Duygusal bir kaygı olarak yorumlamanız ilginç oldu. Oysaki sizin ifade ettiğiniz profilde bir insan değilim. İkinci yorumunda daha detaylı bir açıklama yaparak kendimi izah etmeye çalışmıştım. Esaret altında bakıp bakmamak çok ayrı bir konu. Doğada olmayanı verip vermemek de farklı bir mesele. Odaklanılan şey zaten kuşun ihtiyacı doğrultusunda beslenmesi. Kuşlar seçicidir, pelet yem bu açıdan avantaj sağlar. Ancak bu, pelet yemin tek başına diyeti ilerletebileceğini ifade etmez. Kuru olmasının getireceği fiziksel durumlar mevcut. Psittacidae türlerinin beslenmesi yoğunluklu olarak taze yani su içerikli gıdalardan oluşur. Vücut mekanizması buna uyumlu şekilde çalışır. Pelet yem verileceği zaman söylenen %60-70 oranları kuşun kendi beslenmesine aykırı. Hem kuru beslenme olarak hem de besin ihtiyacı olarak. Tüm bunlar "pelet verilmeli mi?" sorusuna değil "ne kadar verilmeli?" sorusuna cevap arar. Hoş, hiçbir fikri bilimsel olarak temellendirmeye yetecek kadar araştırma ve deney yok. Papağan türleri doğal yaşam alanlarında gözlemlenmesi zor türler olduğu için saha çalışması sınırlı. Esaret ortamındaki beslenme üzerine yapılan çalışmalar da yetersiz, bu yüzden hiçbir fikir daim doğru değil. Dediğiniz gibi önemli olan dengeli beslenmeyi sağlayabilmek, bunu da elimizdeki verilerle olabildiğince doğal yaşama uygun şekilde yapmak.
Ne kadar doğal o kadar sağlıklı görüşü temelde doğrudur ama bunun zıttı da yaşanıyor. İlaçların temeli bitkisel ürünlerdir ancak aynı ürünler zehir gibi de etki edebilir. Önemli olan "uygunluk", kuş özelinde konuşuyorsak kuş için uygunluk. Kuşun fizyolojisi, metabolizması göz önüne alınarak karar verilmeli. Böyle haraket edildiğinde - dediğiniz gibi hastalık tedavisinde doğal ürünler yetersiz kalır belki ama - hastalıkla mücadelede ve onun öncesinde, önleme sürecinde tek başına yeterli olabilir. Ama tabi ev ortamında, amatörce yapılan uygulamaları kastetmiyorum.