Megabakteriozis Tedavisi
Megabakteri, özellikle muhabbet kuşu, papağan ve kanarya gibi kafes kuşları başta olmak üzere çeşitli kanatlı türlerinde, mide yangısı (proventriculitis) ve kronik solunum sistemi semptomlarıyla karakterize bir enfeksiyondur.
Megabakteriozis terimi ilk kez 1980’li yılların başında kullanılmaya başlanmıştır. Hastalık geçmişte “zayıflama sendromu”, daha sonraki yıllarda “zayıf kuş hastalığı”, ''kuruma'' veya “mide hastalığı” şeklinde isimlendirilmiştir. Günümüzde ise daha çok “megabakteriozis”, halkımız arasında ise “zayıflama sendromu yani kuruma” olarak isimlendirilmektedir.
Hastalık evre evre farklı belirtiler gösterir ve geç fark edildiğinde ki -genelde çok geç fark edilir- tedavisi güçleşir. Canlılar arasında nasıl bulaştığı tam olarak bilinmemekle birlikte, etkenin çeşitli direkt ve indirekt yollarla duyarlı hayvanlara bulaşabileceği bildirilmektedir. Bu zararlı maya mideye yerleştiğinde asıl semptomlarını hızla göstermeye başlıyor. Zamanla tüm sindirim kanalını etkileyerek, yem dönüşüm oranını ve yemden yararlanmayı düşürmektedir. Böylece canlılarda kronik zayıflama ile birlikte dışkıda sindirilmemiş gıdalar dikkati çekmektedir. Yeterince sindirim yapamayan canlılar, zamanla zayıflamakta, sıvı ve elektrolit dengesi bozulmakta ve bunu takiben de ölüm şekillenmektedir. Bu form daha çok kronik seyreden enfeksiyonlarda görülmekte ve ölüm aylarla ifade edilen uzunca bir süreçte gerçekleşmektedir.
Sağlıklı muhabbet kuşu ve kanaryaların ortalama mide pH değerleri 2.18-2.39 arasında değişmekle birlikte, doğal megabakteriozis sonucu ölen hayvanlarda bu değerlerin ortalama 5.17-7.3’e kadar yükseldiği bildirilmiştir. pH’daki bu yükselme, etkenin ürettiği alkali metabolitlerle veya midenin yoğun mukus salgısıyla açıklanmıştır (Morrisey 1999). Özellikle midede yükselen pH’nın, koilin tabakasının incelmesine neden olduğu bildirilmiştir. Diğer yandan hayvanlara verilen yemlerin de mide barsak florasını etkileyerek, M. ornithogaster sayısında artışa neden olduğu rapor edilmiş.
Bu rahatsızlıkta görülen en tipik bulgular, iştaha rağmen kronik zayıflamadır. Diğer klinik bulgular arasında ise daha çok mide yangısı ve kronik solunum sistemi semptomları bulunmaktadır. Ayrıca depresyon, halsizlik, tüylerde kabarıklık ve dökülme, gagada renk açılması, bazen fazla yeme isteği, ağızdan sindirilmemiş gıda, yem, kusma veya kan gelmesi, ayak problemleri, klokal bölge etrafında kurumuş dışkı, dışkıda renk değişikliği, ishal, yem dönüşüm oranı ve kuluçka geçiren dişilerde verimde azalmalar gözlemlenmiştir. Yem dönüşüm oranındaki azalma, dışkıda fazla miktarda sindirilmemiş yem bulunmasıyla anlaşılmaktadır. Bu durum, midelerdeki şiddetli yangı sonucu gelişen erozyona bağlı olarak, özellikle mukopolisakkarit sindiriminin engellenmesiyle açıklanmıştır.
Nasıl Tedavi Edilir?
Megabakteriozisin tedavisi antibiyotiklerle yapılamamaktadır. Bazı vakalarda kullanılan antibiyotikler ise sekonder bakteriyel infeksiyonların engellenmesine yönelik olmaktadır. Tedavi amacıyla kanatlılara uygulanan rejimlerin hemen hepsinde en az 1 antifungal preparatın olduğu görülmektedir. Megabakteriozis vakalarında gerek tedaviye yönelik gerekse koruyucu amaçla en çok amphotericin B ve nystatine kullanılmaktadır. Bu ilaçların tedavideki başarısı ise bazı in vivo uygulamalardan elde edilen sonuçlara dayanmaktadır. Her iki antifungal makrolit, mantar hücre duvarında bulunan ergosterole bağlanarak, etkinliklerini göstermektedir.
Amphotericin B Kullanımı
Hayvanlara oral olarak günde 2 doz şeklinde (0.15-0.3 ml) uygulanmaktadır. Bu madde suda güç çözündüğünden, uygulamaların çözücü solusyonlarla (cyclodextrin gibi) birlikte ve taze olarak hazırlanıp, en az 10 gün süreyle uygulanması tavsiye edilmektedir. Tedavide alternatif bir yöntem olarak hayvanlara içme suyu ile birlikte, mide asiditesini düşürecek çeşitli organik asitler veya oral Lactobacillus spp. uygulamaları da önerilmektedir.
Koruma ve Kontrol
Toplu yetiştiriciliğin yapıldığı işletmelerde hasta hayvanların sürüden ayrılması, barınakların ve her türlü ekipmanın öncelikle makro partiküllerden arındırılması, altlığın değiştirilmesi ve sonra uygun bir antifungal preparatla muamele edilmesi, özellikle C vitamini başta olmak üzere hayvanlara kombine vitamin verilmesi, içme suyunun pH değerini düşürecek uygulamalarla birlikte sekonder bakteriyel infeksiyonlara karşı çeşitli antibiyotiklerin verilmesi tavsiye edilmektedir.
Detaylı ve bilimsel inceleme için alttaki tezi inceleyiniz: