Kuş Yeminden Pelet Yeme Alıştırma Serüveni

Kesinlikle. Benim de pelet yem arayışına girme sebebim buydu.
Benim kuşların tohumların içindeki çekirdekleri vs seçtiklerini görünce beslenmelerinde eksiklik olacağını düşündüm. Sevdikleri tohumları yiyip geri kalanı gagalarıyla yerlere savuruyorlardı.
Eğer bir sıkıntısı yoksa rasyonun. Kesinlikle tohum karışımından daha mantıklı. Gerçi ben %20 civarı tohuma da devam ediyorum. Haftada 2 kez yumurta da veriyorum. Probiyotiğe ve multi vitamine de devam ediyorum. Aslında sadece rasyon verip hiç takviye vermeyenin tecrübelerini paylaşması harika olurdu.
 
Son düzenleme:
Eğer bir sıkıntısı yoksa rasyonun. Kesinlikle tohum karışımından daha mantıklı. Gerçi ben %20 civarı tohuma da devam ediyorum. Haftada 2 kez yumurta da veriyorum. Probiyotiğe ve multi vitamine de devam ediyorum. Aslında sadece bu yem verip hiç takviye vermeyenin tecrübelerini paylaşması harika olurdu.
Hocam ben de ara ara tohum yem veriyorum haftada 1 gibi. Haftada 1 dal darı. Multivitamin, b vitamini ve probiyotik takviyesi de devam ediyorum. Şimdilik haftada 2 kez de beautiful food 2 farkli mama çeşidini karıştırarak veriyorum.

Sadece ve sadece pelet yem de pek mantıklı gelmiyor açıkçası.
Siz tohumları pelet ile mi karıştırıp veriyorsunuz yoksa ayrı yemlikte mi? Her gün mü yoksa sadece haftada belli günlerde mi tohum veriyorsunuz?
 
Hocam ben de ara ara tohum yem veriyorum haftada 1 gibi. Haftada 1 dal darı. Multivitamin, b vitamini ve probiyotik takviyesi de devam ediyorum. Şimdilik haftada 2 kez de beautiful food 2 farkli mama çeşidini karıştırarak veriyorum.

Sadece ve sadece pelet yem de pek mantıklı gelmiyor açıkçası.
Siz tohumları pelet ile mi karıştırıp veriyorsunuz yoksa ayrı yemlikte mi? Her gün mü yoksa sadece haftada belli günlerde mi tohum veriyorsunuz?
Mama almanıza gerek yok rasyon en kaliteli mamanın yerini tutar zaten. Mama da verecekseniz rasyonun mantığı ne ki.. Her gün değil de ara ara haftada 1- 2 kez 1-2 saatte bitirecekleri kadar. Ayrı kapta. Aslında makalelerde falan sadece pelet yeter deniyor. Yani ekstra tohuma ve mamaya gerek yok deniyor. Ben tohumu tamamen unutmamaları için veriyorum arada. Dışkıları çok düzgün oluyor rasyonla öyle değil mi ?
 
Hocam dışkıları yorumlayabilecek kadar tecrübeli değilim. Ancak şekil ve form olarak düzgün. Renkli kısım kahverengi oluyor, üzerinde beyaz bölüm sanırım olması gerektiği gibi. Yalnız tabanda bekleyen dışkıların sıvı kısımları renkli oluyor aynı katı kısmı gibi. Ben bu durumdan şüphelenip yemin üreticisiyle iletişime geçtim. Dışkı fotoğrafları gönderdim. Tamamen olması gereken şeklinde yorumladılar.
 

Ekli dosyalar

Benim kuşlarınki siyaha daha yakın bir kahverengi. Sizin kuşlarınki de normal görünüyor evet. Rasyon yediklerinde daha hacimli dışkılıyorlar sizde farkettiniz mi öyle birşey ?
 
Benim kuşlarınki siyaha daha yakın bir kahverengi. Sizin kuşlarınki de normal görünüyor evet. Rasyon yediklerinde daha hacimli dışkılıyorlar sizde farkettiniz mi öyle birşey ?
Evet ben de farkettim belki de 1,5-2 katı gibi desek yanlış olmaz.
Siz ne kadar süredir kullanıyorsunuz rasyon yemi?

Siz mama vermiyor musunuz? Benim amacım bir şekilde beslenmelerinde çeşitlilik sağlamak. Mamayı aslında beraberinde sebzeler, kuş toprağı, zeolit tozu, yumurta kabuğu, bazen chia tohumu, tarçın, bazen çiğ badem veya ceviz rendesi gibi besinler de sağlamak için kullanıyorum.
Bu arada kanatlıoil form mix ve energy oil yağlarını da kullanıyorum.
 
Merhaba, sanırım yeni üye olduğum için konu açamıyorum. O yüzden sorumu buradan sormak istedim. Umarım eski konuya yazmakla hata etmiş olmam.

1 çift forpus besliyorum. Yaklaşık 2 ay önce pelet yeme geçiş yaptım. Geçiş süreci yaklaşık 1 hafta gibi sürdü. Geçiş yapmakta zorlananlar dilerse kendi uyguladığım yöntemi de yazarım.
Kullandığım pelet yem delta rasyon forpus tam yemi.
Delta rasyon yem ile ilgili fikirlerinizi almak isterim. Uzun süre kullanıp deneyen tecrübe eden oldu mu acaba?
Kuşlar alıştı yiyorlar ama uzun vadede yanlış bir şey yapmak istemiyorum.
Delta Rasyon markasının sahibiyle birkaç kere sohbet etme fırsatı buldum. Gerçekten bilgi sahibi birisi, çıkardığı ürünlerin içeriğinden de belli zaten. Kuşun yeme alışıp yemesi, sevip sevmemesi değişkenlik gösterecektir. Ancak ürün kalitesi iyi bir seviyede.
 
Sadece ve sadece pelet yem de pek mantıklı gelmiyor açıkçası.
Siz tohumları pelet ile mi karıştırıp veriyorsunuz yoksa ayrı yemlikte mi? Her gün mü yoksa sadece haftada belli günlerde mi tohum veriyorsunuz?
Papağanların beslenmesi temelde taze gıdalara dayanır. Pelet yemi genelde tamamen tohum yerine kullanılabilir şekilde reklamı yapılıyor. Ancak bunun karşıtı olan bazı görüşlere denk geldim. Sebebi pelet yemin tamamen kuru bir gıda olması. Az önce de dediğim gibi papağanların beslenmesinde taze gıdalar ağırlıklıdır, yani su oranı yüksek besinler. Pelet yem yapısı gereği çok su isteyen bir ürün. Pelet yeme karşı oluşturulan bu fikirde, tamamen kuru olan bir gıdanın kuş beslenmesinde %30-40-50 gibi yüksek oranlarda bulunmaması gerektiği dile getiriliyordu. Tavsiye edilen oran %5-10 arası, yem olarak geriye kalan kısım ise tohumdan oluşuyor. Ben bu fikri daha doğru buluyorum, sizin de düşündüğünüz gibi bana kalırsa sadece pelet yem kullanımı doğru değil.
 
Papağanların beslenmesi temelde taze gıdalara dayanır. Pelet yemi genelde tamamen tohum yerine kullanılabilir şekilde reklamı yapılıyor. Ancak bunun karşıtı olan bazı görüşlere denk geldim. Sebebi pelet yemin tamamen kuru bir gıda olması. Az önce de dediğim gibi papağanların beslenmesinde taze gıdalar ağırlıklıdır, yani su oranı yüksek besinler. Pelet yem yapısı gereği çok su isteyen bir ürün. Pelet yeme karşı oluşturulan bu fikirde, tamamen kuru olan bir gıdanın kuş beslenmesinde %30-40-50 gibi yüksek oranlarda bulunmaması gerektiği dile getiriliyordu. Tavsiye edilen oran %5-10 arası, yem olarak geriye kalan kısım ise tohumdan oluşuyor. Ben bu fikri daha doğru buluyorum, sizin de düşündüğünüz gibi bana kalırsa sadece pelet yem kullanımı doğru değil.
Tohum da kuru değil mi?
Bence taze gıda tanımına tohumlar da uymuyor. Taze besinlerden bahsedeceksek sebze ve meyve devreye giriyor.
Pelet ve tohum o açıdan bakınca aynı şey değil mi? İkisi de kuru. Yalnız peletleri yerken arada bir suluğa gidip yemleri ıslatıyorlar.
 
Tohum da kuru değil mi?
Bence taze gıda tanımına tohumlar da uymuyor. Taze besinlerden bahsedeceksek sebze ve meyve devreye giriyor.
Pelet ve tohum o açıdan bakınca aynı şey değil mi? İkisi de kuru. Yalnız peletleri yerken arada bir suluğa gidip yemleri ıslatıyorlar.
Doğrudur, pelet yeme göre daha fazla neme sahip ama yine de kuru bir yapısı var. Ama öne sürülen bu argüman vahşi doğadaki beslenme alışkanlığı üzerine odaklı. Bu noktada forpus papağanının da dahil olduğu papağan grubunun doğada ne yediği önem kazanıyor. Yabani papağanlar neredeyse hiçbir zaman tamamen kuru (olgunlaşmış) tohumları yemezler. Yedikleri tohumlar yarı olgun, yeşil togumlardır ve bunların su içeriği yüksek olmakla birlikte yağ oranı düşük, lif ve sindirilebilirlik fazladır. Bu yarı olgun tohumlar, meyve, sebze, çim, çiçek vb birçok ürün beslenmenin temelini oluşturur ve ortaya oldukça çeşitli bir beslenme çıkar. Esaret altında bu kadar çeşidi sağlayabilmek neredeyse imkansız. Pelet yemler ise bundan çok uzak kalıyor. Ama pelet yemlerin en büyük avantajı yem seçmeyi engellemesi. Kimi insanda kuşların içgüdüsel olarak ihtiyaçlarına yönelik beslenebileceğine dair bir düşünce var. Ancak birçok çalışmada kuşların aynı bizim gibi lezzetli şeylere (ki papağanlar için bu, yağlı tohumlardır) yönelim vardır. Pelet yem bunu engellediği ve dengeli beslenmeye yardımcı olduğu için beslenmede bulunur.

İşin sonunda pelet yeme tamamen karşı gelmek saçma olur. Henüz esaret altında en mükemmel beslenmeyi sağlayacak kadar doğal ve çeşitli besinlere erişimimiz yok. Bu noktada dengeli beslenme için pelet gibi ürünlerden faydalanmamız gerek. Forpus papağanları için şuan takip edeceğiniz en iyi şey beslenmenin yarısı sebze, meyve, çim gibi ürünler; %20-25 pelet yem, kalan ise çeşitli tohumlarla oluşturmanız. Ayrıca üreme zamanı buradaki kuru gıdalar azalır, taze besinlerin yanında protein içeriği artar. Kalsiyum ihtiyaçlarını karşılayacak kalamar kemiği gibi takviyeler, D vitamini için UV lamba veya güneşlenme imkanı sunulması. Bu tarz bir besleme sistemi kurmanız en iyisi olur.

Bu arada bizim verdiğimiz meyvelerin şeker oranı çok yüksek. Papağanların doğasında bu kadar şekerli meyvelerin olmaması bir yana, şekerli meyveleri de genelde henüz olgunlaşmadan yerler ve bu sayede az şeker alırlar. Bu yüzden fazla meyve vermeyin. Muz gibi yeşil halini bulabildiğiniz şeyleri tercih edebilirsiniz. Sebze olarak ise beta karoten açısından zengin olanlara öncelik vermeniz iyi olur. Örneğin havuç, kabak, balkabağı, bulabilirseniz tatlı patates vs.
 
Değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Mutlaka dikkate alacağım. Meyve zaten hiç vermiyorum gibi bir şey. Geri kalan tavsiyelere de uymaya çalışacağım.
 
Ancak bunun karşıtı olan bazı görüşlere denk geldim. Sebebi pelet yemin tamamen kuru bir gıda olması. Az önce de dediğim gibi papağanların beslenmesinde taze gıdalar ağırlıklıdır, yani su oranı yüksek besinler. Pelet yem yapısı gereği çok su isteyen bir ürün. Pelet yeme karşı oluşturulan bu fikirde, tamamen kuru olan bir gıdanın kuş beslenmesinde %30-40-50 gibi yüksek oranlarda bulunmaması gerektiği dile getiriliyordu.
Bu kaygı duygusal bir kaygının ötesine geçmez. Bu mantıkla yaklaşacaksak evde kafeste beslediğimiz kuşları doğaya salmamız gerekir dimi ? Ondan daha doğalı mı var ? Yine o mantıkla yaklaşacaksak probiyotik vermeyelim doğada probiyotik premiksi mi var veya multi vitamin vs.. Bilimsel platformda pelet, özellikle de rasyon yemlerin daha güvenli olduğu bilgisi hakim. Kuşlar tabiki kolay yiyecekleri ıslak, yumuşak şeyleri severler. Örneğin dal darıyı çok sevmeleri mesela. Ama dal darı diğer tohumlar kadar besleyici değildir. Hatta ‰70 den daha yüksek oranda karbonhidrat içerir. Dolayısıyla enerjisini atamayan kafes kuşlarına verilmemelidir. ( ama seviyorlar yazık kıyamam ) demekle olmaz bu işler ? Obez yapar sonra karaciğer yağlanması yok nefes alamıyor hadi veterinere vs.
Önemli olan şey. Kuşa vereceğimiz yiyeceklerin ne kadar çeşitli vitamin ne kadar çeşitli mineral, ne oranda protein ve lif içerdiğidir. Bunu kuru almış nemli almış çok önem arzetmez. Çok kaygı duyan pelete su katarak versin 😂

Doğada bir kuşun ortalama ömrü kafeste yaşayanlara oranla çok düşüktür. Beslenme kaynaklarının yetersizliği, hastalıklar, parazitler yırtıcılar ve zorlu doğa koşulları vs ortalamayı düşürür.
İnsanlara bir dönem ne kadar doğal o kadar iyi algısını oturttular. ( ki insanların eğilimi de bu yönde zaten ) Doğada her derde çare var mantığıyla bakıyor insanlar. Halbuki tqm olarak öyle değil. Evet bir kısım derdin devası doğada bulunur ama ilaçlar kadar işlevsel olmayabilir. Bir çok hastalığın tedavisi de yoktur zaten. Fazla değil, 200 yıl önce insan yaş ortalaması 35 den düşüktü. Şuan 70'in üstü ! yani şuan tıp alanındaki ve teknolojik alandaki gelişmeler insan ömrünü 2 katına çıkardı.

Demem o ki duygusal düşünmek her zaman iyi değildir. Çok doğalcı olmak da öyle. Bilimsel düşünüp bilimsel davranmak en pratiği ve en işlevsel olanıdır.

Bilim hata yapmaz mı tabiki hata da yapabilir yanılabilirde. Ama bilimsel bir bilgi, aksini bilim ispatlayana kafar doğru bilgidir. Bu kulağa küpe edilmelidir. Bilimin hata yapması nadir görülecek birşeydir zaten.

Konuyu bu kadar uzatmamın temelinde pelet veya rasyon konusundan ziyade insanımızın genel algı ve bakış açısını eleştirmek var.
 
Son düzenleme:
Bu kaygı duygusal bir kaygının ötesine geçmez. Bu mantıkla yaklaşacaksak evde kafeste beslediğimiz kuşları doğaya salmamız gerekir dimi ? Ondan daha doğalı mı var ? Yine o mantıkla yaklaşacaksak probiyotik vermeyelim doğada probiyotik premiksi mi var veya multi vitamin vs.. Bilimsel platformda pelet, özellikle de rasyon yemlerin daha güvenli olduğu bilgisi hakim. Kuşlar tabiki kolay yiyecekleri ıslak, yumuşak şeyleri severler. Örneğin dal darıyı çok sevmeleri mesela. Ama dal darı diğer tohumlar kadar besleyici değildir. Hatta ‰70 den daha yüksek oranda karbonhidrat içerir. Dolayısıyla enerjisini atamayan kafes kuşlarına verilmemelidir. ( ama seviyorlar yazık kıyamam ) demekle olmaz bu işler ? Obez yapar sonra karaciğer yağlanması yok nefes alamıyor hadi veterinere vs.
Önemli olan şey. Kuşa vereceğimiz yiyeceklerin ne kadar çeşitli vitamin ne kadar çeşitli mineral, ne oranda protein ve lif içerdiğidir. Bunu kuru almış nemli almış çok önem arzetmez. Çok kaygı duyan pelete su katarak versin 😂
Duygusal bir kaygı olarak yorumlamanız ilginç oldu. Oysaki sizin ifade ettiğiniz profilde bir insan değilim. İkinci yorumunda daha detaylı bir açıklama yaparak kendimi izah etmeye çalışmıştım. Esaret altında bakıp bakmamak çok ayrı bir konu. Doğada olmayanı verip vermemek de farklı bir mesele. Odaklanılan şey zaten kuşun ihtiyacı doğrultusunda beslenmesi. Kuşlar seçicidir, pelet yem bu açıdan avantaj sağlar. Ancak bu, pelet yemin tek başına diyeti ilerletebileceğini ifade etmez. Kuru olmasının getireceği fiziksel durumlar mevcut. Psittacidae türlerinin beslenmesi yoğunluklu olarak taze yani su içerikli gıdalardan oluşur. Vücut mekanizması buna uyumlu şekilde çalışır. Pelet yem verileceği zaman söylenen %60-70 oranları kuşun kendi beslenmesine aykırı. Hem kuru beslenme olarak hem de besin ihtiyacı olarak. Tüm bunlar "pelet verilmeli mi?" sorusuna değil "ne kadar verilmeli?" sorusuna cevap arar. Hoş, hiçbir fikri bilimsel olarak temellendirmeye yetecek kadar araştırma ve deney yok. Papağan türleri doğal yaşam alanlarında gözlemlenmesi zor türler olduğu için saha çalışması sınırlı. Esaret ortamındaki beslenme üzerine yapılan çalışmalar da yetersiz, bu yüzden hiçbir fikir daim doğru değil. Dediğiniz gibi önemli olan dengeli beslenmeyi sağlayabilmek, bunu da elimizdeki verilerle olabildiğince doğal yaşama uygun şekilde yapmak.

İnsanlara bir dönem ne kadar doğal o kadar iyi algısını oturttular. ( ki insanların eğilimi de bu yönde zaten ) Doğada her derde çare var mantığıyla bakıyor insanlar. Halbuki tqm olarak öyle değil. Evet bir kısım derdin devası doğada bulunur ama ilaçlar kadar işlevsel olmayabilir. Bir çok hastalığın tedavisi de yoktur zaten. Fazla değil, 200 yıl önce insan yaş ortalaması 35 den düşüktü. Şuan 70'in üstü ! yani şuan tıp alanındaki ve teknolojik alandaki gelişmeler insan ömrünü 2 katına çıkardı.
Ne kadar doğal o kadar sağlıklı görüşü temelde doğrudur ama bunun zıttı da yaşanıyor. İlaçların temeli bitkisel ürünlerdir ancak aynı ürünler zehir gibi de etki edebilir. Önemli olan "uygunluk", kuş özelinde konuşuyorsak kuş için uygunluk. Kuşun fizyolojisi, metabolizması göz önüne alınarak karar verilmeli. Böyle haraket edildiğinde - dediğiniz gibi hastalık tedavisinde doğal ürünler yetersiz kalır belki ama - hastalıkla mücadelede ve onun öncesinde, önleme sürecinde tek başına yeterli olabilir. Ama tabi ev ortamında, amatörce yapılan uygulamaları kastetmiyorum.
 
Duygusal bir kaygı olarak yorumlamanız ilginç oldu. Oysaki sizin ifade ettiğiniz profilde bir insan değilim. İkinci yorumunda daha detaylı bir açıklama yaparak kendimi izah etmeye çalışmıştım. Esaret altında bakıp bakmamak çok ayrı bir konu. Doğada olmayanı verip vermemek de farklı bir mesele. Odaklanılan şey zaten kuşun ihtiyacı doğrultusunda beslenmesi. Kuşlar seçicidir, pelet yem bu açıdan avantaj sağlar. Ancak bu, pelet yemin tek başına diyeti ilerletebileceğini ifade etmez. Kuru olmasının getireceği fiziksel durumlar mevcut. Psittacidae türlerinin beslenmesi yoğunluklu olarak taze yani su içerikli gıdalardan oluşur. Vücut mekanizması buna uyumlu şekilde çalışır. Pelet yem verileceği zaman söylenen %60-70 oranları kuşun kendi beslenmesine aykırı. Hem kuru beslenme olarak hem de besin ihtiyacı olarak. Tüm bunlar "pelet verilmeli mi?" sorusuna değil "ne kadar verilmeli?" sorusuna cevap arar. Hoş, hiçbir fikri bilimsel olarak temellendirmeye yetecek kadar araştırma ve deney yok. Papağan türleri doğal yaşam alanlarında gözlemlenmesi zor türler olduğu için saha çalışması sınırlı. Esaret ortamındaki beslenme üzerine yapılan çalışmalar da yetersiz, bu yüzden hiçbir fikir daim doğru değil. Dediğiniz gibi önemli olan dengeli beslenmeyi sağlayabilmek, bunu da elimizdeki verilerle olabildiğince doğal yaşama uygun şekilde yapmak.


Ne kadar doğal o kadar sağlıklı görüşü temelde doğrudur ama bunun zıttı da yaşanıyor. İlaçların temeli bitkisel ürünlerdir ancak aynı ürünler zehir gibi de etki edebilir. Önemli olan "uygunluk", kuş özelinde konuşuyorsak kuş için uygunluk. Kuşun fizyolojisi, metabolizması göz önüne alınarak karar verilmeli. Böyle haraket edildiğinde - dediğiniz gibi hastalık tedavisinde doğal ürünler yetersiz kalır belki ama - hastalıkla mücadelede ve onun öncesinde, önleme sürecinde tek başına yeterli olabilir. Ama tabi ev ortamında, amatörce yapılan uygulamaları kastetmiyorum.
Hocam sözüm size değildi. Genel konuştum ama yanlış anladınız sanırım. Siz zaten bir kesimin bakış açısını yazmıştınız kendi fikirlerinizden ziyade.
 
Son düzenleme:
İlaçların temeli bitkisel ürünlerdir ancak aynı ürünler zehir gibi de etki edebilir.
Üretilen ilaçların %25'i bitkisel temellidir evet. Ama geriye kalanı doğa temmelli olmadığına göre sadece doğal yaşamla herşey çözülmüyor demektir. Öyle olsaydı teknolojik gekişmelerden önve hastalık görülmemesi gerekirdi ki eskiden salgın hastalıklar insanların önemli bir kısmını kırıp geçmiştir. O hastalıklar şuan 3-4 günde iyileştiriliyor. Veba gibi, kolera gibi. Milyonlarca kişi ölmüştür bu hastalıklardan. Ama doğal yaşamları vardı.. Demekki ne kadar doğal o kadar sağlıklı bakış açısı tartışmaya açık bir konudur.
Örneğin avcı ve toplayıcı insan döneminde basit bir diş enfeksiyonu ölümcül sonuçlar doğurabilecek nitelikteydi. Ki ölen de çok olmuştur.
 
Son düzenleme:
Üretilen ilaçların %25'i bitkisel temellidir evet. Ama geriye kalanı doğa temmelli olmadığına göre sadece doğal yaşamla herşey çözülmüyor demektir. Öyle olsaydı teknolojik gekişmelerden önve hastalık görülmemesi gerekirdi ki eskiden salgın hastalıklar insanların önemli bir kısmını kırıp geçmiştir. O hastalıklar şuan 3-4 günde iyileştiriliyor. Veba gibi, kolera gibi. Milyonlarca kişi ölmüştür bu hastalıklardan. Ama doğal yaşamları vardı.. Demekki ne kadar doğal o kadar sağlıklı bakış açısı tartışmaya açık bir konudur.
Örneğin avcı ve toplayıcı insan döneminde basit bir diş enfeksiyonu ölümcül sonuçlar doğurabilecek nitelikteydi. Ki ölen de çok olmuştur.
Bu %25 oranının kaynağı varsa paylaşabilir misiniz?

Modern tıbbın gelişmesi, hastalıkların önlenmesi ve ölüm oranlarının düşmesi konusunda faydalı oldu; bu doğru. Ancak sentetik de olsa ilaçlar doğal bileşiklerden temel alınmıyor mu? Antibiyotikler, tansiyon düşürücü ilaçlar, kolesterol ilaçları, ağrı kesici ve morfinler, kalp veya karaciğer yetmezliğinde kullanılan ilaçlar; bunlar doğadaki bileşiklerden ilham alır. Tamamen bitkisel ilaçları kastetmiyorum aslında. Doğadaki bir ürünün içeriğindeki bileşiği ayrıştırıp kullanmak, doğal kaynaklardan ilaç türetmek. Eğer kuş bazında konuşursak benim şahsi fikrim evet, kuş sahiplerinin hastalıklarda doğal çözüm arayıp durması vakit kaybı. Ancak hastalık gelmeden önceki, o asıl süreç tamamen doğal yöntemlerle sürdürülebilir. Günümüzün teknolojisi ile mümkün bu. Artık ilaçlara ve diğer ürünlere karşı bakteriler, enzim, organik asit, lifler; bitkisel yağ ve öz temelli ürünler alternatif olabiliyor. Anti-koksidiyal ilaçlar yerine etkili tamamen bitkisel ürünlere dair yazılarla veya antibiyotiklere alternatif olabilecek bileşiklere değinen birçok araştırma ile karşılaşıyorum. Ama tabi bunları böyle yazınca evde sarımsak-sirke karışımı yapıp hasta kuşa vermeye kalkışanlar doğru birşey yaptıklarını zannediyor 😅. Kastım kesinlikle bu değil. Bu yüzden böyle bir yazının sonuna, insanlar yanlış anlamasın diye, özellikle amatörce yapılan, akademik yeterliliği olmadan kendince karışımlar hazırlamaya çalışanların fayda elde edemeyeceğini belirtme ihtiyacı duyuyorum.

Galiba benim kastımı en iyi açıklayan cümle şu olur: Doğal çözümle oldukça önemli ama bilimsel olarak temellendirilmeli.
 
Günümüzde ilaçların yaklaşık %25-30'u doğrudan bitki kaynaklıdır veya bitkisel bileşenlerden türetilmiştir. Ancak bu oran, ilaç türüne ve kategorisine göre değişebilir:

Doğrudan bitkilerden elde edilen ilaçlar (%25-30): Örneğin, morfin (haşhaş), aspirin (söğüt kabuğu), taksol (porsuk ağacı) gibi ilaçlar bitkilerden izole edilmiştir.

Bitkisel bileşenlerden türetilen yarı sentetik ilaçlar: Bitkisel kaynaklardan elde edilen maddeler kimyasal modifikasyonlarla ilaçlara dönüştürülmüştür (örneğin bazı antibiyotikler ve kanser ilaçları).

Tamamen sentetik ilaçlar: Bu ilaçlar laboratuvar ortamında üretilir ve bitkisel bir kaynağa dayanmaz.

Alıntıdır.
 
Bu %25 içerisinde bile tamamen bitkisel değil de bir kısmı sentetik maddelerle karıştırılarak ilaç haline getirilir.
 
Günümüzde ilaçların yaklaşık %25-30'u doğrudan bitki kaynaklıdır veya bitkisel bileşenlerden türetilmiştir. Ancak bu oran, ilaç türüne ve kategorisine göre değişebilir:

Doğrudan bitkilerden elde edilen ilaçlar (%25-30): Örneğin, morfin (haşhaş), aspirin (söğüt kabuğu), taksol (porsuk ağacı) gibi ilaçlar bitkilerden izole edilmiştir.

Bitkisel bileşenlerden türetilen yarı sentetik ilaçlar: Bitkisel kaynaklardan elde edilen maddeler kimyasal modifikasyonlarla ilaçlara dönüştürülmüştür (örneğin bazı antibiyotikler ve kanser ilaçları).

Tamamen sentetik ilaçlar: Bu ilaçlar laboratuvar ortamında üretilir ve bitkisel bir kaynağa dayanmaz.

Alıntıdır.
Teşekkür ederim
 
Geri
Üst