Ben hastalıklara müdahale noktasında kuşlarda ve insanlarda hatta tüm canlılarda konunun tamamen bağışıklık ile ilgili olduğunu düşünüyorum.Normal şartlarda bağışıklığı yüksek olan bir canlı bünyesinde potansiyel hastalıklar,bakteriler barındırsa bile kolay kolay hasta olmaz, ki insan olarak bizim de vücudumuzda milyonlarca bakteri,patojen vs varlıkla beraber yaşıyoruz.Burada kilit nokta kuşların bağışıklığını üst seviyede tutabilmek.
Bunun da temelinde genel anlamda ''temizlik'' kavramı yatıyor.Temiz su,temiz-tozsuz yem-bakteri üretmemiş mama,temiz kafes gibi..
Devamlı kür yapan çok sayıda takıma sahip üreticilerin kür yapma mantığının arkasında,kuşun doğal yaşam süresinin uzatılması değil,bir kuştan ölmeden önce ne kadar yavru,verim alırsam o kadar iyi olur mantığı yattığını düşünüyorum.
Ayrıca ilaç sektöründeki kar amaçlı yaklaşımın da hastalıklar konusunda insanları bilinçli olarak korkutma amacı taşıdığına inanıyorum.İnsanlarda nasıl hastalık belirtisi olmadan antibiyotik kullanılması gereksiz ve zararlı ise,kuşlarda da durum bence aynı.
Devamlı,periyodik ve arka arkaya ilaç kürü uygulanan kümeslerde kuşların ortalama yaşam süresi ne kadar oluyor,bunun istatistiksel bir araştırmasının yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Benim düşüncem;
''Her ihtimale karşı antibiyotik kullanılmalıdır'' mantığı gereksiz antibiyotik kullanımına yol açıp,kuşların normal yaşama süresini kısaltıyor yönündedir.
Bunun yanında;
Hastalık başlangıcında erken müdahale etmek kuşlar için hayatı derecede önem taşıyor.
Kuşların takibinin çok düzenli yapılıp hastalığın teşhisini tahlil ve veteriner muayenesi sonucunda doğru belirleyip doğru ilaç kullanılması da kaçınılmazdır ve hayati derecede gereklidir.Kuş hastalığa yakalandıktan sonra ise ''ben bu işi doğal yollarla mutlaka çözerim''mantığı da son derece yanlıştır.
Burada en büyük sıkıntı, kuşlar konusunda bilgili,tecrübeli, uzman veteriner hekim ve kuşlar konusunda ihtisaslaşmış uzman kliniklerin ülke genelinde yeterli sayıda olmamasından kaynaklanıyor.Bunun sebebinin de Türkiye'de kuşlara diğer kedi,köpek gibi evcil hayvanlar kadar değer verilmemesinden olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca; Veteriner kliniğine kuş için tahlil-tetkik ve muayene için gitmeyi planlayanların ''kuşun parasal değerinden daha fazla bir veteriner ücreti çıkacağı korkusu'' da kafasının bir kenarında mutlaka yatıyor.Bu da Türkiye'nin genel ekonomik gerçekleri ile alakalı bir durum.
Bu sebeple insanlar kuşlar konusunda kendi başının çaresine bakacak şekilde,çoğu zamanda kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek zorunda bırakıyor.
Özetle;
Kaliteli ve temiz-tozsuz yemlerin,kaliteli üretilmiş ve içeriği doğru hazırlanmış hazır mamaların,kaliteli vitamin-mineral -amino asit gibi destekleyici ürünlerin ve genel temizlik konusunda hassas olunmasının yani ''hastalık önleyici doğru bakım tekniklerinin'' kuş hastalıklarında en önemli konu olduğunu düşünüyorum.