Merhaba
Kendimi bildim bileli evde hep bir can beslemişizdir. Bu bir kuş, bir kedi, bir köpek ya da hepsi bir arada olmuştur kimi zaman.
Aile albümlerimizde hayatımızdan gelip geçen kuşlarımızla fotoğraflarımız vardır hep. Kimisi benim kafamda, kimisi ile kafesinin yanında poz vermişim, kimisi de elimizde bize kur yaparken.
Evde hem kedimiz, hem köpeğimiz hem de kuşumuz olduğu vakit yaşayan ve bizimle birlikte en uzun kalan kuşumuz 10 yıl kadar yaşadı. Son zamanları benim üniversitede olduğum vakitlere denk geldi. Dolayısıyla ben çoğunlukla evde yoktum. Ona rağmen beni unutmazdı ve her geldiğimde aynı neşeyle davranırdı bana karşı. Adı Çakır'dı. Onu ve küçük yüreğinde sahip olduğu sevgiyi asla unutmayacağım.
Ardından uzun süre kuş bakmadım, bakamadım. Arada bir girişimim oldu ama onu da sahiplendikten birkaç hafta sonra kaybettim. Bir günde kaybettik çünkü, tam olarak ne olduğunu hiç anlayamadık.
Sonrasında da uzun süre kuş bakmadım. Bir kedi sahiplendim. Kısa sürede herkesin sevgilisi oldu miniğim. Kapkara tüyleri ve sapsarı gözleriyle çok güzel günler bahşetti bize. Onu da maalesef sahiplendiğimizin üstünden 3 yıl sonra bir veteriner ziyareti sonrasında arabadan kaçmasıyla kaybettik ve bir daha da haber alamadık.
Bu kayıp beni epey yıprattı. Bebek gibi bakmıştım ona, kıyafetleri bile vardı. Onları koklayıp yolunu gözledim gecelerce ama hiçbir yerden haber çıkmadı. Umarım biri bulduysa ve hala yaşıyorsa iyi bakılıyordur miniğime.
Aradan epey bir zaman geçti ve evden çalıştığım için eşim evde olmadığı vakitlerde yalnızlık çekmeye başladım. Tekrar bir kedi sahiplenmek istemedim. Aylar geçti ama acısı hala çok taze meleğimin.
Bir market ziyaretim sırasında, daha önce kedim için alışveriş yaptığım petshop mağazasının kuş bölümüne girmek istedim. Başıma geleceği bildiğim halde kendime engel olmak istemedim. Gidip kuşları görürsem birinden birine aşık olup eve getirmek isteyeceğimi biliyordum çünkü. Neyse, yaptım bir delilik ve girdim kuşlar bölümüne.
Gidip öylesine seveyim derken bir baktım eşim arkamda belirmiş. "Yapma bak, bir şey olursa üzülürsün yine." dedi hemen. "Yok canım, bakıyorum öylesine." diye cevap verdim ben de hemen. Halbuki kuşlardan koyu mavi spangle bir erkeğe aşık olmuştum bile.
Eve onu almadan döndük ama benim içim içimi yiyordu; nasıl söyleyeceğim, nasıl ikna edeceğim eşimi diye. Üstünden bir hafta geçti. Ben tabii, keyifsizim, sürekli dalıp gidiyorum. Aklım o kuşta. Arada bir internetten kafes bakıyorum, yemlere göz atıyorum.
Sonra da eşim birden; "Almak istiyorsan al, aşkım, bu kadar üzme kendini. Bir haftadır doğru düzgün konuşmuyorsun, belli ki aklın kuşta kaldı." demesin mi? Dünyalar benim oldu tabii. İki gün sonra tekrar gittik o petshopa ve şimdi ismine "Behlül" dediğim Behlül'üm hala oradaydı. Aldık hemen eve getirdik minik bıcırığı. Orada iken mecbur küçük bir kafes aldık. Bir hafta kadar o küçük kafeste yaşadı, bu sırada da ben onu bize alışması için eğitmeye çalıştım. Bu yaptığım eğitimleri de ileriki zamanlarda anlatırım.
Sonrasında da güzel bir pirinç kafes aldım ona. Kafesini rahat bir şekilde yaşayabilmesi için düzenleyeceğim diye de akla karayı seçtim günlerdir. Şubat ayından beri bizimle. Eğitim bantları vardı kanatlarında. Onları çıkardım. Dilediğince uçabiliyor artık. Ama yine de yere inip bıdı bıdı yerde gezdiği oluyor; eğitim bandı ile bir süre uçamadığı (havalanamadığı) için.
Konuşmaya çok meraklı. Birkaç ıslık deniyorum tekrar etsin diye, yavaştan onları yapmaya başladı bile.
Annemlere ziyaretim esnasında onlara da bir kuş aldık; dişi, koyu olive yeşil bir İngiliz kuşu. Adını da "Yeşim" koyduk. Behlül ile aynı tür. Şu jumbo dediklerinden. İkisi de 1 yaşlarına geldiğinde tanıştırmayı düşünüyoruz. Şimdiden görüntülü konuşmalarda 5-6 dakikalık bir süre onları tanıştırmaya gidiyor Bıdı bıdı kameraya bakıp ötüşüyorlar birbirlerine.
İleriki yazılarımda, Behlül için kullandığım yem, kafes düzeni, bakımı için kullandığım ek ürünler, eğitim süreci, konuşturma alıştırmaları ve daha bunlar gibi birçok konu başlıklarından bahsedeceğim.
Yazmayı çok seven biri olarak böylesi bir blog fikri gerçekten çok güzel olmuş. Çok keyif aldım. Aralarda bir hüzünlendim ama sonu Behlül sayesinde güzel bitti... Şu an yanımda ve öğrettiğim ıslığı yapmaya çalışıyor
Kendimi bildim bileli evde hep bir can beslemişizdir. Bu bir kuş, bir kedi, bir köpek ya da hepsi bir arada olmuştur kimi zaman.
Aile albümlerimizde hayatımızdan gelip geçen kuşlarımızla fotoğraflarımız vardır hep. Kimisi benim kafamda, kimisi ile kafesinin yanında poz vermişim, kimisi de elimizde bize kur yaparken.
Evde hem kedimiz, hem köpeğimiz hem de kuşumuz olduğu vakit yaşayan ve bizimle birlikte en uzun kalan kuşumuz 10 yıl kadar yaşadı. Son zamanları benim üniversitede olduğum vakitlere denk geldi. Dolayısıyla ben çoğunlukla evde yoktum. Ona rağmen beni unutmazdı ve her geldiğimde aynı neşeyle davranırdı bana karşı. Adı Çakır'dı. Onu ve küçük yüreğinde sahip olduğu sevgiyi asla unutmayacağım.
Ardından uzun süre kuş bakmadım, bakamadım. Arada bir girişimim oldu ama onu da sahiplendikten birkaç hafta sonra kaybettim. Bir günde kaybettik çünkü, tam olarak ne olduğunu hiç anlayamadık.
Sonrasında da uzun süre kuş bakmadım. Bir kedi sahiplendim. Kısa sürede herkesin sevgilisi oldu miniğim. Kapkara tüyleri ve sapsarı gözleriyle çok güzel günler bahşetti bize. Onu da maalesef sahiplendiğimizin üstünden 3 yıl sonra bir veteriner ziyareti sonrasında arabadan kaçmasıyla kaybettik ve bir daha da haber alamadık.
Bu kayıp beni epey yıprattı. Bebek gibi bakmıştım ona, kıyafetleri bile vardı. Onları koklayıp yolunu gözledim gecelerce ama hiçbir yerden haber çıkmadı. Umarım biri bulduysa ve hala yaşıyorsa iyi bakılıyordur miniğime.
Aradan epey bir zaman geçti ve evden çalıştığım için eşim evde olmadığı vakitlerde yalnızlık çekmeye başladım. Tekrar bir kedi sahiplenmek istemedim. Aylar geçti ama acısı hala çok taze meleğimin.
Bir market ziyaretim sırasında, daha önce kedim için alışveriş yaptığım petshop mağazasının kuş bölümüne girmek istedim. Başıma geleceği bildiğim halde kendime engel olmak istemedim. Gidip kuşları görürsem birinden birine aşık olup eve getirmek isteyeceğimi biliyordum çünkü. Neyse, yaptım bir delilik ve girdim kuşlar bölümüne.
Gidip öylesine seveyim derken bir baktım eşim arkamda belirmiş. "Yapma bak, bir şey olursa üzülürsün yine." dedi hemen. "Yok canım, bakıyorum öylesine." diye cevap verdim ben de hemen. Halbuki kuşlardan koyu mavi spangle bir erkeğe aşık olmuştum bile.
Eve onu almadan döndük ama benim içim içimi yiyordu; nasıl söyleyeceğim, nasıl ikna edeceğim eşimi diye. Üstünden bir hafta geçti. Ben tabii, keyifsizim, sürekli dalıp gidiyorum. Aklım o kuşta. Arada bir internetten kafes bakıyorum, yemlere göz atıyorum.
Sonra da eşim birden; "Almak istiyorsan al, aşkım, bu kadar üzme kendini. Bir haftadır doğru düzgün konuşmuyorsun, belli ki aklın kuşta kaldı." demesin mi? Dünyalar benim oldu tabii. İki gün sonra tekrar gittik o petshopa ve şimdi ismine "Behlül" dediğim Behlül'üm hala oradaydı. Aldık hemen eve getirdik minik bıcırığı. Orada iken mecbur küçük bir kafes aldık. Bir hafta kadar o küçük kafeste yaşadı, bu sırada da ben onu bize alışması için eğitmeye çalıştım. Bu yaptığım eğitimleri de ileriki zamanlarda anlatırım.
Sonrasında da güzel bir pirinç kafes aldım ona. Kafesini rahat bir şekilde yaşayabilmesi için düzenleyeceğim diye de akla karayı seçtim günlerdir. Şubat ayından beri bizimle. Eğitim bantları vardı kanatlarında. Onları çıkardım. Dilediğince uçabiliyor artık. Ama yine de yere inip bıdı bıdı yerde gezdiği oluyor; eğitim bandı ile bir süre uçamadığı (havalanamadığı) için.
Konuşmaya çok meraklı. Birkaç ıslık deniyorum tekrar etsin diye, yavaştan onları yapmaya başladı bile.
Annemlere ziyaretim esnasında onlara da bir kuş aldık; dişi, koyu olive yeşil bir İngiliz kuşu. Adını da "Yeşim" koyduk. Behlül ile aynı tür. Şu jumbo dediklerinden. İkisi de 1 yaşlarına geldiğinde tanıştırmayı düşünüyoruz. Şimdiden görüntülü konuşmalarda 5-6 dakikalık bir süre onları tanıştırmaya gidiyor Bıdı bıdı kameraya bakıp ötüşüyorlar birbirlerine.
İleriki yazılarımda, Behlül için kullandığım yem, kafes düzeni, bakımı için kullandığım ek ürünler, eğitim süreci, konuşturma alıştırmaları ve daha bunlar gibi birçok konu başlıklarından bahsedeceğim.
Yazmayı çok seven biri olarak böylesi bir blog fikri gerçekten çok güzel olmuş. Çok keyif aldım. Aralarda bir hüzünlendim ama sonu Behlül sayesinde güzel bitti... Şu an yanımda ve öğrettiğim ıslığı yapmaya çalışıyor