişken bu bilgiyi de paylaşmış olayım dedim.:)) Yumurta kabuğu müthiş bir kalsiyum kaynağıdır. Ve kuşlar bazen yedikleri besinlerden yeterli kalsiyumu alamıyor. Kalsiyum içeren besinleri ancak kısıtlı miktarlarda verebiliyoruz, ıspanak gibi. Dolayısıyla kuşlarda kalsiyum sıkıntıları oluşabiliyor. Gaga, tüy ve genel sağlık için kalsiyuma ihtiyaçları var. Hele ki kuşunuz dişiyse ve hele hele ki dişi, (boş yada dolu) yumurtlayan bir kuşunuz varsa… Kalsiyum eksikliği nedeniyle kalsiyum şoku (hypocalcemia) geçirip çırpınan ve üzüntüden, ne yapacağını bilemeyerek kuşla birlikte çırpınan ailelerin sayısı az değil. Bu karşılıklı çırpınışlardan kurtulmanın ve kuşunuzun kalsiyum değerlerinden emin olmanın en garanti yolu, ona 10-15 günde bir iyice toz haline getirilmiş yumurta kabuğu yedirmek. Yani öyle bütün bir yumurtanın kabuğuna ihtiyacınız yok. Bir muhabbet kuşu tırnak kadar kabuk yese, bir afrika gri yarım parmak kadar kabuk yese kafi. Toz haline getirilmiş kabuğu yemeğine serpebilirsiniz, lapa mamasına da katabilirsiniz. Yumurtlama dönemindeki dişi kuşlarda miktarı değil, verme sıklığını arttırarak kabuğu vermelisiniz. Örneğin normal bir kuşa on günde bir veriyorsanız, yumurtlama dönemindeki bir dişiye beş günde bir verebilirsiniz..
1619520262123.png 1619520308525.png


Ekinezya
Ekinezya penisilin kıvamında doğal bir antibiyotik, ayrıca bağışıklık sistemini kuvvetlendiren çok önemli bir bitki. İçeriğindeki hyaluronidase denen madde vücuttaki mikroorganizmaların yayılmasını engelliyor. Bu nedenle enfeksiyon hastalıklarında da çok etkili. Kuşlarınıza (ekinezyanın) ekstresini lapa mamalarına katabilirsiniz yada bitkisiyle çayını yapıp su yerine koyabilirsiniz. Ilık ılık içmeyi seviyorlar. Ayrıca karaciğer, böbrek sıkıntısı yaşayıp “ilaç” kullanılamayan durumdaki kuşlar için hayat kurtarıcı olabiliyor. Ve bir kuşta hastalık belirtisi varsa direk ilaç antibiyotiklere sarılmak yerine önce ekinezya ya başvurun. Çünkü durum kritik düzeyde değilse gayet de yeterli oluyor ve kuşun iç sistemi hasar görmemiş oluyor.
1619520605139.png 1619520648158.png


Zerdeçal
Zerdeçalın müthiş bir iyileştirici özelliği var. Ayrıca vücuttaki yangıyı gideren, anti depresan özellikler barındıran, yaraların enfeksiyon kapmasını engelleyen hatta vücuttaki radyasyonu temizleyebilen bir bitki. Ama hepsinden önemlisi karaciğerin kendisini yenilemesini ve karaciğerde biriken toksinleri temizliyor. Bu bakımdan karaciğer sıkıntısı yaşayan papağanlar için çok çok önemli. Zerdeçalı toz halinde papağanların lapa mamalarına katabilirsiniz. Tadına bayılıyorlar. Kuşların genel karaciğer sağlıklarını korumak için birebir.
1619522148196.png 1619520753326.png


Kekik
Bağırsak sıkıntılarında bir numaralı dostunuzdur kekik. Ayrıca kuşların solunum sistemlerini de korur. Çayını verebilirsiniz yada kuru/taze kekiği lapa mamasına katabilirsiniz, tazesini direk yiyebilir de. Dışkısı, yediği besinler yada bağırsaklardaki bir enfeksiyon nedeniyle cıvıyan kuşlara “pirinç suyuyla yapılmış kekik çayı” yapıp içirirseniz büyük faydasını görürsünüz. Bilhassa hastalığı daha başta yakalanan, durumu ağır olmayan kuşlar için ilaçsız ve faydalı bir toparlama yöntemi bu.
1619556837857.png 1619520927395.png


Aloe Vera
İnsanlara da çok faydalı bu bitki biliyorsunuz ama papağanlarda mucizeler yaratabiliyor. Aloe vera papağanlarda içten ve dıştan kullanılabilen güvenli bir bitki. Bilhassa tüy yolan kuşların cilt kaşıntılarına çok iyi geliyor. Ayrıca her türlü yaraya, deri rahatsızlığına da birebir. Dıştan kullanım için eğer saf spreyini bulamazsanız, bitkisini yetiştirip kendiniz aleovera speyi üretebilirsiniz. Bunun için 1/4 oranında (1 ölçü aloe vera suyuna 4 ölçü temiz su) sprey hazırlayıp kuşunuzu bir güzel banyo yapabilirsiniz. Psikolojik nedenlerle tüy yol yolan kuşlarda bile faydası olduğu gözlemlenmiş. Tüy yolan yada tüy kökünde, cildinde sıkıntı olan kuşlara mutlaka kullanın.

Bunun dışında aloe vera içten kullanımda da çok faydalı. Bilhassa karaciğere. Avian vetlerin dahi vazgeçtiği, çaresiz kaldığı ağır karaciğer iflası vakalarında mucizevi etki gösterdiği defalarca kanıtlanmış. Üstelik yüksek doz kullanma şansınız yok.
A bu arada, papağanınızın gagasının gazabına uğrayıp kan revan içinde kalma durumunuz olursa, kendinize de sürebilirsiniz aloe verayı. Çok çabuk iyileşme sağlıyor.
1619521541455.png 1619521501267.png


Karahindiba
Kuşların karaciğerini ve böbreklerini destekleyen önemli besinlerden biri. Taze olarak da tüketebilirler, kuru bitkisini yada çayını da. Çiçeğini de yiyebilirler, yapraklarını da, hiç farketmez. Böbrek/karaciğer iflası eşiğindeki kuşların bilhassa bu bitkinin karıştırıldığı lapalarla beslenmesi yada bu bitkinin çayını içmesi çok önemli. Maya mantarı enfeksiyonlarıyla mücadele etmek için de doğal bir ilaç. Birçok kuş bu mantar enfeksiyonları nedeniyle hayatını kaybediyor. (Tabii genelde ishal oldu, öldü olarak görülse de...)
1619520823709.png


Bu saydıklarım mutfağınızda mutlaka bulunmalı. (Kuşunuza verirken kendiniz de kullanın sağlıklı olun.:)) Direnci güçlü olduğu sürece onu hastalıklardan koruyabilirsiniz. Güçlü bünyesi olan kuşlar hastalanmaz diye bir şey yok ama kesinlikle daha dayanıklı oldukları ve hasta oldukları zaman iyileşme şanslarının çok daha yüksek olduğuna şüphe yok. Anahtar besinlere verdiğiniz kıymet günü gelir sizi büyük üzüntülerden kurtarır..

Sağlıcakla kalın.:)
 
Güncel fiyat değil ancak kilosu 80 tl miydi neydi ekinezyanın
 
Arkadaşlar emin olun kekik, immun sistemi güçlendirmekte çok büyük fayda sağlıyor... Tazesini bulabilirseniz kesinlikle almanızı tavsiye ediyorum.. Kurusunu da mamalarına kalabilirsiniz. Ya da çayını yapabilirsiniz.

Aloe verayı da tüylerini yolan bir kuşun sahibine önerdim faydası olduğunu söyledi..
 
Arkadaşlar emin olun kekik, immun sistemi güçlendirmekte çok büyük fayda sağlıyor... Tazesini bulabilirseniz kesinlikle almanızı tavsiye ediyorum.. Kurusunu da mamalarına kalabilirsiniz. Ya da çayını yapabilirsiniz.

Aloe verayı da tüylerini yolan bir kuşun sahibine önerdim faydası olduğunu söyledi..
Aynen öyle, mutlaka haftada iki defa ekinezya ve kekik çayını yapıp içiriyorum. Ayrıca Karahindiba, Civanperçemi ve zeytin yaprağını da veterinerimiz sık sık vermemizi söyledi. Sizlere de söyleyeyim rahatlıkla kullanıp faydasını görebilirsiniz. Ben çayını yapıyorum hepsinin. Seviyorlar içmeyi. Arı polenini fazla kullanamıyoruz çünkü polene alerjim var. Bazen annem aracılığıyla veriyorum. Ama düzenli kullanmadığımız için herhangi bir gözlem yapamadım.
Aloe verayı da Paşa yüzünü çizdiğinde yaraya uygulamıştım, anında yarayı hafifletiyor kızarıklığını alıyor.
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar emin olun kekik, immun sistemi güçlendirmekte çok büyük fayda sağlıyor... Tazesini bulabilirseniz kesinlikle almanızı tavsiye ediyorum.. Kurusunu da mamalarına kalabilirsiniz. Ya da çayını yapabilirsiniz.

Aloe verayı da tüylerini yolan bir kuşun sahibine önerdim faydası olduğunu söyledi..
Aloe veralı su hazırlayıp spreyledim en son,hayvan daha bir rahatladı gerçekten.İçme suyuna koymaya çekiniyorum ters bir etki olursa diye.
 
Aynen öyle, mutlaka haftada iki defa ekinezya ve kekik çayını yapıp içiriyorum. Ayrıca Karahindiba, Civanperçemi ve zeytin yaprağını da veterinerimiz sık sık vermemizi söyledi. Sizlere de söyleyeyim rahatlıkla kullanıp faydasını görebilirsiniz. Ben çayını yapıyorum hepsinin. Seviyorlar içmeyi. Arı polenini fazla kullanamıyoruz çünkü polene alerjim var. Bazen annem aracılığıyla veriyorum. Ama düzenli kullanmadığımız için herhangi bir gözlem yapamadım.
Aloe verayı da Paşa yüzünü çizdiğinde yaraya uygulamıştım, anında yarayı hafifletiyor kızarıklığını alıyor.
Siz daha iyi bilirsiniz lakin haftada iki kez çay vermeye gerek yok diye düşünüyorum. Ayda bir kez veriyorum ben. Diğer bilgiler içinde teşekkürler.?
Aloe veralı su hazırlayıp spreyledim en son,hayvan daha bir rahatladı gerçekten.İçme suyuna koymaya çekiniyorum ters bir etki olursa diye.
Benim ki de banyo yapmayı sevmediği için spreyliyorum. Aklıma gelmemişti bu deneyeyim.? Suyuna da bir çok kez koydum şimdiye kadar bir sorun çıkmadı..
arı polenini yemine biraz katıp verebilir miyiz
Yeme değil de mamaya katmanız daha uygun olur. Sade olarak da verebilirsiniz..?
 
Siz daha iyi bilirsiniz lakin haftada iki kez çay vermeye gerek yok diye düşünüyorum. Ayda bir kez veriyorum ben. Diğer bilgiler içinde teşekkürler.?
Ufaktan bir tedavi sürecinde olduğumuzdan ve kolay hasarsız atlatabilmesi için düzenli vermeye çalışıyorum. Dediğiniz gibi sağlıklı bir kuşta bu kadar sık verilmesine gerek yoktur.
 
Aynen öyle bir kaptırıyorum ki kendimi, bazen yerini sevmiyor boşa gidiyor emeklerim oturup ağlıyorum?
Aynen birde yerlerini beğenmiyorlar.?

Bende şu sıralar Ficus Nathasja ve Chamadore bakıyorum. Chamadore kolay da Ficus o kadar kolay değil. Eğer yapraklarını döküyorsa yerini beğenmemiş oluyor. Bitkiyi evin içerisinde 3 gün aralıklarla gezdirmek gerekiyor. Kendilerine böyle yer beğendirebiliyoruz.?
 
Üst